Prizma Serisi’nin dokuzuncu kitabı ‘Kendi Ruhumuzu Ararken’ meselelere farklı açılardan bakma ayrıcalığı sunuyor
Nil Yayınları tarafından hazırlanan ve Fethullah Gülen Hocaefendi’nin kendisine yöneltilen farklı konulardaki sorulara verdiği cevapları, sorunlara önerdiği çözümleri ihtiva eden Prizma Serisi’nin dokuzuncu kitabı ‘Kendi Ruhumuzu Ararken’, medeniyetimizin birikimlerini bugünün düşüncesine tercüme ederek, okura, günümüz meselelerine farklı açılardan bakma ayrıcalığı sunuyor.
Küçülen dünyada sürekli büyüyen ‘gönüllüler hareketi’nin fikir ve aksiyon mimarı olan Fethullah Gülen Hocaefendi’ye göre çağın hastalıklarına çözüm sunabilmek için fert ve toplumların kendi ruh dinamiklerine bağlı kalmaları, bu sadakatin sunduğu ölçülerle sürekli bir arayış ve yenilenme içerisinde olmaları gerekmektedir.
Olan Biteni Normal Karşılayan, Hiçbir Şey Üretemez!
Bu arayış yolculuğunun aklî ve kalbî yollarını farklı konu başlıkları altındaki mülahazaları ile ortaya koyan müellif, gayretli bir duyuş ve hissedişin, çağa ve çağın getirdiklerine karşı fertleri ve milletleri diri tutacağını vurguluyor. Çünkü müellife göre, her şeyi normal gören fertlerin bir şeyler üretmeleri ve diri kalabilmeleri mümkün değil. Daha açık bir tabirle Gülen, ferdî ve içtimai çürümenin önüne geçecek en önemli kavram olarak ‘metafizik gerilim’i öne sürüyor.
‘Merak’lı Ol, Nefsinin İnzibatından Kurtul
Muhterem müellif kendi ruhumuzu arama sürecinde bir kılavuza teslim ediyor bizi. Bu kılavuzsa, herkeste bulunan fakat şimdilerde başı tembellikle bağlı “merak duygusu”. Gülen, nefsin inzibatından kurtarmaya çalışıyor merakımızı. Kendi ruhunu arayan, aramayı tavsiye eden, merakı canlı ve diri tutmaya çalışan, sorudan kaçmayan, sorunun üzerine cesaretle giden ve gidilmesini salıklayan bir Hocaefendi var karşımızda. Kendini değil cemaat şuurunu parlatıyor ve önümüze koyuyor. ‘Ferden ferdâ mücrimiz ama şahsı manevi olarak âlâlardan âlâ olmaya namzetiz.’ İşte bu cümle dahi her türlü taassuptan arınmış, duru bir düşüncenin göstergesi.
Medeniyetler, Milletlerin insanlaşmasıyla Oluşur!
Hocaefendi, kendi ruhumuzu arama sürecinde bizlere rehberlik ederken, medeniyet birikimlerinin kesintiye uğratıldığı bir dönemde dini inançlarımızda, yaşayış üslûbumuzda, fikri mülahazalarımızda, günlük münasebetlerimizde, sanatta, edebiyatta, ekonomide ve hatta müsamaha anlayışımızda yaşanan terslikleri ve dağınıklıkları bir bir toparlayarak, hatları yeniden belirliyor. Her zaman başvuracağımız bir idealler ve değerler atlası koyuyor cebimize. Çünkü kendisi ‘medeniyet’ kavramına, milletlerin insanlaşması olarak bakıyor.
Yolun Sonundaki Işığa Uzanmak İçin ‘Kendimizi’ Okumalıyız
“Kendi Ruhumuzu Ararken”, bugün ortaya koyulan iyi niyetli çabaları da es geçmiyor. Onları bir netice olarak değil de bir milletin liyakat emaresi olarak değerlendiriyor. Arayış sürecinin umut verici şekilde devam etmesi için de kendi irfanımızı, kendi ilmimizi, kendi dünyamızı ve eserlerimizi okuyup anlamayı tavsiye ediyor muhataplarına. ‘Okumak bir iştir, okuyup anlama ve hazmetme ikinci bir iştir.’ cümlesiyle bizi daha derin okumalara davet ediyor.
Fethullah Gülen Hocaefendi, milletimiz için medeniyetimize açılan büyük bir keşif kapısı. Yanılmaktan ve yanıltmaktan korkan, muhatabını Hakikatin kaynağına taşımaya çalışan diri bir irade adamı, zamanı omzunda taşıyan çağdaş bir mütefekkir. Nil Yayınları tarafından hazırlanan “Kendi Ruhumuzu Ararken”, böylesine farklı ve duru bir kaynaktan bugüne ve geleceğe bakabilme fırsatı veriyor tüm kitapseverlere.