Karar yazarı Mehmet Ocaktan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Türk Ocakları'nda yaptığı konuşmadaki bazı ifadelerin dikkatle okunmasında sayısız fayda olduğunu söyledi. Bu sözlerin, Cumhur İttifakı'nda tedirgin etmiş olabileceğini kaydetti.
Karar yazarı Mehmet Ocaktan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 28 Şubat'tan Roboski'ye, Diyarbakır hapishanesi mahkumlarından azınlıklara dek birçok kesimle helalleşme adımları attığını vurguladı.
Ana muhalefet partisi liderinin son olarak Türk milliyetçiliğinin önemli kurumlarından biri olan Türk Ocakları'na gittiğini hatırlatan Ocaktan, şöyle devam etti:
'KONUŞMASI CUMHUR İTTİFAKINI OLDUKÇA TEDİRGİN ETMİŞ OLMALI'
"Burada yaptığı konuşma, Cumhur İttifakı’nı oldukça tedirgin etmiş olmalı ki MHP lideri Bahçeli grup toplantısındaki konuşmasında 'Şimdi herkes elini vicdanına koyup konuşsun Kılıçdaroğlu’nun Türk Ocakları’nın kuruluşunun 110. yılında orada ne işi vardır?' diyerek CHP liderinin milliyetçilere asla yaklaştırılmaması gerektiği mesajını verdi. Nitekim bu tahammülsüzlük sonuç verdi ve Türk Ocakları İstanbul yönetimi görevden alındı.
Demokratik bir sistemde siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, bireylerin nereye gideceğini, ne konuşacağını tayin eden, onlara rol biçen bir mekanizma olabilir mi?
'BÖYLE BİR ANLAYIŞIN AÇIK ANLAMI VESAYETÇİLİKTİR'
Adını net olarak koyalım, sivil siyaset alanının denetlenmesini isteyen böyle bir anlayışın açık anlamı 'veyasetçiliktir', otoriter rejim özlemidir. Maalesef Türkiye, Cumhur İttifakı’nın icat ettiği bu alaturka sistemle tarifi imkansız bir yoksulluğa mahkum edilmiş bulunuyor. Daha da can yakıcı olanı, Türkiye toplumdaki kardeşlik zeminini tahrip eden derin bir kutuplaşma ateşinin içine atılıyor. Eğer siyasiler ve toplum olarak bu ateşe odun atmaya devam edersek, birlikte yaşayacağımız bir geleceğimiz olmayacaktır.
'ŞU İFADELERİN DİKKATLE OKUNMASINDA SAYISIZ FAYDA VAR'
Doğrusu herkesin, Kılıçdaroğlu’nun Türk Ocakları’nda yaptığı konuşmadaki şu ifadelerini dikkatle okumasında sayısız faydalar olduğu kanaatindeyim:
'Değerli bilim insanları, benden çok daha iyi biliyorsunuz ki İslam hangi gerekçe ile olursa olsun adaletsizliğe, eşitsizliğe izin vermez. İslam hangi gerekçe ile olursa olsun kayırmacılığa, denetimsizliğe, otoriterliğe izin vermez. Bu bağlamda İslam, hangi sistemle yönetildiğimizle değil nasıl yönetildiğimizle ilgilidir. Doğrudan nasıl yönetilmemiz gerektiğinin yanıtını da kendisi verir. İslam açısından kriter adaletle yönetilip yönetilmediğimizdir. İslam tüm insanlığa adalet penceresinden bakar ve adalet penceresinden bakmamız gerektiğini bir şart olarak önümüze koyar.'