'Kayacan'a işkence gördüğümüzü söyledik, emniyete göndermekle tehdit etti'

'Kayacan'a işkence gördüğümüzü söyledik, emniyete göndermekle tehdit etti'
12 Eylül 1980 askerî darbesi döneminde sıkıyönetim mahkemelerinde askerî hakim olan Ali Fahir Kayacan'ın, "12 Eylül yargısı bugünden daha adildi." sözüne, özellikle o günlerde işkenceler gören ve yıllarca cezaevlerinde yatıp idamla yargılananlardan sert tepkiler geliyor. Kayacan'ın da yer aldığı askerî mahkeme tarafından 11 yıl haksız yere çeşitli cezaevlerinde yatırıldığını ve dört defa idam cezasıyla yargılandığını anlatan Balıkesir eski Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Ulu, "Mamak Cezaevi'nde, 'tabutluk' tabir edilen yerlerde kaldık. Akıl almaz işkenceler gördük. Bazı arkadaşlarımız idam edildi. İdam cezalarının altında, bu şahsın imzası da vardı. Kayacan, açıklamalarıyla Ergenekon davasını itibarsızlaştırmaya çalışıyor." dedi. 12 Eylül ile Ergekon mahkemelerini kıyaslayarak adiliyet derecesini ölçmeye çalışan Kayacan'ın, bu açıklamayı yapacak en son kişi olduğunu söyleyen Ulu, "Ali Fahir Kayacan'ın açıklaması çok talihsiz, çünkü bu şahıs, 40 kadar idam kararına imza atmış birisi. Kayacan'ın Ergenekon mahkemelerini itibarsızlaştırma çabalarının altında farklı hesaplar yatıyor. Hakimliği bırakmasına rağmen avukatlık yapmaya devam ediyor, Ergenekon davasında darbe iddiasıyla yargılanan şahısların avukatlığını yapıyor." şeklinde konuştu. İddia edilen Ergenekon terör örgütü davasında yargılananların sorgulamalarının "sırça köşkler"de yapıldığını vurgulayan Ahmet Ulu, "Bu şahısların emniyetteki ifadeleri, baskı altında alınmadı. Bunu sanıklar da söylüyor ancak biz, 12 Eylül döneminde yargılandığımız mahkemelerde aylarca içeride işkenceler altında alınan ifadelerle hakim Ali Fahir Kayacan'ın karşısına çıktık. 'İfadelerimizi işkence altında verdik.' dediğimizde, bizi tekrar emniyete göndermekle tehdit etti. Kayacan'ın bugünkü ifadeleri, hukuk sistemimiz açısından yüz kızartıcıdır. Bir hakime yakışmayacak bir durumdur. Sadece müvekkillerini savunmak için bir devri aklamaya çalışması, hukuğumuz açısından iyi bir not değildir." dedi. 12 Eylül dönemiyle bugün kıyaslandığında çok çarpıcı sonuçlar çıktığını belirten Ulu, "Bazı arkadaşlarımız, suçlandığı olaylarla aynı tarihte adliye, emniyet, hastane ve hattâ cezaevinde olduğunu ispatlamasına rağmen hakim Ali Fahir Kayacan, 'Siz bu saydığınız yerlerden kaçmış, bu bu suçları işleyip tekrar geri dönmüş olabilirsiniz.' diyordu. Bu gerekçelerle ben ve birçok arkadaşımız idam cezasıyla yargılandı, bazıları idam edildi." diye konuştu. Kayacan'ın açıklamasının hukukçular tarafından protesto edilmesi gerektiğini savunan Ahmet Ulu, şunları söyledi: "Buradan hukukçularımıza, 12 Eylül'ün mağduru olan solcu ve ülkücülere sesleniyorum. Ali Fahir Kayacan'ı tel'in edelim. Her platformda bu söylediklerinin yanlış olduğunu vurgulayalım, çünkü 12 Eyül adaleti, hiçbir zaman bugünkü adaletle kıyaslanmayacak kadar kötüydü. Ali Fahir Kayacan, bizzat bizi yargılayan ve aldığımız cezalarda imzası bulunan bir şahıstır, hattâ dönemin kudretli başsavcısı Nurettin Soyer'in beni odasına çağırıp, 'Seni Ege Bölgesi'nden numunelik olarak asacağım.' dediğini Kayacan'a aktardığımda hafife alarak, 'Kararı o değil, biz vereceğiz.' şeklinde konuyu geçiştirmişti. Bugün aynı olay yaşansa, nasıl bir tepkiye yol açabileceğini düşünemiyorum bile. Böyle bir hukuk anlayışı kabul edilemez. Bir müvekkilini kurtarmak için kimse hukuku katletme hakkına sahip değildir. Buradan kendisine sesleniyorum. Bir dönem 12 Eylül yargılamalarında bulundunuz, ihtilâl hukukunu uyguladınız. İşkence olduğunu siz de kabul ediyorsunuz. İnsanları öldürttünüz, öldürülmelerine göz yumdunuz, asılmaları için imza attınız ancak lütfen adaleti öldürmeyelim, adaleti ipe çekmeyelim, idam etmeyelim."
15 Nisan 2011 16:27
DİĞER HABERLER