CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin 37’nci Olağan Kurultayında konuştu. “Firavunların iktidarını yıkıp halkın iktidarını kuracağız. Dostlarımızla ilk seçimde iktidar olacağız. Bu kurultay alçak gönüllü bir uygarlığın inşasına çağrıdır” dedi.
Bilkent Odeon Gösteri ve Kültür Merkezinde “Hedef İktidar” sloganıyla gerçekleştirilen kurultayda Kılıçdaroğlu’nun 80 il başkanının imzasıyla aday gösterildi.
CHP kurultayında Bilim Kurulu tavsiyeleri doğrultusunda koronavirüse karşı kurultay alanı girişinde delegelerin ateşi ölçüldü, maske ve dezenfektanlar verildi. Sosyal mesafenin korunması için yerlere “Sağlığınız için 1.5 metre sosyal mesafeyi koruyun” yazılı sticker yapıştırıldı. Oy verme işlemlerinde, yığılmaları önlemek amacıyla 44 sandık ve 132 kabin kuruldu.
KURULTAY ALÇAK GÖNÜLLÜ BİR UYGARLIĞIN İNŞASINA ÇAĞRIDIR
Kılıçdaroğlu, kurultay konuşmasında şunları kaydetti:
Tarihi bir kurultay bu kurultay. Bu kurultay Türkiye Cumghuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılına taşıyacak olan bir kurultaydır. Bu kurultay işsizliği, bu kurultay yoksulluğu, bu kurultay liyakatsizliği, bu kurultay umutsuzluğu nasıl ortadan kaldıracağımızı açıklayan bir kurultaydırOn binlerin gözü, kulağı, aklı bu kurultaydadır. Bu kurultay sadece vatandaşlarımızın değil Orta Doğu’dan Avrupa’ya, Afrika’ya, Amerika’ya, Rusya’ya, Uzak Asya’ya kadar tüm dünyanın gözünün üstünde olduğu bir kurultaydır. Çünkü bu kurultay ekonomik buhrandan nasıl çıkacağımızı anlatacağımız bir kurultaydır. İnanıyorum ki bu kurultay örnek olacaktır. Bu kurultayda alacağımız her kararın yankısının yüksek olacağını biliyoruz. Bu kurultay alçak gönüllü bir uygarlığın inşasına çağrıdır.
Adalet Yürüyüşü’nü hiç kimse unutmasın. Son gününde Maltepe’de bu bir sona değil yeni bir başlangıçtır demiştim. Önümüzdeki duvarı yıkacağız demiştim. 31 Mart seçimlerinde duvarın arkasına geçtik. O duvarı şimdi dostlarımızla birlikte parça parça yıkacağız.
Üzülerek ifade ediyorum 21. YY.’da yasama, yargı ve medya bir kişinin vesayeti altındadır. Demokrasi sadece kağıt üzerinde kalan bir sözcük haline gelmiştir. Saray ne diyorsa yargı aynısını yapıyor, egemen güçler ne diyorsa saray aynısını yapıyor. Örneğin, Osman Kavala içeride kalacak diyorlar, gereği yapılıyor.
HESAP SORMALIYIZ
Fabrikaları sattılar, parayı ne yaptıklarını kimse bilmiyor. Topraklarımızı sattılar. 250 bin dolara istediğiniz yerden istediğiniz daireyi alabiliyorsunuz! Bunu özellikle bizi dinleyen bütün vatandaşlarıma ifade etmek istiyorum, elinizi vicdanınıza koyun. 18 yıl devleti yönetecek, 18 yılda 2 trilyon 400 milyar dolar para harcanacak, bu paranın nereye gittiğini TBMM’de kimse bilmeyecek, sonra bana kalkıp ekonomiden bahsedeceksiniz. Peki bu işsizlik, yoksulluk ne? Türkiye Cumhuriyeti bu hale getirenlerden hesap sormalıyız. Neden bu hale getirdiniz bu memleketi?
Üçüncü büyük sorun da dış politika. Türkiye şu anda egemen güçlerin taleplerini yerine getiren bir devlet konumuna düşürülmüştür. Süleyman Şah Türbesi bu ülkenin namusudur. Oradan bayrağımızı indirip, Süleyman Şah Türbesi’ni kaçıranlara vatan haini denir.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir devlet başkanı aldatıldım dememiştir ve aldatılmamıştır. Ama ilk kez 18 yıllık iktidarında bir kişi herkes tarafından aldatılmıştır. Bakın bir örnek vereceğim. 18 Şubat 2018’de şöyle diyor (Erdoğan); ‘Sayın Obana ile defalarca konuştum. Ama hep aldatıldık. Bir değil, iki değil, üç değil hep aldatıldık.’ Bu anlayış dış politikamızı egemen güçlere teslim etme anlayışıdır.
Dördüncü en büyük sorun eğitimdir. Hâlâ birleşik sınıflar var. 21. YY.’dayız. 2 trilyon 400 milyar dolar para harcadınız halen yeterli derslik yok. Bir devleti geriletmek için işgal etmenize gerek yok, eğitim sistemini bozarsınız. Eğitim politikalarını sürekli değiştirerek kendi çocuklarını denek olarak kullanan dünyadaki tek ülkeyiz.
TOPLUMSAL BARIŞ TEMELDEN DİNAMİTLENDİ
Beşinci temel sorunumuz toplumsal barış. Toplumsal barışımız temelden dinamitlenmiştir. Oysa bu ülkede 83 milyon bayrağımızın altında huzur içinde yaşamalıyız. Kimsenin etnik kimliğini sorgulamak bizim haddimiz değildi. Bizim sorgulayacağımız şey vatandaşın karnı aç mı tok mu. Siyasal iktidar başta Kürt sorunu olmak üzere toplumsal ayrıştırmaya yaşatmakta ve politikalarını bunun üzerine inşa etmektedir.
MİLLET İTTİFAKINDAKİ DOSTLARIMIZLA ÇÖZECEĞİZ
Bu sorunları hep birlikte çözeceğiz. Dostlarımızla Millet İttifakını oluşturan dostlarımızla çözeceğiz. Özgürlük isteyen gençlerimizle çözeceğiz. Bu sorunu her gün şiddete uğrayan ama asla pes etmeyen kadınlarla çözeceğiz. Bu sorunları kalemini satmayan gazetecilerle, bilim insanlarıyla, ahlaklı sporcularla. Bu sorunları alın terinin karşılığını alamayan emekçilerle çözeceğiz.i Sayıları 10 bini aşan ve büyük bir kısmı gençlerden oluşan işsizlerle çözeceğiz. Birlikte halkımızla birlikte çözeceğiz.
Şimdi geldik nasıl çözeceğiz? Şunu hiç kimse unutmasın; önümüzdeki ilk seçimlerde dostlarımızla birlikte iktidar olacağız. Firavunların iktidarını yıkıp halkın iktidarını kuracağız. Hangi partiye oy verdin sorusunu değil, ne derdin var sorusunu soracağız. Akılla, bilgi, birikim, istişare ile çözeceğiz. Adalet duygusuyla çözeceğiz.
Sorunlarımızı nasıl çözeceğimiz anlatan 2. yüzyıla çağrı beyannamesini hazırladık. 2023’de Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını geride bırakacağız ve 2. yüzyıla geçeceğiz. 2. Yüzyılda Türkiye bölgesinin ve dünyanın en saygın ülkelerinden biri haline gelecek? Bu beyannamenin detaylarını paylaşarak sonrasında da bu beyannameyi oylarınıza sunacağım:
YENİ ANAYASA İLE GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM
Birinci hedef; yeni bir anayasa ile güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilecektir. Geniş bir toplumsal mutabakat sağlanacaktır. Herkesin Mısır’daki sağır sultanın da bilmesini istiyorum. Biz bütün tarafların katılımıyla darbe hukukundan arınmış bir anayasa yapacağız. Cumhurbaşkanının tarafsız olması sağlanacaktır. Partili cumhurbaşkanı uygulamasına son verilecektir. Cumhurbaşkanı namuslu, tarafsız olacak, aldatılmayacak, namuslu, hür bu toprakların evladı olacak. kuvvetler ayrılığı esas alınacak. Yargı bağımsızlığı sağlanacak. Yüksek yargı organları üzerinde vesayete son verilecek.
İkinci hedef; düşünceyi ifade, basın özgürlüğü koşulsuz güven altına alınacaktır. STK’lar üzerindeki her türlü baskıya son verilecek, medya özgürlüğü evrensel ölçüler altında garanti altına alınacaktır.
Türkiye’de toplumsal barışın huzuru sağlanacaktır. Tüm toplumsal sorunlarımız, TBMM öncülüğünde sorunlar çözülecek Türkiye’nin tam bağımsızlığı güçlendirilecektir. Kürt sorununu egemen güçlerin kullanmasına asla izin vermeyeceğiz. Kadın-erkek fırsat eşitliği sağlanacak. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi öncelikli bir devlet politikası haline getirilecek. Toplumsal barışın kalıcı haline getirilmesi için tüm terör örgütleriyle mücadele ödün verilmeksizin sürdürülecek.
GÜREŞÇİDEN BANKA MÜDÜRÜ OLMAYACAK
Üçüncü madde; devlet yönetiminde liyakat sistemi hakim kılınacak. Kamusal alandaki bütün atamalarda liyakat sistemi esas alınacaktır. Hizmet yandaşa değil, vatandaşa verilecektir. İşi ehline vermek bir devlet politikası olacak. Bu anlayışla yola çıkınca güreşçiden banka müdürü olmayacak.
Dört; seçim yasası değişecek, milletin vekilini genel başkanlar değil, millet seçecek. Seçim yasası değişikliğiyle cinsiyet kotası getirilecek, kadınların parlamentodaki temsili yasal güvence altına alınacaktır. CHP’li kadın milletvekilleri bu yasa teklifini hazırlayarak TBMM’ye verecekler. Parlamentoda da kadınlar hak ettikleri yeri alacaktır.
Beş; siyasi ahlak yasası çıkarılacak. Siyaset kirlilikten arındırılacak.
Altı; kamu ihale kanunu yeniden düzenlenecek. Kamuda israf ve kayırmacılığı önlemek için ivedilikle değiştirilecektir.