CHP lideri Kılıçdaroğlu, altılı masanın adayının cumhurbaşkanlığı seçimini ilk turda kazanacağını savundu. Kılıçdaroğlu, altılı masada mülteci politikası konusunda da "Büyük sorun çıkacağını sanmıyorum" dedi.
DW'den Eray Görgülü'nün
haberine göre, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Pazar günü Saadet Partisi ev sahipliğinde düzenlenecek altılı masa toplantısı öncesinde aralarında Deutsche Welle muhabirinin de bulunduğu bir grup gazetecinin sorularını yanıtladı. Altılı masa çalışmalarındaki son durumu anlatan Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın cemevi ziyaretinden Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'la ilişkilerdeki normalleşme çabalarına kadar önemli gündem başlıkları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Kılıçdaroğlu, seçim sonucuna ilişkin "Altılı masanın adayı ilk turda kazanır mı? Parlamento aritmetiği ne yönde olur?" soruları üzerine "Cumhurbaşkanlığını birinci turda alırız" dedi. Kılıçdaroğlu, parlamento aritmetiği ile ilgili de "Lehimize sonuçlanır. Bu tablo giderek kendisini gösteriyor zaten" değerlendirmesinde bulundu. CHP'nin anketlerde AKP'nin önünde çıktığını kaydeden Kılıçdaroğlu, bu sürecin hızlanarak devam edeceğini savundu.
"Geçiş sürecini her parti kendi içinde çalışıyor"
Seçimin ardından Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'e geçilene kadar ülkenin nasıl yönetileceği ve bu yöndeki çalışmaların altılı masada konuşulup konuşulmadığı sorusunu da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, "Henüz konuşulmadı ama konuşulacak" dedi.
Hazırlıklarla ilgili bilgi veren Kılıçdaroğlu, her partinin kendi içinde çalışma yürüttüğünü belirterek, "Belli bir olgunluğa ulaştıktan sonra partililer, liderler diyecekler ki 'Biz hazırız artık. Bunu konuşabiliriz' dediklerinde masaya geleceğiz ve konuşacağız" ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, CHP'nin bu konudaki çalışmasının sorulmasının üzerine de "Sadece milletvekilleri olarak değil, dışarıdan akademik çevrelerden de destek alıyoruz" dedi. Kılıçdaroğlu bu kapsamda öncelik verilecek başlıklarla ilk yayınlanacak kararnamelerin çalışıldığını söyledi. Kılıçdaroğlu, iktidar tarafından altılı masaya yöneltilen "Dağınık görüntü var. Liderler farklı farklı şeyler söylüyorlar" eleştirileri ile ilgili de, "Bizim açıklamalarımızı okusunlar. Okumadan konuşuyorlar. Eski alışkanlıkları üzerine inşa etmişler, siyaset alışkanlıklarını" ifadesini kullandı.
"Temel Bey, artık oylara vurgu yapmak istedi"
Kılıçdaroğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun "Altılı masanın eskiden olduğu gibi önemi kalmadı" sözleri ile ilgili de, Karamollaoğlu'nun artık oylara dikkat çektiğini dile getirdi. Kılıçdaroğlu, eski seçim yasasına göre artık oyların ittifak ortağı partinin hanesine yazıldığını ancak yeni seçim yasası ile artık oyların bir partinin hanesine yazılmadığını vurguladı. Kılıçdaroğlu, "Dolayısıyla Temel Bey ona vurgu yapmak istiyor. Yoksa altılı masanın ne kadar önemli olduğunu Temel Bey biliyor" dedi.
"Ciddi bir görüş farklılığı çıkacağını sanmıyorum"
"Mülteci sorunu ile ilgili altılı masada görüş ayrılıkları söz konusu. Özellikle Esad'la diyalog konusunda henüz görüş birliğine varılmış değil. Altılı masa olarak ortak bir zeminde buluşabilecek misiniz?" sorusunu Kılıçdaroğlu "Ben buluşabileceğimiz kanısındayım" ifadesiyle yanıtladı. Göç Komisyonu'nun bir süredir çalışma yürüttüğünü hatırlatan Kılıçdaroğlu, grubun hazırlamış olduğu ön raporun genel başkanlara sunulduğunu söyledi. Pazar günkü toplantıda bu ön raporu konuşacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Ben çok büyük bir sorun çıkacağını sanmıyorum. Ciddi bir görüş farklılığı çıkacağını sanmıyorum. Çünkü liderler Türkiye'ye gelen sığınmacı olarak Suriyelilerin kendi ülkelerine dönmelerini istiyorlar. Burada bir tereddüt yok zaten" dedi.
"Muhatabımız Suriye'nin meşru hükümeti olmalı"
CHP olarak kendilerinin de dört aşamalı bir plan hazırladıklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, "Suriyelileri göndereceğiz ama muhatabımızın Suriye'nin meşru hükümeti olması lazım" ifadesiyle Esad yönetimiyle diyalog kurulması gerektiğine dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, "Altılı masada Esad'la diyaloğa karşı çıkan bir lider var. Ahmet Davutoğlu. Bugün de benzer görüşleri savunduğunu biliyoruz. Bu durum altılı masanın mültecilerle ilgili vaatlerinde problem yaratır mı" sorusunu da "Ben bir problem olacağını sanmıyorum. Yani bugün geldiğimiz noktada bir problem olacağını sanmıyorum" sözleriyle yanıtladı.
"Suriye politikasının yanlış olduğunu söyleyen benim"
Kılıçdaroğlu, iktidarın Suriye ile normalleşmeye yönelik adımlarının hatırlatılması üzerine de "En başından beri Suriye politikasının yanlış olduğunu söyleyen benim" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a 2012 yılında bir mektup göndererek, Suriye Konferansı düzenlenmesi çağrısında bulunduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Olmadı, arkasından biz bir uluslararası Suriye konferansı düzenledik. Şimdi yaptıkları hatanın farkını biraz da geç olsa ve maliyeti ağır olsa da gördüler. Şimdi bir ilişki zemini yaratmaya çalışıyorlar" diye konuştu. Şu anda ortaya konulan girişimleri memnuniyetle karşılayacaklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, "En azından yapılan hataların tekrar edilmemesi açısından önemli bir adım olur. Büyük lokma ye ama büyük laflar etme. Her türlü hakareti yaptığınız insanla şimdi yüz yüze gelmeye mecbur oluyorsunuz" ifadesini kullandı.
"Beşli çete"ye ilişkin iddialar
Kılıçdaroğlu, "iktidara yakın beş şirketin mallarının ve paralarının büyük kısmını İngiltere ile ABD'ye götürdüğü" iddiasının hatırlatılması üzerine de "Beşli çete mensuplarının, Londra'da çok büyük malikaneleri var, imkanları var, iş yerleri var. Paraların büyük bir kısmını dışarıda tutuyorlar zaten" dedi. Bu durumu bütün dünyanın bildiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, beş şirketin de aksini söylemediğini dile getirdi. Kılıçdaroğlu, Man Adası iddialarını hatırlatarak, "Erdoğan Ailesi götürüyorsa biz de götürürüz diyorlar. Erdoğan ailesi götürmüyor mu. Götürdü" ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, "bu şirketlerin yurt dışına ne kadarlık bir mal varlığı taşıdığı" sorusu üzerine de "Kendi geleceklerine güvencelerini yurt dışında arıyorlar. Paraları oraya götürüyorlar. Ne kadar götürdüler bilmiyorum ama bu devletin onu bildiğini biliyorum" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, "5'li çete ile aramı bulmaya yeltenen sermayedar, holding, piyasa, kim olursa pişman olur" tweetinin hatırlatılarak, "Bu durum devam ediyor mu?" sorusunu ise "Yok, hayır" şeklinde yanıtladı. Kılıçdaroğlu, "Aracılar, kimlerdi?" sorusu üzerine de "Yok o şimdi açıklanmaz. Ama artık kesildi, yani o tweetten sonra kesildi" diye konuştu.
"Cemevi ziyaretine herhangi bir karşıtlığım yok"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın cemevi ziyareti ile ilgili de "Seçim ziyareti miydi?" sorusunu yanıtlayan Kılıçdaroğlu, cemevine giden eski cumhurbaşkanları Ahmet Necdet Sezer ile Süleyman Demirel'i hatırlattı. Kılıçdaroğlu, "Erdoğan gelmiyordu. Bu sefer geldi. Olabilir yani. Oraya gitmesi topluma sıcak ve güzel mesajlar vermesi o iklimin atmosferine uygun olarak mesajlar vermesi güzel bir şey yani" diye konuştu. Erdoğan ziyaretiyle ilgili "Herhangi bir karşıtlığım yok" ifadesini de kullanan Kılıçdaroğlu, Anadolu kültürünün tarihsel derinliği için topluma anlatılması gerektiğini belirterek, toplumun kucaklaşması için de siyasetçilerin bu tür mesajlar vermesi gerektiğini kaydetti.
"44 hastane, dispanser ve sağlık merkezi açılışı"
Erdoğan'ın, Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) Genel Müdürlüğü dönemine atıfla "Kaç tane hastane yaptın?" sorusunu yönelttiği Kılıçdaroğlu, bu tartışma ile ilgili de değerlendirmede bulundu. SSK Genel Müdürlüğü döneminde üçü büyük tadilat olmak üzere toplam 44 hastane, dispanser ve sağlık merkezi açtığını belirten Kılıçdaroğlu, "Beni hayrete düşüren, kendisinin bürokrasinin nasıl çalıştığını bilmemesidir. Ya orası zaten bağımsız bir kurum ve biz yatırım yapıyoruz" dedi. Türkiye'nin en büyük hastanelerini Sosyal Sigortalar Kurumu'nun yaptığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, bu geleneğin kendisinden önce de var olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, "Erdoğan dünyadan habersiz. Ciddiye alınacak birisi değil yani" dedi. Kendi döneminde inşa edilen hastaneleri ihalelerle yaptıklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, ihale dosyalarını araştırılmak üzere TBMM Kit Komisyonu'na götüren tek genel müdürün kendisi olduğunu da söyledi.
"Bağımsız medya hataları yazmalı"
Deutsche Welle'nin internet sayfalarına getirilen erişim engeli ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, "Bir siyasal iktidar, medyayı korkutacak alan olarak görüyorsa gerçeklerle yüzleşmek istemiyor demektir" dedi. Bağımsız medyanın hataları yazması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu "Ben de o hatayı tekrar etmem. Yasaklar hiçbir siyasal iktidara artı kazandırmamıştır. Yasak, bir siyasal iktidar açısından kaybetme sürecinin başlaması demektir. Yasak getiriyorsanız 'artık ben ülkeyi yönetemiyorum ve lütfen hatalarımı dillendirmeyin' demektir" sözleriyle erişim engeline tepki gösterdi. İktidarın gerçeklerle yüzleşmesi gerektiğinin de altını çizen Kılıçdaroğlu, yasakların 'fısıltı medyası'nı yaygınlaştıracağını bu durumun da en çok iktidara zarar vereceğini kaydetti.