Kılıçdaroğlu: Hükümet, kişisel verileri koruma adına herkesi fişleyecek

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parlamentoya getirilen Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun sakıncalarına değindi. TBMM'deki parti grubu toplantısında gündemi değerlendiren Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin AB standartlarına uymasının olduğunu ancak hükümetin, kişisel verilerin korunması adına herkesi fişlemeye başlayacaklarını söyledi.

Kılıçdaroğlu, "Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nu komisyonlardan yıldırım hızıyla geçirdiler. Elbette kişisel veriler korunmalı. Ama şimdi bunlar, kişisel verilerin korunması adına herkesi fişlemeye başlayacaklar. Başlamışlardı, yasal hale getirmeye çalışıyorlar. Kişisel verilerin korunması batıda özerk bir yapıya verilmiş. Bizde bir komisyon, kurum kuruluyor; 3 üyesini Cumhurbaşkanı, 4 üyesini Bakanlar Kurulu atayacak. Siz çocuk mu kandırıyorsunuz? Batıdaki standart ne ise onu getirin." dedi.

CHP Genel Başkanı, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun 6. madde ile vatandaşın nesinin fişleneceğini şöyle aktardı:

Kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep veya diğer inançlar, kılık kıyafet, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlık, cinsel hayatımız, onu da fişliyorlar. Biyometrik ve genetik verileri de fişleyecekler. Niye merak ediyorlar, merak ediyorum. Onu da fişliyorlar. Amaç AB ile uyum değil, AB'nin bazı kriterlerinden yola çıkarak 78 milyonu fişlemek. Bu hatadan vazgeçin. Bu hatayı biz Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğiz. Gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne de götüreceğiz." açıklamasında bulundu.

Kemal Kılıçdaroğlu, böyle bir kriz döneminin 2. Dünya Savaşı dahil yaşanmadığına vurgu yaptı. Bu krizin adının 'yönetim krizi' olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, "Cumhuriyet yönetilmiyor, yönetim boşluğu var. İflas eden bir yönetim var. Eğer bir devlette liyakat sistemi çökmüşse orada devlet çökmüştür." dedi. Kılıçdaroğlu ülkedeki yönetim boşluğuyla ilgili çeşitli örnekler verdi ve Ankara saldırısı gerçekleşmeden önce MİT'in Emniyet birimlerini ayrıntılı bilgilendirmesine rağmen önlemlerin 'sıfır' olduğuna dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, "Siyasetçi talimat verecek, bürokrat önlem alacak. Ankara'nın kalbinde bomba patlıyor. Bu terörist 2 bin 850 km yol kat ediyor, Türkiye'de kimse dokunmuyor. Trafik cezası da yediği halde 43 ili geziyor, 22 kişi ile telefon konuşması yapıyor. Bu süre içinde hiçbir şey olmuyor. Bomba patladıktan sonra isim veriliyor; 'Suriye vatandaşı, şu terör örgütüne mensup' diye cumhurbaşkanı, başbakan açıklama yaptı. Daha acısı, bir yönetimin nasıl sıfırlandığı, dağıldığı, acziyet içinde olduğu onların cümleleriyle açıklandı." ifadelerini kullandı.

Bombalı saldırı sonrası hükümet yetkililerinin açıklamalarını eleştiren Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın twitterdan yaptığı 'terör örgütünü kınıyorum. Ülkemize yapılmış bir saldırıdır' açıklamasına da şu yorumu getirdi: "Yok Küba'ya karşı yapılmış saldırıdır. Senin emniyet teşkilatına yazı yazıldı, terör örgütünün adı yazıldı, sen o terör örgütünü neden koruyorsun?"

Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş'un 'Bu bombayı patlatanlar orada şehit edilen kardeşlerimizi tesadüfen seçtiler.' ifadesine de tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "MİT, emniyete, örgütün adını vererek bildiriyor. Askerlerin yoğun olarak bulunduğu yerlerde bombayı patlatacak diyor. Ne tesadüfü kardeşim, bilinçli olarak geldi bombayı patlattı." karşılığını verdi.

Kılıçdaroğlu, 'saldırıyı Suriyeli terörist yaptı' demek için bütün büyükelçileri çağırdıklarını hatırlatarak, hiçbir büyükelçinin Türkiye'nin resmi açıklamalarına inanmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Yanlış açıklamayı bu ülkenin cumhurbaşkanı, başbakanı yapıyor. Bir ülkenin cumhurbaşkanı, halkı kandırmaya kalkarsa ve gerçek ortaya çıktığında hala koltuğunda oturursa bu millete saygısızlıktır. Sen ülkenin cumhurbaşkanı, başbakanısın, emniyet genel müdürlüğüne gelen yazıyı bile bilmiyorsunuz. Yönetim krizinden Türkiye yönetilmiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Kemal Kılıçdaroğlu, yönetim krizinin ikinci halkasının yargının siyasallaşması, üçüncü halkasının yöneticinin sorumluluğu olduğuna işaret etti. Sorumsuz yönetici olamayacağına vurgu yapan CHP Genel Başkanı, Anayasa'nın 112. Maddesini hatırlatarak, sorumsuz bir yönetici olamayacağını belirtti. Sorumluluk olmaz ise ülkede keyfi yönetim olacağını, siyasetçi sorumluluğunun bilincinde olmazsa görevini yapamayacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, Cilvegöze, Reyhanlı, Diyarbakır ve Ankara'da gerçekleşen saldırılarda önlerce insanın ölmesine, yüzlercesinin yaralanmasına rağmen sorumluların, kendilerini sorumsuz bir siyasetçi olarak kamuoyuna sunduklarını anlattı. Japonya'da 4 saat sular akmadı diye istifa edildiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Yüzlerce insan hayatını kaybetti. Aldığınız para haram olsun diyorum. B en size başka ne diyeyim." tepkisini gösterdi.

Kılıçdaroğlu, sorumluluğun 4. halkasının yüksek ahlaki değerler olduğunu kaydederek, "Bu ülkenin doğasına, taşına, toprağına saygılı iseniz sorumlu davranıp istifa edersiniz. Sorumluluk ahlaki değerlerle yerine getirildiğinde ancak bir anlam ifade eder. Namus ve şeref kavramının bile içini boşalttılar." dedi.

Kılıçdaroğlu devamında şunları kaydetti: "Sayın Davutoğlu'nun boynunda kocaman bir davul var tokmak ise kimin elinde belli değildir. Yetki gaspına izin verdiğiniz zaman Türkiye'de yönetim sıfırlanmış olur. Bu anlayış iktidar partisinin değil. Oy verenleri tenzih ediyorum, iktidarın teröre yardım ve yataklık ettiğini gösterir. Daha önceki bakan ve başbakanlar da da AKP hükümet terör örgütlerine yardım ve yataklık etmiştir. 2014 yılı TSK diyor ki, 290 kez yazı yazıyor 'şurada terör örgütü var. 282'sine 'hayır dokunmayın' talimatı geliyor. Dokunmayın demek. O terör örgütüne yardım ve yataklık demek. AKP'ye oy veren vatansever vatandaşlarıma sesleniyorum. Türkiye'yi kan görünü çeviren bu Ak Parti'ye ne zaman kırmızı kart gösterecek iniz. Düzen o kadar bozuldu ki hakem kırmızı kart gösterirdi şimdi oyuncu kart gösterir oldu. Bu düzen acı ve gözyaşı getirir."

Cihan CİHAN
23 Şubat 2016 16:11
DİĞER HABERLER