CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CNN Türk canlı yayınında gazetecilerin sorularını cevaplıyor. Kılıçdaroğlu, Kayseri'de Boydak Holding'e yapılan algı operasyonuna tepki gösterdi. Boydak Holding'in dünyada söz sahibi bir grup olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, yapılan operasyondaki anlayışın "Benim için çalıyorsan evet. Benim için çalışmıyorsan seni yok edeceğim." şeklinde olduğunu ifade etti.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CNN Türk canlı yayınında gazetecilerin sorularını cevaplıyor. Kılıçdaroğlu, gelecek seçimlerde Deniz Baykal'ın tekrar aday olacağını söyledi. Erdoğan ile polemiğe girmeyeceğini açıklayan Kılıçdaroğlu, ''7 Haziran'dan bu yana koşulların değiştiğini biliyoruz. Seçim kampanyamız bunlar düşünülerek yeniden hazırlandı. Erdoğan benim muhatabım değil. Benim muhatabım Davutoğlu. O özellikle bana yanıt getiriyor ama onu muhatap almayacağım. Ne yaparsa yapsın muhatap almayacağım.'' ifadelerini kullandı.
İşte Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satırbaşları:
CHP'NİN MİLLETVEKİLİ LİSTELERİ
Perşembe günü Parti Meclisi'ni topluyoruz. Konuyu görüşeceğiz, cuma günü de YSK'ya listeleri teslim edeceğiz.
Merkez Sağ'dan partimize gelenler var. Merkez Sağ'dan geliyorlar diye özel bir çabamız yok. Geçmişte kendisini orada konumlandıran pek çok arkadaş, kendi konumunun CHP içerisinde olması gerektiğini düşünüyor biz de kabul ediyoruz.
Türkiye öyle bir noktaya geldi ki Cumhuriyet ve baskıyı savunanlar karşı karşıya. Sağ-sol karşıtlığının yerini rejim kaygısı almış durumda. (Mehmet Ali Bayar olacak mı?) Hayır. Kendisi son derece birikimli birisi. Bizim listeler bir anlamda kilitlenmiş durumda.
(Koray Çalışkan'ın danışman olacağı iddiası) Onları görüşeceğiz yarın.
(Umut Oran, Burhan Şenatalar listede olacak mı?) Yarın görüşeceğiz onları da. Partimizin kültüründe kararı Parti Meclisi verir. Bu kültürü yaşatmak istiyorum. Ben şu olacak bu olacak dediğim zaman Parti Meclisi'ne müdahale etmiş oluyorum. Son sözü Parti Meclisi verecek.
Önseçimle seçilenlere özel bir saygı duymamız gerekiyor. Bunlar kazandılar ve geldiler. Özel bir sıralama yapmamız sözkonusu değil.
(Yer değişmeler olabilir mi?) Önseçimle gelenlere hiçbir biçimde müdahale etmeme gibi bir kuralımız var. Önseçim yapılmayan iller var K.Maraş gibi, Tunceli, Ardahan, Kars gibi. Oralarda eğer daha önce milletvekili adayı olup kazanamamışsa oralarda değişiklik yapacağız.
(İlhan Özkes'in yerine kim gelecek?) Yarın görüşeceğiz. Doğrusunu isterseniz herkes gibi beni de şaşırttı.
(Kılıçdaroğlu İzmir'den mi aday olacak?) Evet
(Özkes'in yerine bir din adamı mı aday olacak?) Kendisi bir politikacı olarak gelmişti. Din adamını din adamı olarak getirip siyasette kullanmayı doğru bulmuyoruz. Sosyal-demokrat kültüre sahiptir gelir. Bekaroğlu'nun güzel yayınları da var. Yarın akşam bakacağız.
DENİZ BAYKAL ADAY OLACAK MI?
(Baykal'ın adaylık durumu) Baykal seçimle geldi. Seçimle gelenlere dokunmayı doğru bulmuyoruz. Parti üyeleri oy verdiler. Dolayısıyla o gazetelerdeki yazıları da hayretle okuyorum. Nasıl üretiyorlar ben de zorlanıyorum anlamakta. Neden değiştirelim? Baykal'ın büyük hizmetleri var bu partiye.
7 Haziran seçimlerinin kendine has koşulları vardı. HDP'nin parti olarak seçimlere girmesi, baraj sorunu olması, toplumun duyarlı kesiminin HDP'nin barajı aşması yönündeki düşünceleri... Önseçim yaptık diye oylarımızda artış olmadı. Birkaç istisna dışında.
Vatan Partisi ile ittifak olur mu?
İttifak olmayacağını Perinçek'e de ifade ettik.
Eğer adaylık için başvuranlar olmazsa, başvurular olmazsa, özel bir değerlendirme yapabileceğimizi kendilerine ifade ettik.
Vatan Partisi ile görüşlerimizin örtüşen de örtüşmeyen de kısımları var.
"ERDOĞAN'LA POLEMİĞE GİRMEYECEĞİM"
Erdoğan ile polemiğe girmeyeceğim. 7 Haziran'dan bu yana koşulların değiştiğini biliyoruz. Seçim kampanyamız bunlar düşünülerek yeniden hazırlandı. Erdoğan benim muhatabım değil. Benim muhatabım Davutoğlu. O özellikle bana yanıt getiriyor ama onu muhatap almayacağım. Ne yaparsa yapsın muhatap almayacağım.
Geçmişte kendisine oy veren vatandaş bile şu soruyu soruyor... Tarafsız olman gereken yere seçtik seni, sen neden tarafsız olmuyorsun? Benden çok bunu Davutoğlu'nun demesi lazım. Davutoğlu'nun '1 dakika, sorumluluk bana ait' demesi lazım. Burada bir terslik var. Çünkü tarafsız değil. Taraflı olduğu için sağduyu çağrısı yapamıyor. Bunu kahvede oturan vatandaş da görüyor, olmaması lazım diyor.
Tarafsızlığı konusunda gerekçe üretebilir. Ben tarafsız davranmayacağım demesi, yemin etmemesi lazımdı. Şimdi namusu ve şerefi üzerine 'ben tarafsız davranacağım' diye yemin etti. Herkes bundan rahatsızlık duyuyor. Açıkça Anayasa'yı ihlal ediyor.
"KOALİSYON GÖRÜŞMELERİNDE '2 BAŞLILIĞI' HİSSETTİNİZ Mİ" SORUSU
Bir ortamda ifade ettim. O ayrıntıya izin verirseniz girmeyeyim. Gömleğin düğmesi önce yanlış iliklendi. Erdoğan, Davutoğlu'nu alarak, kongre yapılmadan, Davutoğlu'nu ilan etti. 'Asla toz kondurmam' dedi. Daha sonraki bütün aşamalarda, ana belirleyici unsur olarak ortaya çıktı. 'Gerçek Genel Başkan benim' dedi. 'Fiili başkanlığı getirdim, Anayasayı değiştirip uydurun' dedi kendisi.
G20'ye bugüne kadar Başbakanlar katılmıştır. Şimdi Erdoğan diyor ki 'Ben katılacağım.' Neden Sayın Gül katılmıyordu? Başbakan bildiğimiz Başbakan değil daha ne söyleyeyim.
MEDYAYA YÖNELİK BASKILAR
Medyayı ya da bazı yazarları 'terörist' diye suçlayınca onlara 'terör ne' diye sormak lazım. Askeri öldürene biz ne diyeceğiz? O kültür onlarda var gerçi. 'Kitap bombadan daha tehlikelidir' diye. Ama şu var, medya üzerindeki baskıları birden fazla incelemek lazım. Devlet Bankaları'nın ve AKP'nin kontrolü altında olan kurumların belli yerlere ilan vermemesi. Turkcell AKP'nin kontrolüne geçtikten sonra sadece havuz medyasına ilan veriyor. Ziraat, Halk Bankası'nın da reklamları oraya akıyor. Hükümetin dolaylı olarak, finans baskısı bu.
İkinci olarak siyasal baskı. Mitingdeki konuşmalarda zorunlu olarak otokontrol yapabileceği bir ortam oluşturmaya çalışıyor, bunu yapmak istiyorlar. Bunda başarılı oldular ama istedikleri noktaya gelemediler.
Üçüncü olarak bir gazeteyi susturacağız. O gazeteyi, sahibini terörist ilan edelim. Bir algı. Bunu da yapmaya başladılar. Gerçekten ilk iki aşamada başarılı olamayınca üçüncü aşamaya geçtiler.
Çözüm’e bir şey olmasın diye susarsanız Türkiye’yi ateşe atmış olursunuz. O görmemezlik toplumu bu hale getirdi. PKK neden 7 Haziran’dan sonra harekete geçti? Bunları sorgulamamız lazım.
PKK silah yığarken hangi nedenle ses çıkarmadınız? 7 Haziran’da beklediğiniz sonucu alamadığınız halde neden sert söylemlere devam ettiniz? Başbakan’ı yok muydu bu ülkenin. Bir kişi kendisi ve ailesinin çıkarlarıyla devleti yönetmeye kalkarsa ülke bu hale gelir. 13 yıldır tek başlarına yönetiyorlar. Her zaman bir düşman buldular, ‘Bunun yüzünden oldu, bu kandırdı bizi’ dediler.
En sonunda da ‘PKK bizi kandırdı’ dediler. Siz çocuk musunuz? Emin olun çocuklar daha akıllı. Devleti yöneten kişi 3 adım ötesini göremiyorsa, bunlar devleti nasıl yönetecekler? Çift başlı bir yönetim var. Kimin ne söylediği belli değil. Şuan Türkiye ateşin içine atılmış durumda. O kadar kötü yönetiliyor ki Türkiye, faturayı yine biz ödüyoruz.
"İŞ DÜNYASI AÇIKÇA TEHDİT EDİLİYOR"
Açıkça iş dünyası tehdit ediliyor. Polisler görevlendiriliyor; evler basılıyor, fabrikalar basılıyor, bunlar yapılıyor zaten. Bu doğru değil. Kayseri'deki grup yani Boydak Holding, sadece Türkiye'de değil dünyada söz sahibi bir firma. Şimdi siz bunu acaba nasıl yok ederim. Peki orada çalışan binlerce işçi ne olacak. Bunlar dünyanın vergisini ödüyorlar devlete. Eğer bir insanını gözü karardıysa feda etmeyeceği hiçbir şey yoktur. Benim için çalıyorsan evet. Benim için çalışmıyorsan seni yok edeceğim.