CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, genel seçim çalışmaları kapsamında Uşak'ta miting düzenledi. Bu seçimle birlikte demokrasi ya da baskıcı rejimin tercih edileceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, Digiturk'un yedi kanalı kaldırmasına da değinerek, "Digiturk'ten yedi kanalı çıkarmışlar. Buradan o savcı arkadaşa seslenmek istiyorum. Sen cumhuriyetin mi, iktidarın mı savcısısın? Mahkeme kararı olmadan nasıl yasak getirirsin? Bunlar yasağa karşıydılar. Yasaklanmayan ne kaldı? Gencecik çocuklar sokaklarda öldürüldü. Gazetecilerimiz, herkesin gözü önünde dövülüyor. Eğer Digiturk, mahkeme kararı olmadan, 'Yedi kanalı susturdum.' diyorsa onun bir bedeli vardır ve o bedeli ödeyecektir. Siz hangi gerekçeyle yasak getiriyorsunuz? Biri yazı yazdı diye yasak mı gelir?" dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Ülkemi seviyorum, sizleri seviyorum, sizlere inanıyorum. Bu ülkenin güzel insanları, cumhuriyet tarihinin en büyük krizlerinden birini yaşıyoruz. Bir sonraki seçimi değil, Türkiye'yi düşünmek lazım. O nedenle biz önce Türkiye dedik. 7 Haziran'da bir seçim yaptık. Milli irade tecelli etti, tek başına bir partiyi iktidar yapmadı. Bu iradeyi en iyi okuyan parti biziz. Bize geldiler, 'Bir koalisyon kurmak istiyoruz.' dediler. Dünya kadar derdimiz var, derdimiz çok, haydi hep beraber bunları oturup çözelim ama 10 günlük görüşmeler sonrasında bize dediler ki, '4 yıllık bir koalisyon istemiyoruz, 3 aylık bir seçim hükümeti istiyoruz.' dediler. Millet 400 vekil vermiyor. Milli iradeye saygı duymayan, hükümet kurma görevi verildiği halde hükümeti kuramayan, başka biri tarafından kontrol edilen biri ülkeyi yönetemez."
Türkiye'nin siyasi gerginlikten bıktığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Bütün vatandaşlarım dinlesinler, Türkiye artık siyasi gerginliklerden bıktı. İlla, '400 milletvekili verin', vermiyor millet, vermiyor kardeşim. '400 vekil vermezseniz terörü azdırırım.' dedi, terörü azdırdı, her gün bir şehit veriyoruz, aileler gözyaşı döküyor. Hangi milletvekilin orada? Hangisinin çocuğu oralarda? Bulmuşlar gariban vatandaşı, 'Haydi oğlum oraya git.' diyorlar. Siz başımıza bela ettiniz PKK'yı. Defalarca söyledim, siz başımıza bela ettiniz. Valilere talimat veriyorsun, 'Sakın bir şey yapmayın.' diye, şimdi de kalkmışlar milliyetçilik dersi veriyorlar." şeklinde konuştu.
Bu seçimlerin, düşünerek sandığa gidilmesi gereken seçimler olduğunu söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, "Bu seçimler, sıradan seçimler değildir. Bu seçim, bir dayatma seçimidir. 'Ya bana 400 vekil vereceksiniz' ya da acıyı, gözyaşını size dayatacaklar. Bugün bir haber geldi, Digiturk'ten yedi kanalı kaldırmışlar. Savcı bir karar getirmiş, yedi kanalı silmişler. Ben o savcıya soruyorum. Sen cumhuriyetin savcısı mısın, yoksa iktidarın savcısı mısın? Yasak olmayan bir şey kalmadı. Eğer Digiturk, mahkeme kararı olmadan yedi kanalı siliyorsa onun bedeli vardır ve o bedeli ödeyecektir. Siz hangi kararla yasak getiriyorsunuz?" dedi.
'SİYASETÇİ, GAZETECİLERE SAYGILI OLMALIDIR'
Başbakan Ahmet Davutoğlu'na da seslenen Kılıçdaroğlu, "Her gazetecinin özgürce yazı yazması gerekir. Siyasetçi, gazetecilere saygılı olmalıdır. Siyasetçi, eleştiriye açık olacak. Buradan Sayın Davutoğlu'na sesleniyorum, size destek veren bir gazetenin yöneticisi 20 kurşunla kurşunlanıyor. Siz neden faillerini yakalayamıyorsunuz? Gazeteci kim olursa olsun, özgürce yazmalıdır. Vatandaşların haber alma hakkı vardır. CHP iktidarında her gazeteci, özgürce CHP'yi eleştirebilecek. Anayasamız'da şöyle bir madde var: 'Basın hürdür, sansür edilemez.' Gazetecileri dövüyorsun, televizyon kanallarını yasaklıyorsun. Bir baskı rejimiyle karşı karşıyayız." dedi.
'HER KURUŞUN HESABINI MİLLETE VERMEK BOYNUMUZUN BORCUDUR'
Geçen genel seçimden önce bir bildirge hazırladıklarını belirten CHP Genel Başkanı, "Dedik ki emekliye bayramlarda ikramiye vereceğiz, asgari ücreti bin 500 lira yapacağız. Bütçe nasıl yapılır, vergi nasıl toplanır, toplanan vergi nasıl harcanır? Bunları on kişi biliyorsa biri de benim. Her vaadimizi kuruşu kuruşuna hesaplıyoruz. Mazot 1,80 lira olacak CHP iktidarında. Açık ve net, bir şeyden emin olmanızı istiyorum. Biz siyaseti, köşeyi dönme mecrası olarak görmüyoruz. Biz siyaseti, 'Oğlum paraları sıfırlandın mı?' diye seslendirmiyoruz. Her kuruşun hesabını millete vermek boynumuzun borcudur. Şehit yakınlarımız ve gazilerimiz sahipsiz, nereye başvuracaklarını bilmiyorlar. Dedik ki Başbakanlık'a bağlı Şehitler ve Gaziler Yüksek Kurulu kuracağız. Bizim seçim beyannamemiz 250 sayfa. Başbakanlık'a bağlı bu kurulu oluşturacağız. Şehit yakınları ve gaziler, milletvekili hangi sağlık haklarından yararlanıyorsa aynılarından yararlanacak. Milletvekilinden hiçbir farkları olmayacak." diye konuştu. CİHAN