Kiev'de Türk Film Günleri başladı

Ukrayna'nın başkenti Kiev'de 5 gün devam edecek olan Türk Filmleri Günleri başladı.
Türk film günlerinin açılış filmi olan ve bu sene vizyona giren Kavşak filminin gösteriminden önce bir basın toplantısı düzenleyen bazı yönetmen ve oyuncular filmleri gazetecilere anlatarak soruları yanıtladı. Kültür ve Tanıtma Müşaviri Berat Yıldız yaptığı açıklamada, 2010’da 70’e yakın Türk filminin vizyona girdiğini, bu sayının 2011’de daha da artacağını belirterek, artık Türk sinemasının dünyadaki en önemli sinema endüstrilerinden biri haline geldiğini söyledi. En son Cannes’da yönetmen Nuri Bilge Ceylan’ın bir kez daha ödül aldığını, bunun da bütün bu gelişmelerin bir nişanesi olduğunu belirten Berat Yıldız; “Biz de başarıyı bu tarz festivallerle dünyadaki bütün ülkelere taşıma niyetindeyiz” dedi. Çok düşük ücretlerle Kiev’in merkezindeki Jovten sinemasında vizyona giren filmler, tüm sinemaseverler tarafından izlenebilecek. Bu akşamki Kavşak filmine büyük ilgi gösteren Kiev'li sinemaseverler, filmi, yönetmen ve oyuncularla birlikte izlediler.Festivalde gösterilecek filmler sırasıyla Kavşak, Çakal, Bahtı Kara, Çoğunluk ve Zefir olacak. Kültür ve Tanıtma Müşaviri Berat Yıldız “Türk Kültür Günleri kapsamında bu dördüncü etkinliğimizle biz son zamanlarda ödül alan Türk Filmlerini gösteriyoruz. Bugün de ilk açılış filmimiz olan Kavşak'ın yönetmenleri geldi. Biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak bu sene 70'ten fazla filme destek verdik ve bu filmleri de sinemayı çok seven Ukraynalı seyircilerle buluşmasını istiyoruz. Çok da memnunuz gelen yoğun ilgiden dolayı. Bundan sonra da diğer şehirlerde de devam ettireceğiz, yani bunu net bir şekilde söyleyebilirim. Teşekkür ederim.” dedi. Türsak Başkanı Engin Yiğitgil “Bu bizim Türsak Vakfı ve Kültür Bakanlığı ile ortaklaşa yapılan Kiev'deki dördüncü Türk Filmleri Günleri. Biz daha evvel çok güzel bir filmle gelmiştik ve Kiev'de sinemaseverlerin yoğun ilgisiyle karşılaşmıştık. Bu bizi tabi cesaretlendirdi. Ukrayna ve Türkiye iki komşu ülke aslında. Yani 1 saat 15 yirmi dakikada İstanbul’dan Kiev'e varabiliyorsunuz. Sinema da dünyadaki bütün dünyaların arasında sanatı kullanarak kurulan bir sevgi ve barış körüsüdür. Dolayısıyla Türk Sinemasını burda tanıtmak aslında Türk insanını ve Türk ülkesini de bir yerde tanıtmak demektir. Biz aynı zamanda Ukrayna sinemasını da Türkiye de tanıtmak istiyoruz. Burda 4 defa Türk sinemasını tanıttık ama Ukrayna sinemasını Türkiye'de tanıtamadık. inşallah bundan sonra böyle de bir karşılıklı bir film değiş tokuşu olacak. Ukrayna'ya beş filmle geldik, Kiev'e beş filmle geldik. Filmlerin hepsi Türkiye'de birçok ödül almış filmler, ümit ediyorum bu beş gün içerisinde Kiev'li sinemaseverleri güzel bir Türk Sineması seçkisi sunarız, bütün Kievlilere sinemaseverlere sevgilerimi ve selamlarımı iletirim.” dedi. Çakal filmi oyuncusu Damla Sönmez “Projeyi zaten bir süredir biliyordum ama nasıl birşeye hazırlandıklarını bilmiyordum. Senaryo tamamlanınca telefonlaştık okumanı istiyoruz diye, şirkete gittim Erhanlarla (yönetmen) tanıştım. Oturduk ve proje benim çok hoşuma gitti, çok beğendim okuduğum andan itibaren çünkü hem bi yandan İstanbul'da yaşayan o arka sokaklardaki karanlık genç bir adamın aslında kaybolmasının hikayesini anlatırken, bi yandan da filmin üzerinde süregelen çok daha felsefik bi yerden iç sesini duyuyoruz o karakterin, akının. Ve çok ironik aslında çünkü hani çok basit birşeyin insanın ruhunda insanın beyninde nasıl daha karmaşık şeylere ulaşabileceğini, daha doğrusu şöyle söyliym, seyircinin bakış açısını değiştiren ufuklar açan ufuk açan galiba, bi film olduğunu düşünüyorum ben. Erkek filmi, benim oynadığım karakter de zaten çok kısa bir görevi olan bir karakter filmde. Ama erkek filmi olmasına rağmen bi yandan da iki kadın karakterimiz var zaten bi tanesi anne bitanesi de kız arkadaş, aynı zamanda, kadınların da dışardan da olsa o erkek dünyasını nasıl etkilediğini görüyoruz filmde.” dedi. Kavşak filmi oyuncusu Güven Kıraç “Biçok festivalde gösterimde bulunduk. Bu festivallerin çoğundan mutlulukla döndük. Seyirciyle birleşmesinden bize dönüşü hep iyi oldu filmin. Çok hoşnut çıktı izleyenler, sinema salonlarından. Yani Londra'da, Frankfurt'ta, Almanya'nın başka şehirlerinde, Hindistan'da, Goa'da. Yani çok çeşitli yerlere gittik. Filmimizi çok seviyoruz tabi herkes gibi. Kendi filmini sever insanlar. Başarılı bir iş olduğunu düşünüyorum. Arthouse diye nitelendirilen, sanat sineması sınıfına giren bir çalışma. Az önce basın toplantısında da ifade ettik belki çok fazla büyük gişe başarısı elde edemedi ama filmin festivallerdeki ilgisi büyük oldu dünyada, biçok festivalden de ödülle döndü. Gerek müziği gerek yönetmeni, gerek oyuncuları gerek kendisi ödül aldı.” dedi. Ayrıca kendisine yöneltilen Ukrayna ile ilgili soruya ise Ukrayna'ya gelince, Ukrayna'ya ilk defa geliyorum, hep merak ettiğim bir bölgeydi, coğrafyaydı buralar. Ben aslında Soçi'liyim, Soçi'den göçmeniz. Aphaz'ım. Aphazya'dan geliyor benim dedem. Bizde de hala İstanbul'da Abaza'ca konuşulur. Dolayısıyla buralara doğru beni çeken bişey vardı zaten. Şimdi yakınına geldim, henüz Aphazya'ya, Soçi'ye gidemedim ama yakınına geldim. Bu coğrafyadaki ilk seyahatim Ukrayna oldu. Ukrayna'yı da çok merak ediyordum. Güzelliğini hep duyardım. Çok mutluyum burada bulunmaktan, her zaman gelmek istiyorum buraya yani.” dedi. İHA
02 Haziran 2011 02:16
DİĞER HABERLER