CHP lideri Kılıçdaroğlu, hızla yükselen dolar ve ekonomin durumuna ilişkin, "Londradaki bir avuç tefeci manipülasyon yapabiliyorsa, ekonomiyi bu kadar kırılgan hale niye getirdiniz. O bir avuç tefeciye 150 milyar dolar faiz ödediniz" dedi. Kılıçdaroğlu S-400 için de, "Aktif ettirmezler. Etsinler hükumeti tebrik edeceğim" diyerek iddialı konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, katıldığı Tv programında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yükselen dolar kuru ve ekonomideki gidişatı değerlendireren CHP lideri "Eğer Türk Lirası güven veren bir para değilse, o zaman doğal olarak dolara ve altına yatırırlar. Ekonomi iyiyse, ekonomi vatandaşa güven veriyorsa, ihracatı artırabiliyorsanız o zaman TL'ye olan güven artar. TL'ye yönelik Londra'da operasyon yapılıyor deniyor. Londra'da oturanlar niye dolara operasyon yapmıyorlar da TL'ye yapıyorlar. Bunu düşünmek lazım. TL neden bu hale geldi? Para basılıyor ama o para fakire fukaraya gitmiyor. O para dolara gidiyor" dedi.
Dolar kurundaki yükseliş hatırlatılarak, "Dolar sizce neden yükseliyor, dış güçlerin ekonomiye saldırısı mı bu yine?" şeklindeki soru üzerine Kılıçdaroğlu, bundan birkaç yıl önce "dolarların bozdurulması" yönünde kampanyalar düzenlendiğini, açıklamalar yapıldığını hatırlattı.
Bu açıklamaların hiçbirinin gerçekçi olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Bugün bir gerçek var, bizim bankalarımız, Türkiye'de faaliyette bulunan bankalarda vatandaşların mevduatının yüzde 53'ü dolar bazında. Yani vatandaş birikimini dolara yatırmış durumda. Soru şu; vatandaş neden dolara yatırır da Türk lirasından kaçar?" diye sordu.
Türk lirasına güveni sağlayacak mekanizmanın ekonomi olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, ekonomi iyiyse, üretiyorsa, Türk lirasına olan güvenin de artacağını söyledi.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Şimdi şu söyleniyor, 'Türk lirasına karşı Londra'dakiler operasyon yaptılar.' Akıl var, mantık var. Bu Londra'da oturanlar niye dolara operasyon yapmıyorlar? Niye yuana, avroya, sterline operasyon yapmıyorlar da Türk lirasına yapıyorlar. Türk lirasını Londra'daki bir avuç tefecinin operasyon yapabileceğini para birimi haline kim döndürdü?
Biliyorum 'bunu CHP yaptı' diyecekler. Hepimizin düşünmeye ihtiyacı var. Hepimizin oturup düşünmesi lazım, Türk lirası neden bu hale geldi? Diyorlar ki 'Sayın Albayrak finans kuruluşlarıyla görüşmeler yaptı.' Ne yaparlarsa yapsınlar, Türkiye'nin gerçeğini bütün dünya biliyor. Merkez Bankasının rezervlerini, bankaların durumunu izliyorlar. Merkez Bankasının bağımsız olmadığını biliyorlar.
Bütün bu gerçekler ve bu tabloyu yaratanlar ortadayken, Türk lirası değer kaybediyor. Müthiş bir devalüasyon yaşıyoruz aslında. İşin sorumlusu kim? Sorumlu olarak biz Londra'daki bir avuç tefeciyi mi sorumlu tutacağız yoksa bizi tefeciye mahkum eden yönetimi mi sorumlu tutacağız?"
"Siz IMF meselesine nasıl bakıyorsunuz?" yönündeki soruyu da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, aslında Türkiye'de para olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"2020 yılının ilk üç ayında iktidar 668 milyar lira kullandı. Bunun 4,4 milyar lirasını fakir fukaraya vereceğim dedi. Fakir fukaraya 4,4 milyar verirken ilk üç ayda faize 38 milyar lira ödedi. Şu soruyu sormamız lazım, 668 milyar lira nereye harcandı?
Türkiye IMF'ye gider veya gitmez, o iktidarın tercihidir. Ama uluslararası bir kaynağa bugünkü süreçte ihtiyaç var. En düşük faizli kaynak nereden sağlanacaksa Türkiye'nin bundan yararlanması lazım. 668 milyar liralık paranın içinde 56 milyar lira yeni basılan para var. 56 milyar lira nereye gitti? Ekonomi bir anlamda kontrolden çıkmış vaziyette."
"Türkiye'nin dış kaynak arayışı ile S-400'ler arasında bağlantı kuruluyor. Size ulaşan bilgiler nedir, S-400'ler aktive edilecek mi?" sorusu üzerine, Kılıçdaroğlu, S-400'lerin aktive edilmeyeceğini söyledi.
Paraya ihtiyacı olan iktidarın önüne S-400'lerin konulduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, "'Aktive etmezsen sana para veririz' diyorlar. Türkiye şantajla karşı karşıya. Zaten dolaylı olarak bu sözün verildiği bilinen bir gerçek. Elin oğlu bu söze uymaz. 'Getir, yazılı olarak bana ver diyecek. O zaman ne olacak biliyor musunuz? Türkiye Cumhuriyeti dünyanın en pahalı, en modern hurdasına sahip olacak. 2,5 milyarlık bir hurda. Aktive ederlerse ben kendilerini kutlayacağım. Söz verdiniz size teşekkür ediyorum diyeceğim. Aktive etmezlerse o parayı veren 83 milyonun hakkını helal etmemesi gerekir" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, "Parti mensuplarınızın bazı sözleri darbe tartışmalarına yol açtı. Nasıl buldunuz bu açıklamaları, darbe ihtimali nedir Türkiye'de?" sorusu üzerine, söylenenlerden darbe anlamının çıkmasının mümkün olmadığını belirtti.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun sözleri ile erken seçimi veya normal seçimi kastettiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in de öteden beri kullandıkları politik "saray rejimi" ifadesini kullandığını dile getirdi.
"Saray rejimi gidecek demek ne zamandan beri darbe çağrışımı haline geldi?" diye soran Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye, demokratik standartlar ve ekonomi açısından da geriye gitmişse yaşadığı darbeler yüzündendir. CHP'nin iktidara en yakın olduğu dönemlerin tamamında darbe olmuştur. Darbelerin arkasında dünyanın egemen güçleri vardır. Rahmetli Menderes'in idamı çok ciddi bir sonuç doğurmuştur. Bizim demokrasi tarihimizde ciddi bir travmadır. Siyaseten bir insanın idam edilmesi kadar yanlış bir şey yoktur. Siyasi idamlar bir topluma hiçbir zaman hayır getirmemiştir.
15 Temmuz darbe girişimi olduğunda ben İstanbul'da uçaktan indim, arkadaşlar genel merkezde toplanmışlardı, onlar hep beraber Meclis'e gittiler. Özgür Özel darbeye karşı çıkarken yoldan dönmüştü ve ceketi yoktu. Bir AK Parti milletvekilinin ceketini giyerek kürsüye çıkıp darbe girişimine karşı çıktı. Darbe söylemleri tümüyle kötü yönetilen bir ekonominin ortaya çıkardığı derin travmayı örtmeye yönelik bir şey."
Kılıçdaroğlu, "Hükümet bu darbe söylentilerine neden çok sahip çıktı?" sorusu üzerine, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Buradan medet umuyorlar. Allah aşkına İstanbul İl Başkanı darbe olup olmayacağını bilir mi? Milli İstihbarat Teşkilatı'nda mı çalışıyor. Bir doktor. ABD'de böyle bir rapor yayınlandıysa çıkarsınız Amerika'ya söyleyeceğinizi söylersiniz. İl başkanımız ve grup başkanvekilimizden ne istiyorsunuz. Demokratik yollardan bir seçimle bir siyasal iktidarı göndermek varken darbe ile gönderiyorsanız bu yanlıştır. Darbe asla kabul edilemez. Eğer demokrasiyi kabul ediyorsan orada mihenk taşı halkın kendisidir. Vatandaşın oyuna gitmek, vatandaşın tercihine gitmek en doğrusudur. Buraya gitmek lazım. Demokrasiyi güçlendirmek zorundayız."
Kılıçdaroğlu, "Danıştay Başkanlığı görevine seçilen Zeki Yiğit'in, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin yenilenmesine karar veren Yüksek Seçim Kurulu üyeleri arasında bulunduğunun" hatırlatılması üzerine, şunları söyledi:
"O kararı alanlara 'yargı çetesi' demiştim. Çetenin ne olduğunu da sözlüklerdeki tanımıyla, 'yasa dışı iş yapıp, bir araya gelen kişiler çeteyi oluşturur' diye. Alınan karar tamamen yasa dışı bir karardı. Dolayısıyla o kararı alanların hiçbirisi bana göre gerçek anlamda hukukçu değil.
Danıştay'da, Yargıtay'da, mahkemelerde, istinaf mahkemelerinde gerçek anlamda hakimlik yapan çok insan olduğunu biliyorum. Bunun yanında siyasi otoritenin emrinde olup, sadece onların kararlarını yerine getiren yargıçları da biliyorum. Biz onlara yargıç demiyoruz. Onlar siyasi iktidarın bir anlamda düşünen insanlar üzerinde kullandığı sopa."