Kılıçdaroğlu, Zaytung'culara malzemeyi verdi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin olağan haftalık grup toplantısında konuştu. Konuşmasının büyük bölümünü 1 milyar 370 milyon liraya yapılan Ak-Saray'a ve Yırca köyünde HES inşaatı için 6 bin zeytin ağacının katledilmesine ayıran Kılıçdaroğlu, "Bir taraftan 6 bin zeytini keseceksin, sonra 'haydi Türkiye tarım arazilerini birlikte koruyalım' diye kamu spotu yayınlayacaksın. Buradan Zaytung'culara mesaj gönderiyoruz." ifadelerini kullandı.

MADEN FACİASI

- Maden faciaları oluyor. Sadece bizde bu kadar yoğun oluyor? Çünkü devlet akıllı yönetilmiyor, ön yargıyla yönetiliyor. Madenci misin, sabah evden çıkarken eşinle çocuğunla vedalaş. Ermenek'te bir facia oldu, 2 işçimizin naaşına ulaşıldı, 16'sı için uğraşılıyor. Şili'de facia oldu, 69 gün işçiler yerin altında kaldı. Ömer Dinçer 'Biz bunları 3 günde çıkarırdık' demişti. Kaç gün oldu, çıkarılan 2 işçi.

FACİALARI ÖNLEMEK İÇİN TEDBİRLER

- 6 Kasım'da sendikalarla oturduk, bu faciaları nasıl durdurabiliriz diye konuştuk, 10 madde üzerinde uzlaştık. - Madenlerde taşeron işçi olmamalıdır. - Rödavans(kiralık işçi) sistemi olmamalı. - İş yerlerinde mutlaka sendikalaşmanın önü açılmalı. Sendikanın olduğu yerde kaza oranı yüzde 8. - Kesinlikle madenlerde uluslararası standartlar olmalı. - Kesinlikle havza sistemine geçilmeli. - Yeraltı maden işletmelirinde denetim bağımsız organlar tarafından yapılmalı. - Yeraltında çalışanlar için mutlaka yaşam odaları olmalı. - Maden işletmelerinin taşra örgütü yok. Kriz çıktığı zaman bakanlar falan herkes koşturuyor. Krizi yönetmek için sorunu büyütmek için gidiyorlar orada. - Eğitim ve uygulama mutlaka yeraltında olmalı. Almanya'da bir kişi yeraltına inmek için 3 ay eğitim alıyor. Son 30 yılda ölen maden işçileri 3. İş güvenliği konseyi olmalı. Bunları neden anlatıyorum: Diyorlar ya CHP hep eleştirir, öneri getirmez diye...

20 YILDA BULUŞURLAR

Kaçak sarayda biri bir odaya, biri bir odaya otursa 20 yılda buluşurlar. Daha bunun içini adamla, mobilyayla dolduracaksınız

DAVUTOĞLU'NUN GÖREVİNİ BEN YAPTIM

- Maden işçileri onurumuzdur. Onların güvenliğini sağlamaksa bütün milletvekillerinin görevidir. Biz görevimizi eksiksiz yaptık. Sayın Davutoğlu'na söylüyorum: Senin görevini biz yaptık kusura bakma. Biz önerimizi getirdik, siz de getirin, parlamento görevini yapsın. Ama yapmaz ki. Önce abisine danışacak.

YIRCA KÖYÜNDE 6 BİN ZEYTİN AĞACININ KESİLMESİ

- Aramızda Yırca köyü mağdurları da var. Atatürk köylü milletin efendisidir diye tanımlamıştı. Onları korumak hepimizin görevidir. Yırcalılılar da kendi topraklarını korumak istediler. Size bu olayın öyküsünü anlatacağım: 10 Mayıs 2014'te Bakanlar Kurulu, Yırcalıların toprakları acele kamulaştırılacak diye karar alıyor. Niye acele kamulaştırma kararı alınır: 1- Yurt savunması nedeniyle. 2- Olağanüstü durumlar olur, deprem gibi. 3- Bakanlar Kurulu Kamu yararı olursa alacak. Ama bunlar aldılar. Havuz medyası yararı nedeniyle bu kararı aldılar. Havuz medyasına para akıtan adam için biz bunu yapacaz dediler. 1 Eylül'de iptal kararı için Danıştay'a mahkemeye gidildi. Bu arada firma köylülere 19 Eylül'e kadar süre verildi. 19'u beklemeden 17 Eylül gecesi baskın yaptılar. Ama başarılı olamadılar, çünkü orada CHP'li vekiller vardı. 16 Ekim'de köylüler adalet arıyoruz dediler. Manisa Valisi'ne gittiler. 70 yaşındaki adamın söylediği: Askere çağırdınız geldiniz, vergi istediniz verdik. Elektriğimizi ödemesek elektriği kesiyorsunuz. Şimdi bize sahip çıkmayacaksınız da ne zaman çıkacaksınız? Bunu söylüyor, ama orada kalıyor. 7 Kasım'da baskın düzenleniyor, 6 bin zeytin ağacı kesiliyor. Bugün gazetelere bakın, kadınlar yanyana durmuşlar, ellerinde zeytin var. Onların nimeti o, bunu elimizden almayın diyorlar. Bunun mücadelesini hepbirlikte vereceğiz. Danıştay karar verdi, önceden haber aldılar, katliam yaptılar. O zeytinin benim adıma, sökülen alana dikecekler. Danıştay niye böyle karar verdi, yasalara uyduğu için.

ZAYTUNGCULARA MESAJ GÖNDERİYORUZ

- Bir taraftan 6 bin zeytini keseceksin, sonra kamu spotu yayınlayacaksın. Ne diyor orada, 'haydi Türkiye tarım arazilerini birlikte koruyorum'. Tam komedi. Zaytung'culara mesaj gönderiyoruz. 1939'da zeytin için özel bir kanun çıkıyor. Kanun 20. maddesi: Zeytinlik sahaları içinde, bu buraya 3 KM'yakınına zeytin fabrikası dışında tesis yapılamaz. Zeytincilik sahaları daraltılamaz, zeytin ağacı kesilemez ve sökülemez. Bu ülkenin namuslu savclarını göreve çağırıyorum: Bu yasa yürürlükteyken 6 bin zeytini söken yetkililer hakkında hesabını sorun. Köylünün günahı ne? Kendi toprağına sahip çıkıyor, vergisini veriyor.

VERGİYİ KAÇAK SARAY YAP DİYE VERMEDİLER

- Vergiyi niye veriyor: Aç insan, işsiz insan kalmasın, güzel yönetilsin, refah artsın diye. Bunlar vergiyle kaçak saray yapıyorlar. Milletin parasıyla kaçak saray mı yapılır? Diyorlar ki, "Bu bizim itibarımız?" Hırsızlar için güzel bir itibar kaynağı olabilir. Ama o saray bu ülkenin itibarı değildir. Örnekler vereyim: Kuzey Kore'nin büyük bir sarayı var, itibarlı mı? Bruni Sultanının da aynısı. İtibarı var mı? Beyaz Saray, Kaçak saraydan 6 kat daha küçük. Almanya Başbakanı, bir apartman dairesinde oturuyor, itibarı sıfır herhalde. Kremlin Sarayı, eski bir saray. ELize sarayı, bunun yerine 30 tane Elize Sarayı yaparsınız bunun yanında. Zeytincinin, madencinin, işçinin, memurun alın teridir o. Sana o parayı devleti yönet diye verdik, Kaçak saray yap diye vermedik. Sarayla itibar mı olur?

HARAMLA, HIRSIZLIKLA İTİBAR MI OLUR?

-  İtibarlı devlet, Mustafa Kemal'in Türkiye'sine niye saygı duyuyorlardı, kimseye muhtaç olmadan yaşıyordu. "Çankaya Köşkü'nü yapacaksanız, bir tek ağaç kesmeyeceksiniz" demişti. Yalova'da bir ağaç kesilmesin diye köşkü yürüttüler. Devleti itibarlı kılmadın sen, ülkeyi tüm dünyada alay konusu yaptın sen. Yolsuzluğun itibarı olabilir mi, haramın, kaçağın, kul hakkı yemenin itibarı olur mu? Her biri başka odaya yerleştiğinde, herhalde 20 sene sonra buluşurlar herhalde. Bir de bunun içine dolduracaksın, 1 milyar lira daha bunun başlangıcı. AKP'ye o verenlere sesleniyorum: Yeniden vicdanlarımıza soru soralım, bu memleket iyi mi yönetiliyor, kötü mü yönetiliyor? İlim, bilim üretirseniz, gazeteleriniz rahatça yazabiliyorsa itibarlı olursunuz.

11 Kasım 2014 15:07
DİĞER HABERLER