KHK'lı ilahiyatçıya TEM'de korkunç işkence!

Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Anabilim Dalı’nda görev yaparken 672 sayılı KHK ile ihraç edilen ve 9 yıldır hapiste olan Yrd. Doç. Musa Günay’ın Şanlıurfa Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde işkence gördüğü ortaya çıktı.
14 Temmuz 2025’te Siverek-Hilvan cezaevlerini ziyaret eden DEM Parti Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, burada görüştüğü KHK’lı akademisyen Musa Günay’a işkence yapıldığını Youtube kanalında açıkladı.

“TUTUKLANDIKTAN 1 YIL SONRA EMNİYETE SORGUYA GÖTÜRÜLMÜŞ”
TR724'ün haberine göre Günay’ın tutuklandıktan yaklaşık 1 yıl sonra kanunlara aykırı olmasına rağmen cezaevinden çıkarılarak TEM Şube’ye sorguya götürüldüğünü söyleyen Gergerlioğlu, “Aylar sonra, neredeyse bir yıl sonra adamı alıp tekrar emniyete götürmüşler. Bir ay gözaltında tutmuşlar. Yasalarda böyle bir şey yok. Ama yasa mı tanıyor bunlar? Adama Emniyet Müdürlüğünde işkence yapmışlar. 2017’deki Şanlıurfa Emniyet Müdürü ve TEM müdürü kimdir kardeşim?” diye sordu.

“ELEKTRİK, DARP, CİNSEL İŞKENCE”
Elektrik verme, darp ve cinsel işkence başta olmak üzere Günay’a birçok işkence yapıldığını anlatan Gergerlioğlu, “Apaçık bana anlattı. Korkunç işkenceler yapılmış. Hayaları sıkılmış. Elektrik verilmiş. Darp edilmiş. Mosmor edilmiş. Daha sonra doktorlar bunu görmezden gelmiş. Çünkü polis nezaretinde muayenesi yapılmış. Olmadık işler yapılmış. 2017 yılında Şanlıurfa Emniyet Müdürü kimdir? TEM müdürü kimdir? Kalkıp bunlar hesap versin hukuk önünde. Kardeşim ben mahpustan dinledim. Bu ne rezalettir ya? Cezaevindeki mahpus alınıp Emniyet Müdürlüğüne mi götürülür? Bir de orada bir ton işkence yapıldığını iddia ediyor bu mahpus. İnanılmaz şeyler duydum.” dedi.

DENETİMLİ SERBESTLİK VE ŞARTLI TAHLİYE HAKKLARI DA GASP EDİLDİ
Hizmet Hareketi'ne yönelik hukuksuz soruşturmalar kapsamında 9 yıl ceza verilen Musa Günay’ın hem denetimli serbestlik hem de şartlı tahliye hakkının da ihlal edildiğini vurgulayan Gergerlioğlu şöyle devam etti:

“Bu kişiyi özellikle kin tutmuşlar. Ne denetimli serbestliğini vermişler. İyi hali olduğu halde şartlı tahliye de vermemişler. Adamı 4/4 yatırıyorlar. Böyle bir şey olabilir mi?” diye konuştu.

“HÜCREYE KONULMASI KANUNLARA AYKIRI”
“Kendisi 9 yıl ceza almasına rağmen ağırlaştırılmış müebbet mahpus hücresinde yatırılıyor. Olacak şey mi ya? Şu ülkenin haline bakın. 9 yıl ceza alıyorsun. Ağırlaştırılmış müebbet hücresindesin. 40-45 derecede sıcaklık. Demir parmaklık, tel örgü yapılmak suretiyle içeriye bir rüzgarın, havanın bile girmeyeceği bir ortamda, bu adamı haksız hukuksuz bir şekilde tutuyorsun. Ülkede Anayasa bu kadar ayakları altına alınıyor arkadaşlar. En acımasız işler yapılmış bu kişiye. Ağırlaştırılmış müebbet mahpusa uygulanandan daha fazlası bu kişiye uygulanmış.

“ADAMI ÇİLEDEN ÇIKARMIŞLAR”
Her türlü zulüm, zorbalık, haksızlık, hukuksuzluk bu kişiye yapılmış. Bir bilim insanı, bu insan. Adalet Bakanlığı bu ne rezalettir! İçişleri Bakanlığı bu ne rezalettir! İşkence edildiğini söyleyen bu mahpus için bir açıklama yapacak mısın? İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı böyle bir rezalet olabilir mi? Adam kaderine razı olmuş orada yatıyor ama adamı çileden çıkarmışlar.”

ANAYASA MAHKEMESİ’NDEN TARTIŞMALI KARAR ÇIKTI
27 Temmuz 2016’da gözaltına alındıktan sonra 10 Ağustos 2016’de tutuklanıp Şanlıurfa 1 No.lu T Tipi Cezaevine konulan Musa Günay, 16 Haziran 2017 tarihinde kolluk görevlilerince Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğüne götürüldü.

Bir ay gözaltına kalan Günay, Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğünde bulunduğu süre içinde kolluk görevlileri tarafından kendisine işkence uygulandığı iddiasıyla 23 Ağustos 2017’de Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığına (Savcılık) şikâyette bulundu. Ancak savcılık 25 Ekim 2017’de kovuşturulma yapılmasına gerek olmadığına karar verdi.

İtirazları da reddedilen Günay, 12 Ocak 2018’de Anayasa Mahkemesi‘ne bireysel başvuruda bulundu. Ancak AYM de Günay’ın başvurusunun 16 Aralık 2020’de “gözaltında tutulma koşullarından dolayı kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle” kabul edilemez olduğuna hükmetti. Karara üyelerden Engin Yıldırım karşıoy kullandı. Yıldırım karşıoy gerekçesini, “Soruşturmada tıbbi tespitler ile başvurucunun iddiaları arasında bir uyum olup, olmadığının makul şekilde incelenmesi bir zorunluluktur. Başvurucunun Emniyet Müdürlüğüne getirildiği tarihte (16/6/2017) vücudunda darp ve cebir izine rastlanmadığı açıktır. İnfaz Kurumuna tekrar yerleştirilmesinden sekiz gün sonra alınan raporda ise başvurucunun vücuduna yönelik darp ve cebir uygulandığına işaret edebilecek birtakım bulgular tespit edilmiştir. Başvurucu gözaltına alındığı dönemden sonra bütünüyle devletin kontrolü altında olduğuna göre bu bulguların devlet gözetimi altındayken gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerekir. Başvurucunun vücudunda ortaya çıkan bulguların ki bunları zedelenme olarak değerlendirme daha doğru olacaktır, kamu görevlilerinin kötü muamelesinden kaynaklanıp, kaynaklanmadığının etkili bir soruşturma sonucunda ortaya çıkarılması gerekmektedir. Sonuç olarak, açıkça bir dayanaktan yoksun olmayan başvurunun kabul edilebilir olduğu ve Anayasa’nın 17.maddesinde güvence altına alınan kötü muamele yasağının yukarıda izah edilen gerekçelerle usul boyutunun ihlal edildiği sonucuna ulaştığımdan, çoğunluk kararına muhalif kaldım.” diye açıkladı.
18 Temmuz 2025 11:48
DİĞER HABERLER