Zaman Gazetesi’nin PKK ile işbirliği yaptığına dair iddialar tam bir deli saçması. Bu konuda bir mahkeme kararı olmadığı gibi iddiayı ispatlayacak tek yorum yazısı ve haber yok. Ortada bir çifte standart var. Çünkü PKK’ya net tavır koymayan yayın organlarına bile anayasa gerekçe gösterilerek dokunulmuyor.

Gerekçelerden biri Zaman’a yardım amacıyla para toplandığı iddiası. 100 gündür yönetimi devralan kayyımlar illegal para girişi ve çıkışı ile ilgili bir belge bulamadı. Devlete vergisi ödenen tiraj ‘uydurma’ olarak itham edildi. Şike ve Tahşiye dahil tüm isnadlarda şaibeli gizli tanıklar kullanıldı.

Selam Tevhit Örgütü 2014’te Yargıtay kararıyla silahlı terör örgütü olarak onandı. Adı pek çok eylemle anılan ve İran’a casusluk iddiaları ile gündeme gelen örgütün haberini yapmak suç sayıldı! Bu itham, isnad edenleri zan altında bırakacak.

Feza gazeteciliğe el konulması öncesi, Zaman gazetesi, Cihan Haber Ajansı, Irmak Tv’de yaklaşık 900 kişi çalışmaktaydı. İki ay içerisinde kayyımın kapattığı şirketler ve haksız yere işten atılan çalışanların ayrılmayla bu sayı 300’e düştü. Irmak TV, Zaman Kitap, Ailem, Püff tasarruf gerekçesiyle kapatıldı. Diğer yandan gazeteye, basın camiasında itibarsız çok sayıda yeni isim alındı. Gazetecilikle ilgili çalışmaları tartışmalı olan yaklaşık 100 kişi, Zaman ve Cihan bünyesinde yüksek maaşlarla işe başladı.

Kayyımın ilk faaliyetlerinden biri Anadolu’daki Feza Gazetecilik A.Ş’nin 9 yayın temsilciliğini  kapatmak oldu. Gazetecilerin ofislerdeki bilgisayarları bile tutanakla merkeze getirtildi.  Mobilyaları hibe veya bağış yolu ile yok pahasına elden çıkarılmaya çalışıldı. Daha önce parası ödenip alınan gazete kağıtları ise Türkiye ve Star gazetesine gönderildi. Aylık 20 milyon geliri olan Zaman,  hem tiraj hem de reklam gelirinin yüzde 99’unu kaybetti. Irmak TV’ye 1 milyon liraya mal olan bir canlı yayın aracının 150 bin TL ye elden çıkarıldığı ileri sürüldü.

Zaman çalışanı Hafsa Ben, iş çıkışı bina önünde bekleyen tomaların resmini çekmek istediği için gazeteden kovuldu. Ben, işten atıldığı süreci şu şekilde anlatıyor: “İş çıkışı TOMA’yla beraber gazetenin fotoğrafını çekmek isterken yanıma beş on tane polis geldi. ‘Fotoğraf çekemeyeceğimi’ söyleyip beni tartaklamaya başladı. Ertesi gün işte siyah takımlı elbiseli bir adam bizzat masama gelerek zorla insan kaynaklarına götürdü ve tazminatsız kovuldum. Gazeteciliğin prensibinde yayın katına bırakın polisi gazetenin güvenlik görevlileri dahi girmez. Orda fikirler özgürce tartışılır. Ama kayyım döneminde polisler yayın katında adeta cirit atıyordu”.

Savcı Fuzuli Aydoğdu’nun talebi İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimi Fevzi Keleş’in anayasaya ve kanunlara aykırı kararıyla hayata geçirilerek gazeteye el konuldu.

Kayyımların isimleri ticaret sicil gazetesinde yayınlanmadan Feza Gazetecilik yönetimi polis baskınıyla

devralındı.

Kayyım, ilk iş olarak Genel Yayın Yönetmeni Abdülhamit Bilici’yi herhangi bir yetkisi olmamasına rağmen görevinden uzaklaştırdı.

Binaya zorla giren kayyım heyeti, mahkeme kararında arama emri bulunmamasına rağmen polislere verdiği talimatla binada kanunsuz arama yaptırdı.

Üstelik bu arama güvenlik kameraları tarafından kaydedilmesin diye kameraların üzerleri kapatıldı.

Personel tartaklanarak binadan yaka paça dışarı atıldı. Kayyımlar yetkisi olmamasına rağmen polislere talimat yağdırdı

El konulmasının ertesi günü Zaman gazetesinde tam bir işgal havası hakimdi. Çalışanlar binaya üstleri didik didik aranarak girebildi. Günlerce kapıda arama yapıldı, polis personelin GBT’se baktı. İsimler fişlendi, personelin her birine numara verildi.

Devletin polisi bir aya yakın gazete koridorldrıda dolaştı. TOMA’lar üç ay boyunca bahçedeydi. Özel güvenlik mescit ve arşivin kapı girişleri dahil birçok yerde nöbet tuttu.

Kayyım heyeti yaptıkları ilk toplantıda gazetenin önceki yöneticilerini “terörist” diye tanımladı. Gazeteye sahip çıkan okura plastik mermi, gaz ve TOMA’lı müdahale yapıldı

Türkiye’nin internetteki ilk gazetesi Zaman’ın (1996) 20 yıllık web arşivi yok edildi. Haberlere erişim engellendi.

Binanın elektronik sistemini kontrol altına almak için kayyımlar tarafından bir hacker getirildi. Ancak sistemi çözemeyince ana bilgisayarın kabloları kesilerek sistem kullanılamaz hale getirildi. Bazı bilgisayarların hard disklerinin söküldüğü görüldü.

Önce üst düzey yöneticiler işten atıldı. Ardından alta doğru çalışanlar işten çıkartıldı.  İşsizlik maaşı, izin ve tazminat hakları gasp edildi, ödemeler yapılmadı.

Püff, Ailem gibi ihtisas yayınları ile ekonomi alanındaki sektöreel eklerinin basımı engellendi. Irmak Tv, CMD, Zaman Kitap şirketleri tasarruf iddiasıyla kapatıldı.

Eşi AKP İstanbul 1. Bölge Milletvekili adayıydı. Ancak seçilemedi. Twetter adresinde Erdoğan’a hayranlığını ifade eden çok sayıda paylaşımı halen sayfasında duruyor.

TMSF’nin Sabah gazetesine el koyması sonrası, Kaplan buraya da kayyım olarak atanmıştı. 2007-2008 arası Sabah gazetesi Yönetim Kurulu Üyeliği görevini yürüttü.

Kayyım geldikten sonra birçok gazetenin dağıtımından dolayı Cihan Medya Dağıtımın abonelerden aldığı 36 milyon TL’ye yakın para ne okuyucuya iade edildi ne de söz konusu alacaklı gazetelere verildi. Okuyucular, kredi kartından çekilen paralarına ilişkili bankalara başyvurup geri iade talep etmelerine rağmen bir sonuç alamadı. Bankalar kanunu ve tüketici kanunun çiğnenerek okura gitmeyen gazete için hukuksuz tahsilat sürüyor.

Muhalif bir yayın politikası takip eden Zaman gazetesi, kayyım atanması sonrası birden bire havuz medyasına dönüştürüldü. Kayyım yönetimindeki üç aylık zaman diliminde gazetenin birinci sayfasında Erdoğan’ın 50’ye yakın haberi girdi. Bunların 20 tanesi Erdoğan’nın sözlerinin manşete taşınmış hali.

HDP’li vekilleri meşru görmediğini ilan eden Erdoğan, milletveki dokunulmazlıklarının bir an önce kaldırılması için meclise talimat verdi.

29 Mart’taki manşette Erdoğan’ın Harp Akademileri’ndeki konuşması birinci sayfaya taşındı. Manşette Erdoğan’nın cumhurbaşkanı olarak ordunun da komutanı olduğu vurgulandı.

Ankara’da yaşanan patlamadan sonra AB’ye yüklenen Erdoğan, Avrupalı ülkelerin teröre yeterince tepki vermediğini savundu.

Uluslararası arenada neredeyse sorun yaşamadığı ülke bulunmayan Türkiye İslam ülkelerinin umudu olarak gösterildi.