Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden ihraç edilen ve 9 Kasım sabahı evinden gözaltına alınan Dr. Cenk Yiğiter, savcılıkta verdiği ifadesinin ardından serbest bırakıldı.
Cuma günü gözaltına alınan 'Barış bildirisi imzacısı' Yiğiter'in emniyetteki sorgusu pazar günü tamamlanmıştı. Yiğiter'e sosyal medya paylaşımları ve Eğitim-Sen'in faaliyetlerinin sorulduğu basına yansımıştı.
Cenk Yiğiter, 6 Ocak 2017 tarihli 679 sayılı KHK ile görevinden ihraç edildi.
Ağustos 2017’de Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü'nü öğrenci olarak kazandı. Ankara Üniversitesi Ön Lisans ve Lisans Eğitim-Öğretim Yönetmeliğinde değişikliğe gitti. Yönetmeliğin kayıt ve kabul işlemleri bölümüne "kamu görevinden çıkartılmamış olmak" şartı getirdi. Yiğiter’in kaydı alınmadı.
Mart 2018’de avukatlık stajı, stajının bitimine sekiz gün kala iptal edildi.
Attığı bir tweet nedeniyle “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla açılan davada Ankara 20. Asliye Ceza Mahkemesi, 30 Ekim’de 1 yıl 5 ay 15 gün hapis cezası verdi. Hükmün açıklanması geri bırakılmadı.
Yiğiteri 2 Kasım’da Twitter’dan şu paylaşımları yapmıştı:
“KHK'li bir hukuk doktoruyum. Bazı dergilerde yazımın yayınlanması, bazı bilimsel toplantılara katılmam yasak. Kamuda çalışmam yasak. Vakıf üniversitesinde çalışmam yasak. Avukat olmam yasak. Ankara Üniversitesi'nde öğrenci olmam yasak. Pasaport almam ve yurtdışına çıkmam yasak.
“Fetöcüysen beter ol diyen veya türlü şekilde fetöcü olduğumu ima eden yorumlara toplu cevap: Değilim. Ben Barış Bildirisi imzacısı olduğum için ihraç edildim. Bu ‘cemaat’e mensup olup, yakın olup ancak herhangi bir suça karışmamış kişilerin cezalandırılmasını ise doğru bulmuyorum.
“Ayrıca bu twit bir durumu tarif etmekten ibaret. İçinde bir aman dileme yok, empati, yardım, dayanışma çağrısı yok. Kimseden bir şey beklediğim yok yani. Ancak bu bir uyarıdır. Bu devlet toplumun bir kesimine bunu yapabiliyorsa, yarın başka başka kesimlere başka şeyler yapabilir.”