Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen KCK davasının 15. duruşmasında da Kürtçe savunma krizi aşılamadı. Duruşmanın bu sabahki oturumunda mahkeme başkanı, savunma yapmaları için sanıklara söz verdi. Mikrofonu alan sanıklar, Kürtçe olarak anadillerinin Kürtçe olduğunu bu yüzden Kürtçe savunmak yapmak istediklerini belirtti. Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz ise Kürtçe anlamadığı için konuşmaları 'anlaşılmayan bir dil' olarak kayda geçireceğini ve mikrofonu kapatacağını söyledi. Sanıklar Kürtçe konuşunca, mahkeme başkanı, mikrofonu kaparak sözü bir sonraki sanığa verdi.
Terör örgütü PKK'yı da bünyesinde barındıran 'Kürdistan Topluluklar Birliği / Türkiye Meclisi (KCK/TM)' davasına Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. 104 tutuklu sanık ile tutuksuz yargılanan 32 sanığın katıldığı duruşma, yoklamayla başladı. Sanıklar, önceki duruşmalarda olduğu gibi Kürtçe olarak 'buradayım' dedi. Duruşmaya ilk kez katılan tutuksuz sanıklardan Seyithan Haran hakkındaki suçlamaların okunmasının ardından savunmaya geçildi. Mahkeme başkanı Yılmaz, savunma için sanıklardan Kamuran Yüksek'e söz verdi. Yüksek, Kürtçe olarak 'Kürt olduğunu ve ana dilinde savunma yapma hakkının olduğunu' söyledi. Başkan Yılmaz, "Sanığın Kürtçe olduğunu düşündüğümüz bir dille savunma yaptığı görülmüştür." diyerek mikrofonu kapattı.
Bunun üzerine söz alan müdafi avukatlardan Selçuk Kozağaçlı, davanın tıkandığını ve böyle devam etmesinin imkânsız olduğunu söyledi. Kozağaçlı, "Sanıklar açıklama yapmak istiyor. Kürtçe dışında bir dille yapmak isteselerdi acaba sizin tavrınız ne olurdu? Yargılamanın tıkanması taraftarı değiliz. Sorgu yapılmadan delil ikame edilemez. Burada sorgu yapılmıyor, sözleri kesiliyor." dedi.
Ardından mahkeme başkanı, savunma için sanıklardan Nadir Yıldırım'a söz verdi. Yıldırım, Kürtçe "Arkadaşlarımız da dile getirdi. Siz de iyi biliyorsunuz biz Kürdüz." dedi. Başkan Yılmaz, mikrofonu kapatarak, "Kürtçe konuştuğu görüldü." dedi.
Sanık avukatlarından Meral Danış Beştaş, bunun hukuka aykırı olduğunu, avukatlara güvenilmediği bir izlenim olduğunu dile getirdi. Başkan Yılmaz ise sanıkların savunmasını almaya devam etti. Ünal Ahmet Çelen, Herdem Kızılkaya, Hüseyin Yılmaz, Ramazan Morkoç, Salih Akdoğan ve Turan Genç de aynı şekilde Kürtçe konuşunca mikrofon kapatılarak sanıkların konuşmasına izin verilmedi.
Sanıklardan emekli astsubay Mehmet Abbasoğlu ise elindeki dosyadan Kürtçe okuyarak Kürtçe savunma yapacağını söyledi. Mahkeme başkanı, daha önceki duruşmalarda Kürtçe bilmediğini belirten Abbasoğlu'na, "Siz Kürtçe bilmiyordunuz, Türkçe mi yapacaksınız?" diye sordu. Sanık, Kürtçe anladığını söyledi.
AKTAR: ESKİDEN 'SÖZDE KÜRTÇE' DENİLİRDİ, BUNDAN VAZGEÇİN
Söz alan sanık avukatlarından Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar, "Sayın başkan, 'Kürtçe olduğunu düşündüğümüz' cümlesinden vazgeçin artık. Tüm Türkiye biliyor bunun Kürtçe olduğunu. Eskiden 'sözde Kürtçe' deniliyordu, bu da onun gibi oluyor." dedi.
Başkan Yılmaz ise, "Ben Kürtçe bilmediğim için öyle diyorum. Kürtçe olduğunu bilmiyorum. Size güveniyorum; ama Kürtçe demem için anlamam gerekiyor." şeklinde yanıt verdi.
MAHKEME BAŞKANI: KÜRTÇEYE SAYGILIYIZ
Avukatlardan İbrahim Tali Uysal ise mahkeme başkanına, "Ne kadar inkâr ederseniz edin, milyonlarca kişi Kürtçe konuşuyor." dedi. Bunu üzerine mahkeme başkanı, "Milyonlarca kişinin Kürtçe konuştuğunu, Kürt dilinin olduğunu biliyoruz. Buna itirazımız yok." karşılığını verdi.
Daha sonra savunma için söz verilen sanıklardan Kemal Aktaş, Çimen Işık, Mehmet Nimet Sevim, Lütfi Dağ, Bayram Altun, Alican Önlü, Ahmet Birsin, Ali Oraç, Hasan Hüseyin Ebem ve Ercan Akyol'un Kürtçe konuşmalarını, sanık avukatlarından Mehmet Emin Aktar söz olarak tercüme etti. Sanıklardan Ercan Sezgin ise Kürtçe olarak savunma yapacağını, bunun Türkçe'ye saygısızlık anlamına gelmemesi gerektiğini söyledi. Mahkeme Başkanı Yılmaz ise "Biz de Kürtçe'ye saygılıyız." ifadelerini kullandı.
DAVAYI CHP ADINA TANRIKULU İZLEDİ
Daha önce KCK sanıklarının avukatlığını yapan eski Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu, bu sefer CHP adına davayı izledi. Duruşmayı birlikte takip edecekleri duyurulan Süheyl Batum ise Diyarbakır'a gelmedi. Duruşmayı ayrıca BDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak, DTK Eş Genel Başkanı Ahmet Türk, Aysel Tuğluk, BDP milletvekilleri ve belediye başkanları tam kadro izledi. Eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan da duruşmayı Gültan Kışanak ile yan yana izledi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 7 bin 578 sayfalık iddianamede, 104'ü tutuklu 152 sanık hakkında 'devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak, terör örgütü üyesi ve yöneticisi olmak ve terör örgütüne yardım ve yataklık etmek' suçlarından 15 yıl ila ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen hapis cezaları isteniyor.