CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Marmaris’te partisinin düzenlediği toplantıda konuştu. Duvar'ın haberine göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözcüsü İbrahim Kalın’la Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ı adaylıktan vazgeçirmek için Abdullah Gül’e gönderdiği iddialarına ilişkin konuşan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Bu ülkenin Genelkurmay Başkanı ve Saray sözcüsü birlikte Abdullah Gül’e gittiler. Haber doğru ama gazeteciler yazamıyor. Bir internet sitesi genel yayın müdürü haberi koydu ve işinden edildi. Haber doğru mu doğru, ama gazeteciler yazamıyor. Bu dramatik tabloyu hiçbir gazetecinin unutmaması lazım. Cumhurbaşkanlığı adayının tartışıldığı süreçte Saray’ın Sözcüsü ve Genelkurmay Başkanı’nı Abdullah Gül’e gönderemezsiniz. Hala elle tutulur bir açıklama yapamadılar. Efendim ‘Suriye konusunu açıklamak için gönderdik’ diyorlar. Saray’ın sözcüsünün ne işi var orada? Bu ülkenin dış işleri bakanı yok mu?”


‘LONDRA’DA TEFECİYE ÖDEDİKLERİ FAİZ 150 MİLYAR DOLAR’

“Bugün medya sahipleri atama yoluyla medya patronu oluyor. Sen bunu altı ay yapacaksın bütün giderlerini karşılayacaksın deniyor” iddiasında bulunan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Beş temel sorunumuz var; Birincisi Demokrasi. İkincisi eğitim, hiçbir anne baba çocuklarının yarın hangi okula gideceğini bilmiyor. Dış politika siz daha iyi biliyorsunuz. Türkiye ekonomisi şu anda tefecilere teslim edilmiş durumda. Londra’da bir grup tefeciye ödedikleri faiz 150 milyar dolar. Şu anda hükümet dünyanın en yüksek faizi ile borçlanmak zorundadır. Sandığa giderken ortak irade sergilemeliyiz. Demokrasimiz olmalı. Bir siyasal iktidar düşünün, medya üzerinde egemen. Parlamentoda egemenliğine karşın bir de üstelik KHK yayınlama yetkisi var. Bütün bunlara sahip iktidar yönetemiyor. Demokrasi bağlamında biraraya gelmemiz lazım. Çiftçi dünyanın en pahalı mazotunu kullanıyor.”


‘GAZETE PATRONU SADECE GAZETECİLİK YAPACAK’

CHP lideri şöyle devam etti: “Biz medya hakkında şunları düşünüyoruz. Bir patron sadece gazetecilik yapacak. Bunların dışında kaldığı zaman etki altında kalıyor ve bir süre sonra teslim oluyor. Gazetelerin dağıtımı tek elden yapılmalı. Gazeteciler sendikalı olmalı, dolayısıyla haberini özgürce yapmalı. Yeri geldiğinde sendika patrona ‘dur’ demeli. Gazeteciliğin evrensel değerlerle bir araya getirilmesi lazım. RTÜK’ün yeniden yapılandırılması lazım. Siyasi otoritenin baskısı üzerine mi medya üzerine baskı yapılması için bunlar yapılıyor. Bilinmesi lazım.”