Hollanda’nın Wassenaar şehrinde sokakta yürürken ‘hırsız var, evimi soydu’ çığlığını duyan Kürşat Çevik, kovaladığı şüpheliyi yakalayıp yere yatırdıktan sonra arkadan kelelepçe pozisyonuna getirdi. Ardından şüpheliyi olay yerine gelen polislere teslim etti. Bilmediği bir dildeki yardım çığlığını mesleki tecrübeyle anladığını ifade eden KHK’lı ihraç polis memuru Çevik, mağdura yardım için mesleki motivasyonla harekete geçtiğini söyledi.
İhraç polis memuru Kürşat Çevik, sığınmacı olarak bulunduğu kamp yakınında yaşanan ve halkın büyük takdirini kazandığı olayı şöyle anlattı: ”Kampın bulunduğu Wassenaar Belediyesi sınırlarında alışveriş mağazalarının bulunduğu caddede eczaneye girmiştim. İlaç alıp çıktım. Biraz yürüdükten sonra bağırma sesleri duydum. Bu çığlığı biliyordum. Arkama baktım, insanlar kenara geçiyordu. Birisinin bu tarafa doğru koştuğunu gördüm. 50-100 metre arkasında polisler koşuyordu. Eskiden polis olmam sebebiyle bunun polisten kaçtığını anladım. Ama kimse müdahale etmiyordu. Elimde bulunan şemsiyeyi yere attım. Şahıs bana yaklaşınca etrafımda dolaşmaya çalıştı. Üzerine atladım, vücudunu ellerimle sararak tuttum. Şahıs suratıma bir yumruk vurdu. Ama şahsı bırakmadım. Savurup yere doğru yatırdım ve ellerini arkaya aldım, bekledim. O sırada polisler geldiler şahsı elimden alıp kelepçe taktılar. Beni de alıp emniyete götürdüler. Polis amiri olayı sordu. Bende Türkiye’de İstanbul’da polis olduğumu söyleyince amir direk Gülenist’sin dedi. Bana ‘dili öğrendikten sonra polis olarak sizinle çalışmak isteriz’ dedi.”
BELEDİYE BAŞKANI LANGE: ÖRNEK BİR VATANDAŞ HAREKETİ
Yaşanan olayın ardından Wassenaar Belediye Başkanı Leendert de Lange, polis müdürü ve semt sakinleri ile birlikte KHK’lı Kürşat Çevik’i ofisine davet etti. Çevik’in bu davranışının cesaret ve dürüstlük örneği olduğunu belirten Belediye Başkanı Lange, “Bu davranış aynı zamanda örnek bir vatandaşın yapması gereken bir harekettir. Kürşat Çevik’i tebrik ediyorum. Bu olumlu hareketi ve cesareti örnek bir durumdur. Kendisini bu anlamlı davranışı dolayısıyla bir buket gül ile ödüllendiriyoruz. O şehrimizin bir kahramanıdır.” ifadelerini kullandı.
‘HEDİYELERİ KABUL ETMEDİM’
Meyada haber olan ve kulaktan kulaya yayılan olayın ardından Wassenaar şehrinde halkın sevgisini kazanan Çevik, süreçte yaşadıklarını şöyle dile getirdi: “Duinreel kampında bulunduğum odama kamp görevlileri geldi. Belediyeden seni çağırdılar, Belediye Başkanı ve gazeteciler görüşmek istemiş dediler. Bende Wassenaar Belediye Binasına gittim. Gazeteciler, polisler, Belediye Başkanı, mağdur aile, olayın tanıkları 30 kadar kişi oradaydı. Başkanın odasına girdik. Beni Başkan Leendert de Lange yanına oturttular. Fotoğraflar çekildi. Olayı anlatmam istendi. Olayı anlattım. Gazeteciler sorular sordu. Neden böyle bir şey yaptığımı sordular. Bende insanlık gereği yapılan bir durum olduğunu, bunun normal bir şey olduğunu, Türkiye’de polis olduğumu polislik refleksiyle şahsı yakaladığımı söyledim. Çok mutlu oldular ayrıca çok duygulandılar. Ağlayacaklardı. Onlar için normal bir şey değilmiş. Çok alçakgönüllüsünüz dediler. Başkan çiçek verdi.
Mağdur aile hediye vermek istedi, kabul etmedim. Bun karşılık bekleyerek yapmadığımı kabul edemeyeceğim söyledim. Mağdur bayan siz çok alçakgönüllü insansınız ama lütfen kabul edin maddi bir değeri yok, ünlü bir sanatçının resimlerinin çekilen fotoğraflarından oluşan kartpostallar var kutuda dedi, bayan çok duygulandı, ağlayacaktı. Mutlu edebilmek için bende almak zorunda kaldım. Görüşmeye gelen Hollanda’nın en yüksek tirajlı gazetesi De Telegraaf gazetesi muhabiri tesadüf 15 Temmuz günü İstanbul’daymış. Olayı biliyorum dedi, ailen nerde nasıllar diye sordu. Yurtdışı ve pasaport yasakları var dedim. Durumumuzu bildiklerini ve ülkenin bir an önce demokratikleşmesini temenni ettiklerini söylediler. Nasıl geldiğimi sordular. Yunanistan’dan geçip geldiğimi söyledim. Gazeteciler ve Başkan çok üzüldüler.”