Koronavirüs'ün ekonomiye etkilerini analiz eden Alp Altınörs, Türkiye’nin güvenilmez ülke kategorisine girmesiyle birlikte astronomik faizle dış borç bulmaya başladığını, bunun virüs etkisiyle iyice artacağını söyledi.
Koronavirüs'e karşı kimi ülkeler öz kaynaklarını kullanarak krizin etkilerini atlatmaya çalışırken, bazı ülkeler de dış borçlanma yoluna giderek krizden çıkma yolunu arıyor. Ancak her iki durumda olmayan ülkeler için kötü bir gelecek beklentisi hâkim.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, G20 ekonomileri hakkında yayımladığı araştırmasında Türkiye’nin 2021 yılında ancak yüzde 0,8 büyüyeceği öngörülürken, gelişmekte olan G20 ülkeleri arasında en fazla Türkiye ekonomsinin etkileneceğini kaydetti.
DIŞ KAYNAK BULMAK ZORLAŞTI
Türkiye’nin bir yanda Korona salgınının ekonomik etkilerine karşı yetersiz tedbir paketi, “Kefen parası” olarak nitelendirilen ihtiyat akçesinin tüketilmiş olması, risk priminin (CDS) 600'ü aşması, Hazinenin 40,4 milyarlık açık vererek tarihi rekor kırması ve yine ve mevcut yönetimin halktan bağış toplaması gibi gelişmeler iç kaynağın tüketildiğini gösteriyor.
Türkiye’nin dış kaynak bulmakta zorlanacağı ihtimali yeniden gündeme geldi.
Peki enflasyon oranı ile dış borcu yüksek, döviz rezervi düşük ve iç ve dış siyasi riskleri büyük ülke olarak algılanan Türkiye’nin dış kaynak bulma şansı var mı?
MA’ya mülakat veren ekonomist Alp Altınörs, Türkiye’nin uluslararası piyasalarda güvenilir bir ülke olmadığını ve mevcut güvensiz konumundan dolayı yeni bir finansman kriziyle karşı karşıya geleceğini söyledi.
YABANCI SERMAYE REEL NEGATİF FAİZ SINIRI AŞILDIĞI İÇİN KAÇIYOR
Özellikle Merkez Bankası’nın faiz oranlarında gittiği düşüşün Türkiye’yi daha zor bir süreçle karşı karşıya bıraktığını belirten Altınörs, son altı aydaki sermaye çıkışının ciddi boyutlara ulaştığını, yine hazine tahvillerindeki yabancı payının yarıya kadar düştüğünü ifade etti.
Türkiye’nin doğrudan yabancı yatırım konusunda ciddi bir liman olmadığını ancak ara sermayesi için hala yatırım yapılabilir bir ülke olduğunu ekleyen Altınörs, “AKP’nin kendi yandaşlarını kurtarmak için faizleri aşağıya çekmesi ülkeyi negatif real faiz oranı sınırına getirdi. Dolayısıyla negatif real faiz olan bir ülke de sermaye durur mu? Eğer bu ülke ABD, Almanya ya da Japonya ise durabilir fakat, Türkiye gibi ülkelerde negatif real faiz olduğu zaman yabancı sermayeyi tutmak mümkün değil.” dedi.
AMERİKA'NIN 15 KATI FAİZLE BORÇ BULABİLİYORUZ
Sıcak para akışı seyrinin Türkiye’de tersine döndüğüne değinen Altınörs, para akışı seyrindeki tersi dönüşün Türkiye’yi dolarla borçlanmaya ittiğini ve bu borcu ödeyip ödemeyeceği konusunun ciddi bir finansman krizine yol açtığını vurguladı.
Altınörs, “Bakın şu anda Türkiye tahvil borsalarında dolara yüzde 8 faiz ödeyerek borçlanabiliyor. ABD piyasalarına baktığımız zaman, 10 yıllık bonoları yüzde 0,5 gibi bir rakamla borç verilirken, Türkiye, yüzde 8 oranında dolara faiz vererek borçlanıyor. Bunun sebebi ise Türkiye’ye güvenmemeleri.” dedi.
BORÇ BULUNUR, ANCAK FAHİŞ FAİZLE
CDS primi 300’ün üzerinde olan ekonomilerin aşırı kırılgan ekonomiler olduğu bilgisini veren Altınörs, Türkiye’nin CSD priminin ise 600’ü aştığını ve bu verinin de artık borçlarını ödeyemeyeceği yönünde ciddi izlenimler verdiğinin altını çizdi.
Altınörs, “Bu durum Türkiye’nin şu anda borç bulamaması anlamına gelmiyor ama yüksek faizle borç bulabilir. Şimdi Türkiye sürekli olarak kendi para birimi karşısında değer kazanan dolarla ile borç alıyor ve üstüne bir de yüzde 8’lik faizle bunu yapıyor. Dolayısıyla Türkiye dış kaynağı ancak bu şekilde bulabilir. Bu durumda giderek yeni bir finansman krizin kapısını aralayacak.” şeklinde konuştu.