Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a makam arabası cevabı

Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a makam arabası cevabı
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın söylediği ‘Kılıçdaroğlu’nun vaatlerini komik buluyorum’ sözlerine karşılık verdi.
Kılıçdaroğlu, “Ben Sayın Erdoğan’ı muhatap almıyorum. O istediğini söyleyebilir. O keşke mümkün olsa da kaçak Saray’dan bütün televizyon kanalları canlı yayın yapsalar. Hiç itirazım yok. Sabahtan akşama kadar konuşsun ne olacak ki karnı şişeceğine konuşsun istediği kadar. Hiçbir sorunum yok benim” dedi.

FOX TV’de yayınlanan programın davetlisi olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendisine yöneltilen soruları cevapladı. "Kenan Evren vefa etti. CHP’den cenazeye katılan olacak mı? Evren öldüğünde neler hissettiniz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, “Cenaze törenine CHP’den kimse katılmayacak. 12 Eylül darbesi sadece bizim partiye değil, topluma yapılan bir darbe. Askeri yönetimin ne kadar acımasız olduğunu siviller üzerinde ne kadar ciddi baskı kurduğunu idam sehpalarının kurulduğuna tanık olduk. Öldüğünde o yıllar bir şerit gibi önümden geçti. Bu toplum bu kadar ağır darbeler ödemeli miydi? Hayır. Demokrasimizde yanlışlıklar olabilir ama topluma çok ağır bedeller ödetildi. Sadece ödemekle kalmadı. 12 Eylül darbe hukukunu oluşturdu ve devam ediyor. O darbe hukuku bugün bütün ağırlığıyla devam ediyor. Mevcut iktidar darbelere karşı olduğunu söyleyen iktidar, darbe hukukuna karşı olduğunu söyleyen iktidar, darbe hukukuna tahkim etti. Bu hukukun arkasına saklandı” diye cevap verdi.

Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Evren’in vefatı 12 Eylül’ün izlerini silemez. 12 Eylül darbe izlerini silecek olan biziz. Eğer bu görevi yapamıyorsak, demokrasiye inanmadığımız için. Bu açıdan ben iktidar partisinin iyi bir sınav vermediğine inanıyorum. Tam tersine 12 Eylül’ün arkasında olan bir siyasi parti olarak görüyorum Adalet ve Kalkınma Partisi’nin.”

"Sizin rakibiniz kim?" sorusu üzerine ise Kılıçdaroğlu, “Normalde olması gereken Sayın Davutoğlu, ama başbakanlık koltuğu boş. İkisini de seçim meydanlarında görmüyorum. Ben halka neleri yapabileceğimi anlatıyorum ve sözlerime başlarken de Türkiye’nin içinde bulunduğu tabloyu önlerine koyuyorum. Eğer bu tablo hoşunuza gidiyorsa buyurun iktidar partisine oy verin hoşunuza gitmiyorsa o zaman adres burası” açıklamasında bulundu.

“EMEKLİLERE RAMAZAN VE KURBAN BAYRAMI BİRER MAAŞ İKRAMİYE VERECEĞİZ”

"Ekonomi vadiniz var. Bununla ilgili çalışmalarınız nelerdir" sorusuna Kılıçdaroğlu, “11 milyon emekli var. 8 milyonu ayda bin liranın altında maaş alıyor. Emeklilere birer maaş ikramiye vereceğiz. Ramazan ve Kurban bayramında birer maaş ikramiye vereceğiz. Emeklilerin maaşına zam yapmak gibi bir tablo yok. Parayı nasıl vereceksiniz? Sadece ikramiye vereceğiz. Önce yasağı değiştireceğiz. Parlamento açılıp CHP iktidar olduğunda ilk iki kanundan birisi bu. İlk bayrama yetişsin diye. Askeri ücrette bizi iktidar iş adamlarına şikayet ediyor. Erdoğan, ihracat çöker diyor. Asgari ücretten asla vergi almayacağız diyoruz. Doğrudan ödeyeceği bir parayı doğrudan askere verecek. İki, biz kesinlikle çalışanın üzerine ek bir ücret getirmek istemiyoruz. İşverenin rekabet etmesini istiyoruz. Daha fazla üretmesini istiyoruz. Bunun altyapılarını hazırladık biz TOBB Genel Kurulunda da Davutoğlu beni şikayet emişti. Biz işvereni uluslararası alanda rekabet edebilecek alt yapıyı hazırlayacağız.  KOBİ’lere sıfır faizli kredi vereceğiz. Onların hayal edemeyeceği teşvikleri vereceğiz. Yeni bir teşvik sistemi oluşturacağız. Çünkü Türkiye orta gelir düzeyinden kurtulmak zorundadır. Yüzde 3 civarında kalkınma hızını yakalamış durumda. 3 yıldır ekonomi patinaj yapıyor diyor o yüzden diyorum kurs açacağım bunları diye. Ekonomiyi iyi kurarsanız bütün bu sorunları aşarsınız. Sosyal demokrat olmayan kişilerle görüştükten seçim bildirgemizi paylaştık” şeklinde konuştu.

“HER YIL BİR MİLYON KİŞİYE İSTİHDAM SAĞLAYACAK BİR BÜYÜMEYİ HEDEFLİYORUZ”


"İstikrarlı büyüme büyüme oranı hedefiniz nedir?" sorusuna cevap olarak her yıl bir milyon kişiye istihdam sağlayacak bir büyümeyi hedeflediklerini belirten Kılıçdaroğlu, “İlk hedefimiz yüzde 6 büyüme. Baktığınızda yüzde 6 iyi onlardan ne eksiğimiz var. Güney Kore’ye Malezya’ya Arjantin’e bakın onlarda gelişmekte olan ülke, onlar neden bizden daha iyi gelişiyorlar. Biz verimli kullanamıyoruz. Son 10 yıldır bir alan ekilmiyor. Eğer yabancı sermaye Ortadoğu'ya mal satmak istiyorsa yatırımı Türkiye’ye yapar. Neden ekilmiyor, niçin yapmıyor. İnsan hakları yok, can ve mal güvenliği yok. Seçim bildirgesini ortaya koyarken bir vizyon da ortaya koyduk. Dedim ki birinci önceliğimiz Almanya’daki yabancı sermaye diyecek ki Almanya’da hangi kurallar geçerliyse burada da bu kural geçerli olacak. Vergi alıyorsunuz da aldığınız vergi sisteminde adalet var mı bizim sistemimizde adalet yok. Dünyanın en pahalı mazotu Türkiye’de. Dolaysız vergilerin çok kazananın vereceği vergiler olacak. Adaletli bir dağılım yapacaksınız. Çok kazananın çok az kazananın az vergi vermesi. Alt gelir gruplarını koruyan düzenlemeler yapılabilir. Bizim birinci ayağımızda adalet yok ikinci ayağımızda da adalet yok. Toplanan vergileri nerelere harcanıldığını kim denetliyor. TBMM adına Sayıştay denetliyor. Milletvekilleri parayı nereye harcadıklarını görüyorlar. Adalet var mı, yolsuzluk var mı? Sayıştay’ın raporu gelmeden bütçe eleştiriliyor. Toplumun hiçbir kesiminde isyan gelmedi. Çünkü ödenen vergilerin sorulduğu sistemin adı demokrasidir. Ben vergi ödüyorsam onu kullanan hesabını verecek” dedi.

Hazine yardımı ile ilgili düşüncelerini aktaran Kılıçdaroğlu, "Siyasi partilerin yasasının değişmesi lazım. Milletin vekillerini milletin kendisi seçmesi lazım. Liderler oturduğu yerden liste yapmaması lazım. Hazine yardımı pek çok ülkede var. Özel bir yöntem belirlemedik. Ölçülü olması lazım. Kaynağın adil olması lazım. İsraf konusunda İslamcı kimliğini kullanıp israf batağında olduğunu görüyoruz. Boğazımıza kadar israf içindeyiz. Bu kadar israf olmasa vergi almaya bile gerek yok diyor" diye konuştu.

“ERDOĞAN, OTURDUĞU KAÇAK SARAYI MEŞRULAŞTIRMAK İSTİYOR”

Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘O makama o araçlar layık’ dedi. Kendi oturduğu kaçak sarayı meşrulaştırmak istiyor. Diyanet İşleri Başkanımızın ibreti alem olsun diye iade etmesi herhalde benim için söylemiyor, vatandaş için de söylemiyor. Kim ondan ibretlik ders alacak, şatafat içinde yaşayanlar halkın seçip de bizi yönetin diye Ankara’ya gönderdiği sorunlarına sırtını dönüp de omurgasız yaşayanlar. Ben olsaydım o aracı iade ettirmezdim diyen alsın aracı al kendin kullan, ona biraz hafif gelir. OECD raporuna Türkiye’nin yolsuzluk olayları girdi. Bir kurulun yöneticileri geldi, benimle görüştü. Alınan ortak karar şu: Yolsuzlukların engellenmesi konusunda hiçbir ciddi adımın atılmadığı zaten bu hükümet yolsuzlukla anılan bir hükümettir, yolsuzluklarla özdeşleşmiş bir hükümettir. O kadar açık yolsuzluklar var ki ne söyleyeceksiniz.”

“BENİM MUHATABIM CUMHURBAŞKANI DEĞİL, O BENİ MUHATAP ALIYOR”

Vaatlerini komik bulan Erdoğan’a cevap veren Kılıçdaroğlu, “Ben Sayın Erdoğan’ı muhatap almıyorum. O istediğini söyleyebilir. O keşke mümkün olsa da kaçak Saray’dan bütün tv kanalları canlı yayın yapsalar. Hiç itirazım yok. Sabahtan akşama kadar konuşsun ne olacak ki karnı şişeceğine konuşsun istediği kadar. Hiçbir sorunum yok benim. Benim muhatabım cumhurbaşkanı değil ki, o beni muhatap alıyor. Sen cumhurbaşkanısın sen tarafsız olacaksın. Tarafsız olacağına dair geldin, 550 milletvekili önünde yemin ettin. Namus ve şeref kavramlarının içi bu kadar boşaltılabilir mi? Sen tarafsız olacaksın ben sorumsuzum diyor. Tarafsızlık kuralına uymak bir sorumluluk gerektirir. Eğer bir cumhurbaşkanı bu sorumluluğu kendi vicdanında hissetmiyorsa ne diyeceğiz buna istediği kadar konuşur" şeklinde konuştu.

"Al aracı kendin kullan"
Türkiye'de yöneticilerin "Lale Devri" yaşadığını savunan Kılıçdaroğlu, kaynakların insafsızca kullanıldığını, İzmir Büyükşehir Belediyesinin, kilometresini 50 milyona yaptığı metronun, Ankara'da 100, İstanbul'da 150 milyona yapıldığını ileri sürdü.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın, israfa yönelik sözlerinin ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in makam aracını iade ettiğinin  hatırlatılması üzerine ise Kılıçdaroğlu, "İnancımızda israf haramdır. Boğazımıza kadar israf içindeyiz. O nedenle Sayın Arınç'ın yaptığı tespit, çok önemli bir tespit. Oysa ilk iktidara geldiklerinde 'lojmanları, lüks araçları satacağız' dediler. Milletvekili lojmanlarını sattılar. Sonra? Her biri kral gibi bir yerlerde yaşıyor" görüşünü savundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın,  "O makama, o araçlar layık" sözüyle ilgili değerlendirmesi sorulan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

 "Kendi oturduğu kaçak sarayı meşrulaştırmak istiyor o söylemle. 'Ben kaçakta oturuyorum, çok lüks yaşıyorum, bana bir ortak lazım' diyor. Ama Diyanet İşleri Başkanımızın 'ibreti alem olsun' diye iade etmesi, herhalde benim için söylemiyor bunu, vatandaş için de söylemiyor. Kim ondan ibretlik dersi alacak? Lüks, şatafat içinde yaşayanlar. Kim onlar? Halkın seçip de 'bizim sorunumuzu çözün' diye Ankara'ya gönderdiği ama halkın sorunlarına sırtını dönüp lüks içinde yaşayanlar, onlar ders alacaklar, örnek alacaklar. 'Ben olsaydım, o aracı iade ettirmezdim' diyor. Al aracı kendin kullan, ne olacak yani? Ona biraz hafif gelir ama alsın kullansın."

"Cumhurbaşkanına başka bir yer vereceğiz"

 "Siz başbakan olursanız nereyi kullanacaksınız?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, başbakanlık binasını kullanacağını, Çankaya'nın yine Cumhurbaşkanlığı olacağını söyledi.

 "Seçimi kazandığınız takdirde, Sayın Cumhurbaşkanı'nı Saray'dan çıkaracak mısınız?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Sayın Cumhurbaşkanı'na başka bir yer vereceğiz" yanıtını verdi. "Cumhurbaşkanı 'çıkmam' derse, ne yapacaksınız?" sorusunu Kılıçdaroğlu, "Herkes yasalara uymak zorundadır. Türkiye derebeylikle yönetilmez. Parlamentodan yasa çıkar, o da oraya gider" diye cevapladı.

"İktidara geldiğinizde, şimdiki projeleri devam ettirecek misiniz?" sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, devlette devamlılığın esas olduğunu, büyük projelerin yapılabilirliğine bakıp, sürdürülebileceğini kaydetti.

"Ülkede kaynak var"

 "İktidara gelirseniz, vergileri artıracak mısınız? Emekliler için aldığınız gibi asgari ücret için de neden noterden belge almadınız?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Bütün vergileri yüzde 1-2 artıracağız demek doğru değil, böyle bir şey yapmayacağız. Kaynak var bu ülkede. Bütün vaatlerimizin milli gelire oranı yüzde 2,89" karşılığını verdi.
12 Mayıs 2015 09:37
DİĞER HABERLER