Kılıçdaroğlu: 400 milletvekili çıkmayınca acıyı, kanı şantaj olarak koydular

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "7 Haziran'da seçim oldu, meydan meydan dolaştılar. 400 milletvekili istediler. 400 milletvekili çıkmayınca bu toplumun önüne acıyı, kanı, gözyaşını şantaj olarak koydular." dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, partisince Amasya Yavuz Selim Meydanı'nda düzenlenen mitingde konuştu. 'Başbakan Kemal' sloganlarıyla karşılanan Kılıçdaroğlu, konuşmasına Cumhuriyet'in temellerinin atıldığı Amasya'da olmaktan duyduğu memnuniyeti ifade ederek başladı. Çözüm süreciyle ilgili açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "24 Ağustos 2012 tarihinde dönemin başbakanını yani Sayın Erdoğan'ı ziyaret ettim. Çözüm süreciyle ilgili attığı adımların yanlış olduğunu, sorunun böyle çözülemeyeceğini, 'sorunu çözmek istiyorsanız size bir yol haritası veriyoruz, buna göre çözeceksiniz' dedik. 'Siz anlamazsınız' dediler. Eyvallah. Sen anlıyorsan çöz. Çözüyorsan sana kredi açtık. 'Sizin kredinize ihtiyacımız' yok. Eyvallah olmayabilir, o zaman çöz. Biz engel mi olduk? Hayır. Çözemediler. 7 Haziran'da seçim oldu, meydan meydan dolaştılar. 400 milletvekili istediler. 400 milletvekili çıkmayınca bu toplumun önüne acıyı, kanı, gözyaşını şantaj olarak koydular. 'Ya bana 400 milletvekili ver ya da buna katlanacaksın' dediler. Benim bildiğim kadarıyla, okuduğum kadarıyla, eğitildiğim kadarıyla bu millet şantaja boyun eğmez. Bu millet genlerinde Kuvay-i Milliye ruhunu taşıyan bir millettir. Bu millet birilerinin önünde asla diz çökmedi ve çökmeyecek. Sonunda bizim dediğimize gelecekler göreceksiniz. Size şunu söyleyeyim. Diyorum ya sıkıştıklarında bir tane suçlu bulurlar."

KANDIRILAN BİR HÜKÜMET TÜRKİYE'Yİ YÖNETEMEZ

Çözüm sürecinde terör örgütünün Doğu ve Güneydoğu'yu silah deposuna dönüştürdüğünü söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Terör esti; Doğu- Güneydoğu'yu silah deposuna dönüştürmüşler; 'Efendim PKK bizi kandırdı.' Yahu sen hükümetsin, sen ülkeyi yönetiyorsun. Eğer bir terör örgütü seni kandırıyorsa senin başbakanlık koltuğunda işin ne? PKK seni kandırıyorsa sen bu ülkeyi nasıl yöneteceksin. Sadece o mu hayır? Subaylarımızı tutukladılar, gözaltına aldılar. Bu ülkenin Genelkurmay Başkanı'nı 'terörist' diye hapse attılar. Aradan bir süre geçti, 'Efendim birisi orduya kumpas kurdu.' E sen hükümet değil misin? Kumpas kururken sen neredeydin? 'Efendim paralel bizi kandırdı.' Yahu sen çocuk musun? Sen Türkiye devletini yönetiyorsun. Kandırılan bir hükümet Türkiye'yi yönetemez. Bir daha söylüyorum, kandırıldığını söyleyen bir hükümet Türkiye'yi yönetemez."

Dış politikada yapılan yanlışlara değinen Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı: "Suriye'de akan kanın bedelleri ne olacak? Dış politikanın özelliği şudur; dış politika milli olmak zorundadır. Dış politikada karar alınırken bütün siyasal partilerin ortak görüş beyan etmesi lazım. Dış politikada hükümetin yaptığı bir hatanın faturasını bütün millet çeker. Nitekim çekiyor. 2 milyon 225 bin Suriyeli kardeşimiz var. Ne olacak bu insanlar? Yanlış dış politikanın faturasını Türkiye çekiyor. Onun için ne diyorlar? 'Esat bizi kandırdı.' Yahu sen çocuk musun Esat seni kandırsın? Sen koskoca Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetmeye talip olmuşsun. Bu millet sana oy vermiş, adam gibi ülkeyi yönet diye. Kandırılacaksan senin o koltuklarda ne işin var."

Bu seçimlerde vatandaşlardan düşünerek sandığa gitmelerini isteyen Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Davulla zurnayla değil. Efendim bu bizim partimiz, gittik ona oy verdik, bir daha vereceğiz, o anlayışla da değil… Futbol kulübü gibi parti tutmaktan vazgeçelim. Hangi parti ülkenin çıkarlarını savunuyorsa, hangi parti vatandaşın soyulmasına engel oluyorsa, hangi parti adaletten yanaysa o partiye gidin oy verin. Yeter deyin artık yeter. Neden yeter diyorum? Milletin burasına geldi, nefes alamıyor millet."

Gazetecilere ve basın kuruluşlarına yönelik saldırılarla ilgili de konuşan Kılıçdaroğlu, "Bakın gazeteciler dövülüyorlar. Bir gazete, iktidar partisinin milletvekilinin öncülüğünde basılıyor. Camı çerçevesi kırılıyor. Dünyaya nasıl anlatacağız Türkiye'de demokrasi var diye." dedi.

Tokat mitingini şehit cenazesi olduğu için iptal ettiklerini anlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Bugün Tokat'ta mitingimiz vardı. Şehidimiz olduğu için Tokat'taki mitingi iptal ettik. 'Bize yakışmaz' dedik şehit varken miting yapmak ve ayrıldık oradan. Katıldık, ailesiyle görüştük. Ben size şunu söyleyeyim değerli arkadaşlar. Şehit cenazelerine giden, gazilerle en çok beraber olan genel başkanım. Sadece bizim genel merkezimizde şehitler ve gazilerle ilgili bölüm var ve orada gaziler görev yapıyor. Gazilerin derdi emin olun çok fazla. Bir protez alacak, muhatap olacak yer bulamıyor, para bulamıyor. Derdini kime anlatacak bir makam bulamıyor. Son seçim bildirgesinde açıkladım; şehitler ve gazilerimizle ilgili olarak Başbakanlık'ta bir 'şehitler ve gaziler yüksek kurulu' oluşturacağız. Şehit yakınları ve gaziler sadece Başbakanlık'a bağlı o birime başvuracaklar ve bütün dertlerini orada çözecekler. Kapı kapı dolaşmayacaklar. Bizim derdimizi kim çözecek diye bir muhatap aramayacaklar. O muhatap CHP'nin başbakanlığında inşallah ben olacağım. Doğrudan ben olacağım." CİHAN
06 Ekim 2015 16:56
DİĞER HABERLER