CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Furkan Vakfı üyelerine yönelik polis şiddetine karşı çıkan CHP lideri, bir kez daha 5'li çeteyi eleştirdi. Baraj tartışmalarına da değinen Kılıçdaroğlu Bahçeli'nin "Eğer köprüden geçmem diyorsanız, buyurun denize atlayıp yüze yüze karşıdan karşıya gidip gelebilirsiniz" sözlerine yanıt vererek, "Tek bir sorum olacak, sen barajı geçemeyince nereye yüzeceksin?" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi.
Kılıçdaroğlu, "KÖİ projeleri bu ülkenin başına bela olacak demiştim. Bir faiz belası vardı şimdi bir de taahhüt belası var. Devletin cebinden para çıkmaz dedi. Biz devletin kasasından ödeyeceğiz diyen o koltukta bir saniye daha oturmaması lazım. Bay Kemal'in kafası bunlara basmaz diyor, vallahi basmaz biz Ali Cengiz oyunlarını bilmeyiz" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun satırbaşları şöyle:
Barışa, huzura, beraber yaşamaya, kucaklaşmaya yani Nevruz'un gereğini yapmaya ihtiyacımız var. Bunu yapacağız. Bütün vatandaşlarıma söz veriyorum. Bütün vatandaşların bu ülkede huzur içinde yaşamaları için çaba göstermek benim boynumun borcudur. Millet İttifakı ile birlikte yapacağız.
'BU SESLER GÜÇLENİRSE SON DERECE MUTLU OLURUZ'
...Emekli amiraller yargılandı. Montrö'nün önemini vurgulayan amiraller yargılanıyordu. Onlar dik ve onurlu görev yaptılar. Emekliliklerinde de aynı duruşu sergiliyorlar. Yıllardır içerde olan askeri öğrenciler var. Az kaldı merak etmeyin. Osman Kavala, Demirtaş var. Bugün AK Parti'den de 'AİHM kararlarına uymalıyız' diye sesler gelmeye başladı. Eğer bu sesler daha da güçlenirse son derece mutlu oluruz.
'ORANTISIZ GÜÇ KULLANILDI'
Gösteri yapmak, hak aramak her demokraside olması gereken temel kurallardan birisidir. Anayasa 34 'Herkes önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir' diyor.
Furkan Vakfı'nı seversiniz sevmezsiniz yürüyüş yapmak istiyorlar. Orantısız güç kullanıldı. Cumhuriyet tarihinde ilk kez başörtülü kadınlar bu kadar ağır bir zulümle karşı karşıya kaldılar. Buradan onlara da söz veriyorum. İktidarımızda göreceksiniz herkesin düşüncesine, inancına, kimliğine, yaşam tarzına saygı göstereceğiz.
SOYLU'YA YANIT
Geçen hafta çöküşten söz etmiştim. Finansal, ticari, sosyal, kültürel ve politik çöküşten söz etmiştim. Türkiye'nin içinde bulunduğu koşulların hiç de iyi olmadığını bir şekliyle açıklamaya çalışmıştım. Orada 'uyuşturucu baronlarından kimse hapiste yok' demiştim. Hemen İçişleri açıklama yapmış. 'Bunu söylemek polislerin emeğini görmezlikten gelmektedir' diye açıklama yapıp beni kınadılar. Ya benim dediğimi anlamıyor yukarıdaki zat. Uyuşturucu baronlarını yakalayan polis, savcılığa teslim eden polis, yargılayan, tutuklayan, hapse atan hakim, serbest bırakan hakim. Sen niye alınıyorsun? Polis kardeşlerim beni de çok iyi bilirler, Soylu'yu da çok iyi bilirler.
POLİSLERE YENİ YÖNETMELİK
Baronların en önemli özellikleri siyasetçileri satın almalıdır. Bunun üzerinde durdum. Halkın iktidarında polisin elini, kolunu asla tutmayacağız. Nerede uyuşturucu ticareti varsa yakalayın her birinizin alnından öpeceğiz diyeceğiz. Baronlar için af çıkarıyorlar. İnsan ticareti yapanlar için paraları Türkiye'ye getirin diyorlar.
Polis üzerinden güya bizi eleştirecekler. Bir yönetmelikleri çıktı polisler son derece rahatsızlar. Sürekli yer değiştirecekler. Eşi, çoluk çocuğu ne olacak? Her gittiği yerde yeni okul yeni öğretmen... Güzel bir atasözü göndermiş polis kardeşlerim. 'Üç taşınma bir yangına bedeldir' diyorlar. Bunu düzelteceğiz.
"BİZ ALİ CENGİZ OYUNLARINI BİLMEYİZ"
...KÖİ projeleri bu ülkenin başına bela olacak demiştim. Bir faiz belası vardı şimdi bir de taahhüt belası var. Devletin cebinden para çıkmaz dedi. Biz devletin kasasından ödeyeceğiz diyen o koltukta bir saniye daha oturmaması lazım. Bay Kemal'in kafası bunlara basmaz diyor, vallahi basmaz biz Ali Cengiz oyunlarını bilmeyiz. Yıllar yılı, milletin cebinden para çıkmayacak diye yalan söylemesi, en sonunda da arada fark çıkarsa biz ödeyeceğiz demesi... Niye orada oturuyorsun kardeşim demek bana düşmez mi...
Şehir hasteneleri nedir diye defalarca söyledim. Yavuz Sultan Selim Köprüsü... 9 milyar lira devletin kasasından çıkıyor. Osman Gazi Köprüsü, Hazine garantisi 15 milyar dolar. Zafer Havalimanı... Yav bunlarda iman da yok. Bu paralar 5'li çeteye giden paralar değil sadece. Önümüzdeki seçimlerde 'Ben AKP'ye oye vereceğim, MHP'ye oy vereceğim' diyorsanız bu soygunun tarafı olursunuz. 5'li çetenin hamisi ve pazarlamacısı Recep Tayyip Erdoğan'dır.
Suriyelileri göndermeyeceğim diyor. Göndermiyorum ne demek? Onlara vatandaşlık vereceğim, oy kullandırtacağım demektir.
Tek bi sorum olacak, sen barajı geçemeyince nereye yüzeceksin?
BAKAN NEBATİ'YE TEPKİ
Öyle bir noktaya geldik ki. Bir de Hazine ve Maliye memuru var. Bunlara bakan deyince eski bakan sanıyorlar. Bunların iradeleri yok. O kadar zavallı duruma düşmüşler ki Fransa'da 'Bir problem yaşadığınızda bize hemen ulaşırsınız. Hep beraber kavga ederiz bürokrasiyi alaşağı ederiz. Arkamızda Cumhurbaşkanı var rahat olun mevzuatı da değiştiririz' diyor. Ne için? Koltuklarını korumak için. Bürokrasinin bu kadar aşağılandığı bir dönem görmedim.
Benim merak ettiğim Bahçeli ne diyor buna? Bürokrasi bu kadar ağır şekilde eleştirilirken, yarın Nebati 'Engel çıkarırsa Bahçeli'yi de alaşağı edeceğiz' diyecek. Ne diyeceksin peki? Yabancı ona rağmen niye gelmiyor? 'Sizin ülkenizde can ve mal güvenliği yok' diyor.
Öteden beri bu Yap-İşlet-Devret modeli bu milletin başına bela olacak derim. Her seferinde Erdoğan 'Hayır bu milletin, devletin cebinden para çıkmaz' dedi.
Oy devşirip, yıllar geçtikten sonra benim söylediğim noktaya gelip, 'Evet biz bunu devletin kasasından ödeyeceğiz' itirafını deyip, itiraf eden adamın o koltukta bir saniye oturmaması lazım. 'Bay Kemal'in kafası bu işlere basmaz' diyor. Vallahi basmaz. Biz böyle Ali Cengiz oyunlarını nerden bilelim. Şeytana pabucunu ters giydiriyorlar.