Samanyoluhaber yazarı ilahiyatçı Dr. Ali Demirel okurlarından gelen bir kaç soruyu kısa kısa cevapladı
DR. ALİ DEMİREL- SAMANYOLUHABER.COM
Soru: “Yaklaşık iki aydır pasaportumu arıyorum. Nereye koyduğumu bir türlü hatırlamıyorum. Böylesi kayıp durumlarında okunması tavsiye edilen bir dua var mı?” (Zeynep)
Konuyla alakalı kaynaklarımıza baktığımızda Hz. Ömer’in oğlu Hz. Abdullah’a böylesi durumlarda iki rekât namaz kıldıktan sonra şu duayı yapmasını tavsiye ettiğini görüyoruz:
“Allâhümme rabbe'd-dâlleti ve hâdiye'd-dâlleti, rudde aleyye dâlletî bi kudretike ve sultânike. Fe innehâ min fadlike ve atâike - Ey kaybolanların Rabbi ve kaybolanları ve yolunu kaybedenleri doğru yola ileten Allah'ım! Kudretin ve saltanatın hakkı için kaybettiğim şeyi bana iade eyle. Çünkü bu senin fazl ve keremindendir.”
Ayrıca mana büyükleri bu duanın dışında kaybolan veya çalınan bir eşyayı bulmak için her gün yirmi beş kere aşağıdaki duanın okunmasını tavsiye ederler:
“Yâ câmi’annâsi li yevmin lâ raybe fihi innallahe lâ yuhlifül mi’âd icma’ beyni ve beyne ... - “Ey kendisinden şüphe edilmeyen günde insanları bir araya getiren Allah’ım! Kaybetmiş olduğum ... benimle buluştur, onu bulmamı nasip eyle.” (Noktalı yere geldiğinizde kaybettiğiniz eşyanın adını söyleyebilirsiniz.)
Tedavide kullanılmış sülükleri öldürmek doğru mu?
Soru: Tıbbi olarak sülük tedavisi yapan bir doktorum. Tedavi sonrası kullanılan sülükleri çamaşır suyunda imha edip tıbbî atık olarak değerlendiriyoruz. Bu şekilde sülükleri imha etmenin bir günahı var mı? (Dr. Şifa)
Sorunuza kestirmeden cevap verecek olursak tedavide kullandığınız sülükleri öldürme zorunda değilseniz elbette tabiata, yani doğal ortamına bırakmak doğru olacaktır.
Sorunuzun detayında vücudunda bulaşıcı hastalık taşıyan kimselerde kullanılan sülüklerin başka bir hastada kullanılması durumunda o hastaya da bulaşacağını yazmışsınız.
Bu konuyu uzman bi arkadaşıma sordum. Bana şunları söyledi.
AIDS virüsü taşıyan hastaya sülük tedavisi uygulanmış ve kullanılan sülük kendi doğal ortamında takip edilerek hayatı gözlemlenmiştir. Aradan 6-7 ay kadar bir zaman geçtikten sonra laboratuar ortamında AIDS mikrobu taşıyıp taşımadığı incelendiğinde sülükte AIDS virüsü taşımadığı gözlemlenmiş.
Yani tedavide kullanılan sülüklerin kendi ortamına bırakıldığında toprak altına inerek buradan altı-yedi ay kadar çıkmadığı, bu süreçte vücudundaki kanı temizlediği ortaya çıkıyor.
Bu bilgiler ışığında sorunuza cevap verecek olursak, tedavi maksatlı kullanılan sülükler tabi ortamına bırakılmalı, onları öldürmekten kaçınılmalıdır.
Cenazenin bekletilmesinde bir mahzur var mı?
Soru: “Hocam geçtiğimiz günlerde babamı kaybettik. Yurt dışında yaşayan amcamlar defin işlemini bekletmemizi söylediler. Ancak hocamız cenazenin bekletilmesinin caiz olmadığını söyledi. Dini açıdan cenazenin bekletilmesinde bir mahzur var mı?” (Serkan)
Öncelikle başınız sağ olsun. Rabbimiz babanıza rahmetiyle muamele buyursun.
Kaynaklarımıza baktığımızda Allah Resulü’nün (s.a.s.) bu konuyla alakalı şu ikazlarının olduğunu görüyoruz: “Hazırlandığı zaman cenazeyi bekletmeyiniz.” (Tirmizi, Sünen, Cenaiz, 73)
“Cenaze defninde acele ediniz. Eğer bu ölü iyi bir kişi ise bu bir iyiliktir. Onu (bir an evvel kabirdeki) hayır ve sevabına ulaştırmış olursunuz. Eğer bu cenaze iyi bir kişi değilse bu da bir yüktür. Bir an evvel onu omuzlarınızdan atmış olursunuz.” (Buhârî, Cenâiz, 52)
Bu hadis-i şeriflerden hareketle alimlerimiz cenazeyi bekletmeden en kısa zamanda toprağa verilmesi gerektiği üzerinde dururlar. Dolayısıyla cenaze bekletilmemeli, ilk fırsatta gerekli işlemler yapılıp defnedilmeli.