Kılıçdaroğlu: Medya patronlarının baskıya karşı onurlu durması lazım

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın bazı medya gruplarına yönelik baskısına sert tepki gösterdi. Baskıya karşı medya patronlarının dik durması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Baskıya karşı onurlu durması lazım, ödün vermemesi lazım. Medyaya yönelik iktidar kanadından bir baskı gelirse bütün medya organlarının ortak ses çıkarması lazım. Bugün sizin başınıza gelen yarın başkasının başına gelebilir." dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, Bakırköy'de eski Uruguay Devlet Başkanı Jose Mujica ile kahvaltıda buluştu. Medyaya yönelik el koyma, tutuklama ve baskılara değinen Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

"Hangi iktidar olursa olsun, medya üzerinde baskı kuruyorsa o iktidarın, ülkeye demokrasi getirme gibi bir görevinin olmadığı ortaya çıkar. Medyadan niye korkuyorsunuz? Hangi gerekçeyle korkuyorsunuz? Haber yapıyor. Beğenmezseniz almazsınız veya izlemezsiniz. Ama siz bilinçli olarak belli medya gruplarının üzerine gidip onları susturmak, yazarlarını kapının önüne koymak, iktidarın savunuculuğunu yapan bir medya ordusu ortaya çıkarmak gibi bir düşünce şu anda egemen zaten AKP hükümetinde. Bu sorun, Türkiye'nin en temel sorunlarından olmaya aday. Bundan büyük bir rahatsızlık duyuyoruz. Medya rahatlıkla yazabilmeli, özgürce yazabilmeli, eleştirebilmeli. Hükümetin eleştirilmediği bir medya ordusu Türkiye'ye demokrasiyi değil, felaketi getirir. Açık ve net söylüyorum; eğer medya özgür değil, halkın haber alma kanalları tıkanıyorsa o ülkede demokrasi olmaz, o ülke adım adım baskıcı bir yönetime gider.

'İYİ POLİS, KÖTÜ POLİS ROLÜ OYNANIYOR'

Göbels taktiği izleniyor şu anda. 'İyi polis, kötü polis' rolü oynanıyor. İyi polisi Sayın Davutoğlu oynuyor. 'Demokrasi, özgürlükler, insan hakları, herkesin güvencesiyiz' Öbür tarafa dönüyorsunuz, kapının arkasında –eskiden kapının arkasında söyleniyordu, şimdi rahatlıkla kendi televizyon programlarında söylüyorlar- belli medya organları açıkça suçlanıyor, yazarlar açıkça suçlanıyor, o yazarların mutlaka görevlerine son verilmesi gerektiği söyleniyor. Gazete patronları tehdit ediliyor. 'Sen artık o gazeteyi yönetemezsin, o gazeteyi biz yöneteceğiz' diyorlar. Benim aklıma bugüne kadar hiç gelmeyen bir olaydı. Bu cüreti nereden alıyor bunlar? Bu desteği nereden alıyorlar. O nedenle ben Sayın Davutoğlu'na çağrı yapıyorum; sen bu söylemlere destek veriyor musun? Vermiyor musun? Sen bu söylemlerden yana mısın? Yoksa balkon konuşmasında ifade ettiğin düşüncelerden yana mısın? Sayın Davutoğlu'nun bunu açıkça kamuoyu önünde deklare etmesini bekliyorum. Biz de o zaman anlarız ki Sayın Davutoğlu herkesi kucaklıyor, medya üzerinde baskı olmayacak, herkes özgürce yazabilecek. Ve bunun da güvencesi demokrasinin gereği olarak hukuk sistemi olacak. Davutoğlu bu konuda açıklama yapmazsa doğrudan doğruya 'evet biz baskıcı bir yönetimden yanayız, destek veriyoruz. Gazetecilerin de işine son vereceğiz. Gazete patronlarının burnundan getireceğiz. Bizim dediklerimizi yapmazlarsa her türlü baskıyı kuracağız' bu anlama geliyor.

'BASKILARA KARŞI TÜM MEDYANIN ORTAK SES ÇIKARMASI LAZIM'

Bu konuda medya çalışanlarının, medya patronlarının biraz dik durması lazım. Onurlu durması lazım. Ödün vermemesi lazım. Medyanın kendi içerisinde zaman zaman tartışmalar oluyor, bunları doğal karşılıyoruz ama medyaya yönelik iktidar kanadından bir baskı gelirse bu baskı konusunda bütün medya organlarının ortak ses çıkarması lazım. Bugün sizin başınıza gelen yarın başkasının başına gelebilir."
CİHAN
06 Kasım 2015 12:38
DİĞER HABERLER