Darbeden tamı tamına 34 gün sonra Vatan Partisi genel başkanı Doğu Perinçek, Fatih Altaylı’nın Teke Tek programına çıkıyor Haber Türk’te. Esasında herkes kimi, ne zaman çıkaracağını biliyor programına. Fatih Altaylı da bu konuda uzmanlardan birisi. Hep düşünmüşümdür, Fatih Altaylı gazeteci olmasaydı Cübbeli Ahmet Hoca denilen şarlatanla 10 saniye yan yana gelir miydi, diye. Yan yana gelmişliğim yok ama değil 10 saniye, uzaktan görse yolunu değiştirirdi bence. Peki, buna karşın neden son zamanlarda defalarca programına davet etti ve dalga geçer gibi yapıp onun propagandasını yaptı. Altaylı bir şekilde darbe olacağını sezmiş ve Fethullah Gülen ekibinin harcanacağını sezmişti. Her zaman olduğu gibi, bu tarikatlardan ya da dini gruplardan biri elenirse, yerine hemen bir diğeri bulunur. Altaylı’ya göre bu konuda en medyatik olan Cüppeli Ahmet ekibiydi ve o da bunun propagandasını elinden geldiğince yaptı.

Evet, darbe girişimi üstüne yapılan darbeden tamı tamına 34 gün sonra Doğu Perinçek çıktı Altaylı’nın programına. Esasında Altaylı için Perinçek ile Cüppeli arasında çok fazla fark yoktur. Kendi dünya görüşü (Var mı bilmiyorum ama) adına Perinçek’in de Cüppeli’den farkı yok ama ihraç edilen ve edilecek subaylar düşünülünce, Altaylı hemen çıkartıyor Perinçek’i.

Program başlıyor ve Perinçek kendinden çok emin, hemen sıralamaya başlıyor kimlerin listesini yaptığını anlatmaya. Tümceler bal gibi dökülüyor Perinçek’in ağzından: “Askeriyenin eski personel müdürü partimizde önemli bir görevde, üst seviyede üyemiz. (Alt seviyeler de var) Askeriyedeki listeleri yaptık ve kendilerine bildirdik. Şu an deniz kuvvetlerinin tamamını temizledik, hava kuvvetlerinin yüzde 95’i tamam, kara kuvvetleri de tamamına yakın…”

Fatih Altaylı melül melül dinliyor Doğu Perinçek’i, aklına gelmiyor “Kim ulan bu herif de kıytırık bir partinin başkanı olarak askeriyenin içini dışını kurcalıyor ve içinde istediği gibi at koşturuyor” diye. Soramaz, çünkü önüne gelen atı alıp Üsküdar’ı geçme derdinde ve işin içine AT girince sanki MİT’in şifresiymiş gibi önüne gelen susuyor.

Biliyorsunuz, bugünlerde ordudan ihraç edilen komutanlarla görüşüyorum sık sık. Hepsinden duyduğum ortak nokta askeriyede kalan subayların büyük bir çoğunluğu Sadat grubuna bağlı ya da Perinçek. O yüzden aynı 12 Eylül darbesinden sonra Alpaslan Türkeş’in söylediği “Fikrimiz iktidarda ama biz hapisteyiz” şiarını söylüyor Perinçek. Defalarca söyledi Erdoğan’ın kendi çizgilerine geldiğini ve çok ama çok yakında iktidarda olacaklarını. İktidarı ne kadar yakın zamanda ele geçirirler bilemem ama askeri şura yaklaştıkça bu tartışma sanki biraz büyüyecek ve kimilerini rahatsız edecek gibi geliyor bana.

Askeri şura, yani Erdoğan Perinçek ekibinden ya da tam Türkçesiyle Ergenekon ekibinden rahatsızsa ve çoğunu emekli etmeye kalkarsa, sanki ortalık bir daha karışacakmış gibi gözüküyor. Nasıl karışacak, 15 Temmuz darbe girişimi gecesini önleyerek darbe yapanlar, yani Sadak ve Perinçek grubu o gece “Beraber öldürdük biz bu yollarda” şarkısını terennüm ediyorlardı.

Şimdi bu durumda kim kimi harcarsa diğerinin ötme faslı başlayacak. Böyle bir durumda Perinçek açısından çok şaşırtıcı bir durum yok, yıllardır parti başkanlığı mı yapıyor, satış bürosu şefi mi bunu henüz anlayan yok.

Ama işin başka yanı da var tabi, esasında Maoist ama Atatürkçü, sosyalist ama milliyetçi, örgütçü ama ihbarcı, laik ama şeriatçılarla omuz omuza olan Doğu Perinçek ulu Türk ordusunun tek başına Sadat askerlerine kalacağını ve harcanacağını hissedip de darbe girişiminde bulunur mu, işte şimdi merakla bunu bekliyoruz.

Türkiye ilginç bir dönemden geçiyor, Türk Silahlı Kuvvetleri askeriyeden dışlanmış eski tuğgeneral Adnan Tanrıverdi’yle, Türkiye solundan dışlanmış Doğu Perinçek’in eline kalmış. Aman ha darbe neyim yapmaya kalkışma Perinçek, bir de seninle uğraşmayalım.  

Ahmet Nesin