Beykoz'daki bir gecekonduda oturan 38 yaşındaki Celal Düzkaya'nın 2005 yılında kaybettiği nüfus cüzdanı hayatını kararttı.
Adına kurulan şirketle dolandırıcılık yapılan Düzkaya, milyonluk borçlardan kurtulmak için yıllardır hukuk mücadelesi veriyor.
Evli ve 4 çocuk babası Celal Düzkaya, 2005 yılında Taksim'de kimliğini kaybedince başına gelmedik kalmadı. Kaybettiği nüfus cüzdanındaki fotoğrafı değiştirilerek adına şirket kuran kimliği belirsiz kişi ya da kişiler, bankalardan aldığı çeklerle onlarca kişiyi dolandırdı.
Celal Düzkaya adına düzenlenen belgeler ve sahte nüfus cüzdanıyla 3 ay içinde şirket kurularak Türkiye'nin önemli bankalarından çek koçanları alındı. Kimliği henüz tespit edilemeyen kişilerce kurulan şirkete 3 ayrı bankadan da çek karnesi alındı. Şirket adına yapılan mal alımlarında piyasaya binlerce liralık çek sürüldü. Çeklerin karşılıksız çıkması üzerine alacaklı firmalar hukuk işlemi başlatınca Türkiye'nin çeşitli yerlerindeki mahkemelerde onlarca dava açıldı.
"GECELERİ UYUYAMIYORUM"
Olup bitenlerden habersiz olan Celal Düzkaya, evine gelen polislerin karakola götürmesiyle olaydan haberdar oldu. Düzkaya, kendi adına kurulan şirket tarafından piyasaya karşılıksız onlarca çek sürüldüğünü ve çeşitli illerdeki mahkemelerde hakkında tutuklama kararları verildiğini aylar sonra öğrendi.
Yaşadığı şok karşısında günlerce kendisine gelemeyen Düzkaya, daha sonra bir avukattan hukuki yardım almaya karar verdi. Adına şirket kurulan kişinin kendisi olmadığını ispatlamak için Kayseri, Ordu, Balıkesir, Ankara gibi illerde açılan davalara gidip geldi. Halen piyasada adına düzenlenmiş kaç adet çek bulunduğunu bilmediğini belirten Düzkaya, yaklaşık 1 milyon liralık çek defterinin piyasaya sürüldüğünü tahmin ediyor.
Hakkında mahkumiyet kararları veren mahkemelere dilekçelerle başvuran Celal Düzkaya, yeniden yargılama talebinde bulundu. Dilekçelerinde, söz konusu şirkete ait çeklerin kendisine ait olmadığını ve şirketin kaybettiği nüfus cüzdanı kullanılarak sahte belgelerle kurulduğunu belirten Düzkaya'nın yeniden yargılama talebi kabul edildi. Türkiye'nin dört bir yanındaki onlarca mahkeme, dosyaları yeniden açarak Düzkaya'nın savunmasını ele aldı.
Düzkaya'nın iddiaları üzerine belgeler kriminal laboratuarlarında incelendi. Yapılan incelemeler sonunda uzmanların sunduğu raporlar, Celal Düzkaya'nın savunmasını doğruladı. Söz konusu şirketin kuruluşunda kullanılan nüfus cüzdanının sahte olduğu ve çeklerdeki imzaların da Celal Düzkaya'ya ait olmadığını belirledi.
POLİS SIK SIK KARAKOLA GÖTÜRÜYOR
Hakkında açılan bazı davalardan beraat eden Celal Düzkaya'nın en büyük korkusu ise polis.
Defalarca karakola götürüldüğünü belirten Düzkaya, "Haberim olmadan adıma şirket kuruldu. Şirket adına bankalardan çekler alındı. Çekler karşılıksız çıkınca evime polis geliyor. Defalarca karakola götürüldüm. Huzurum kalmadı." diyerek sitem etti.
Düzkaya, "Başıma bu işleri açan sahtekarlardan şikayetçiyim. Benim hayatımı kararttılar. 5 yıldır huzurum kalmadı. Bütün paramı suçsuz olduğumu ispatlayabilmek için harcadım. Borç para alarak avukatlara verdim. Ailem de benimle birlikte perişan oldu." dedi.
Celal Düzkaya'nın eşi Güleç Düzkaya da, yaşadıkları sıkıntıları anlatırken, "Beş yıldır zor günler geçiriyoruz. Huzurumuz kalmadı. Eşim ve çocuklarım perişan oldular. Geceleri uyku uyuyamıyoruz. Bakacak kimsemiz de yok, bize yardım etsinler. Bu sıkıntıları bize yaşatan kişilerin yakalanmasını bekliyoruz." ifadelerini kullandı.
Düzkaya'nın kayın validesi Sernaz Işık ise olayı anlatırken gözyaşlarını tutamadı. Kendisine damadının baktığını belirten Işık, devletten yardım istedi.