Millet İttifakı’nın 13. Cumhurbaşkanı adayı ilan edilen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti yöneticileri için de “sürpriz” olan bir kararla dün son kez yaptığı toplantıyla TBMM grubuna veda etti.
Aday olduktan sonra ilk ziyaretini deprem bölgesine, Elbistan’a yapacak olan Kılıçdaroğlu, “seçim bildirgesini” ise seçim kararının açıklanmasının ardından, ittifakta yer alan liderlerin de katılımıyla Ankara Spor Salonu’nda kamuoyuna açıklayacak.
Kılıçdaroğlu’nun seçim kampanyasını ise ittifakta yer alan partilerin temsilcilerinin de içinde yer aldığı ekip yürütecek.
Millet İttifakı’nda depreme yol açan aday krizi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, seçimin kazanılması halinde “cumhurbaşkanı yardımcısı” olarak yönetimde görev almaları formülüyle aşıldı.
Krizin çözülme süreçlerine ilişkin ise yeni ayrıntılar ortaya çıktı.
‘CHP’nin B planı, çözüm formülü oldu’
Kulislere yansıyan bilgiye göre, “belediye başkanlara cumhurbaşkanı yardımcığı” formülü aslında CHP’nin, “kötü senaryoya”, yani masada kriz çıkması olasılığına göre yaklaşık 20 gün önce hazırladığı “B planı” idi.
Kurmayları, Akşener’in ittifakla köprüleri attığı 3 Mart’taki basın toplantısından hemen sonra Kılıçdaroğlu’na açıkladı.
CHP kaynaklarının verdiği bilgiye göre süreç şöyle işledi:
Kılıçdaroğlu, TİP Genel Başkanı Erkan Baş ile görüşmesinin ardından, Akşener’in basın toplantısını yakın kurmayları ile birlikte, Meclis’teki makamında izledi.
Basın toplantısından kısa süre önce de Kılıçdaroğlu’na Akşener’in Yavaş ve İmamoğlu’nu aday olarak önereceği ve aksi taktirde masadan kalkacağı bilgisi geldi.
Kılıçdaroğlu, Akşener’in açıklamaları üzerine yorum yapmadı, ancak kurmaylarının anlatımına göre bu kadar “sert” bir üslup da beklemiyordu.
Akşener’in basın toplantısı bittikten Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, grup başkanvekilleri ve bazı MYK üyeleri ile olgunlaştırdıkları, Yavaş ve İmamoğlu’nun seçim sürecinde daha görünür olması ve daha aktif katılabilmeleri için “cumhurbaşkanı yardımcılığı” formülünü önerdi.
Kemal Kılıçdaroğlu, Erkan Baş'ı Meclis'te ziyaret etti
Seçim sürecinde cumhurbaşkanı yardımcı adaylığı için istifa gerekmediğini belirten kurmayları, belediye başkanlarının kamuoyu desteklerinin seçim kamyanyasına da olumlu yansıyacağını ifade ettiler.
Kılıçdaroğlu’nun olumlu baktığı bu plan 3 Mart’taki olağanüstü MYK’da değerlendirildi.
Ancak Pazar gününe gelindiğinde ise bu formül, Akşener’in “masaya dönüş”ü için devreye sokuldu.
Akşener’in de bu formüle sıcak baktığı ifade edilince, Kılıçdaroğlu, diğer liderlere de bilgi verdi ve krizin aşılması için yürütülen trafik olumlu sonuç verdi.
Kılıçdaroğlu’nun adaylığının netleşmesinin ardından, bundan sonraki yol haritası da netleşmeye başladı.
Meclis’e veda: Parti yöneticilerine de sürpriz oldu
Aday olunca “parti rozetini çıkarma” kararı alan Kılıçdaroğlu, bunun ilk adımın Meclis grubunda attı.
Aday ilan edildikten sonraki ilk grup toplantısında, Meclis grubuna veda etti. Karar, yakın kurmayları için de “sürpriz” oldu.
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Kılıçdaroğlu’nun bu kararı nasıl aldığını ve ne anlama geldiğini BBC Türkçe’ye anlattı:
“Meclis’teki karşılamadan sonra grup başkanvekilleri olarak odasına girdik. ‘Arkadaşlar ben bugün grubu son defa temsil edeceğim’ dedi. Bundan sonra milleti temsilen, milletle beraber olacağım’ dedi.
“Hem şaşırdık hem de duygusallaştık. Kolay bir şey değil. Yaklaşık 11 yıldan beri birlikte götürüyoruz görevi. Yaşadığımız, paylaştığımız çok şey var. ‘Peki efendim, bir daha grup toplantısı yapmayacak mısınız?’ diye sorduğumuzda ‘Hayır, bundan sonraki toplantılarımı milletle birlikte yapacağım’ dedi. ‘Peki’ dedik biz de, hatta üç grup başkanvekili olarak, grup hatırası olarak beraber fotoğraf çektirelim istedik. Çok duygusal anlar yaşandı o anda. Son bir resim de orada çektirdik. Bugüne kadar bizi çok gururla temsil etti, bundan sonra da milleti temsil edecek.”
Hangi partilerden destek isteyecek?
Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı olarak, diğer siyasi partileri ziyaret ederek adaylığına destek isteyecek.
Ziyaret programının, seçim kararının ilan edilmesinin ardından netleşecek.
En çok merak edilen de Kılıçdaroğlu’nun, HDP, MHP ve AKP’yi de ziyaret edip etmeyeceği.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar da Kılıçdaroğlu’nun adaylığının netleşmesinin ardından, partisinin genel merkezine davet etmişti.
Henüz kesinleşmemekle birlikte, parti içinde ziyaret programına ilişkin farklı seçenekler değerlendiriliyor.
Bu kapsamda öne çıkan görüş, parlamentoda grubu olan bütün siyasi partilerin ziyaret edilerek, destek istenmesi yönünde.
Bu kapsamda AKP ve MHP’den “grup başkanı” düzeyinde randevu istenmesi seçeneği üzerinde duruluyor.
Randevuya olumlu yanıt vermesi halinde Kılıçdaroğlu’nun AKP Grup Başkanı İsmet Yılmaz ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den randevu istenebileceği belirtiliyor.
CHP kurmayları, “Şu anda bu seçenekler tartışma, değerlendirme aşamasında. Bazı partiler görüşmek istemiyoruz, diyebilir. O zaman buna göre de tavır alınır” görüşünü dile getiriyor.
CHP liderinin HDP ile daha önce de görüştüğüne dikkat çeken parti kurmayları, parlamentoda temsil edilen partilerin ayrımsız ziyaret kapsamında olacağını belirtiyor.
Parlamento dışında çok sayıda siyasi parti olduğu için, bunların hangilerinin ziyaret edileceği ise henüz netleşmiş değil.
Genel Başkanlık görevini neden sürdürme kararı aldı?
Kılıçdaroğlu, aday olmadan önce yaptığı bazı açıklamalarda, “cumhurbaşkanının partili olmayacağını, seçimi kazandıktan sonra da partisinden ayrılacağını” açıklamıştı.
CHP kulislerinde de, Kılıçdaroğlu’nun aday olduktan sonra, genel başkanlıktan ayrılmayacağı ancak parti rozetini çıkaracağı ve MYK içinden bir ismi “vekil” olarak görevlendirebileceği dile getiriliyordu.
Ancak; Millet İttifakı’nın 12 madelik “güçlendirilmiş parlamenter sistemin yol haritası”nda ise cumhurbaşkanının varsa parti üyeliğinin, parlamenter sisteme geçildikten sonra sona ereceği öngörüldü.
Bu da Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı seçilmesi halinde de genel başkanlık görevini sürdürebileceği anlamına geliyor.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de, liderlerin son buluşmasında, Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı seçilmesi halinde, “hiç değilse yerel seçimlere kadar genel başkanlık görevini sürdürmesi” konusunda anlaşmaya varıldığını açıkladı.
CHP kurmayları bu kararın gerekçesini, geçiş süreci gibi kritik bir dönemde bir de “parti içi mücadele tartışması yaşanmaması” ve seçim sonrasında nasıl bir tablo oluşacağının görülmek istenmesine bağlıyor.
Grup Başkanvekili Özkoç’un verdiği bilgiye göre, Kılıçdaroğlu parti rozetini çıkarmakla birlikte, seçimlere kadar partisinin başında olacak, seçimden sonra ise oluşan koşullara göre karar verecek:
“Seçimden sonra, Meclis’te partilerin milletvekili ağırlıkları ne olacak, hangi siyasi parti öne çıkacak, Türkiye’nin koşulları ne olacak? O açıdan da hepsi o günkü koşullar içinde değerlendirilir. Bu mutabakat metni o anlamda da Genel Başkan’ın önünü açtı. Bu aslında masadaki liderlerin Kemal Bey’e güven telakki ettiğini de gösteriyor.”
Başkanlar iki görevi bir arada sürdürebilir mi?
Tartışılan bir konu da seçimin kazanılması halinde Yavaş ve İmamoğlu’nun hem belediye başkanlığı hem de cumhurbaşkanlığı görevini birlikte üstlenip üslenemeyeceği.
2018 seçimlerinde, AKP’den İstanbul Büyükşehir Belediye Bakanlığı’na aday olan Binali Yıldırım’ın aynı zamanda TBMM Başkanlığı’nı sürdürmesini örnek göstererek, başkanların iki görevi bir arada sürdürebileceğini savunanlar olsa da, hukuki altyapı oluşturulmadan formülün işletilmesi zor görünüyor.
‘Seçim bildirgesini açıklayacak’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, seçim kararını almasının ardından, Kılıçdaroğlu için aday tanıtım toplantısı düzenlenecek.
Kesin program netleşmemekle birlikte, aday tanıtım toplantısının ittifak ortağı partilerin liderlerinin de katılımıyla Ankara Spor Salonu’nda yapılması planlanıyor.
Deprem nedeniyle, tanıtım toplantısının “sade” ancak geniş katılımlı olması amaçlanıyor.
Kılıçdaroğlu’nun, daha önce kamuoyuna açıklanan, “ortak politikalar metni”ni esas alarak “seçim bildirgesini” kamuoyuna açıklaması bekleniyor.
Kampanya nasıl yürütülecek?
Kılıçdaroğlu’nun seçim kampanyasının ayrıntıları henüz netleşmiş değil. Ancak, CHP’nin yanısıra ittifakta yer alan siyasi partilerden isimlerin de kampanyada görev alacak.
Engin Özkoç, kampanya sürecinde, ittifak partilerinin “ortak dil” kullanılacağını söyledi:
“Kampanya programımızda söylenecek sözler, vaatlerimizin nasıl ifade edileceği konusunda, iletişim uzmanlarının bize öngördüğü tavsiyeler doğrultusunda, bunları bütün siyasi partilerimizin görüşüne sunarız. Onlar da kendi görüşlerini ifade ederler ve böylece bir ortak dil ortaya çıkar.”