Yılmaz, derneğin şeffaf olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti: "Bilindiği üzere Kimse Yok Mu Derneği'ne yapılan bağışlar şeffaf şekilde yapılmakta. Hepsi kayıt altındadır. Gerek bağışçıların yaptığı kayıtlar, gerekse bağışçıların muhtaç ailelere yoksul kişilere yaptığı yardımlar hukuka uygun şekilde  derneğin defterlerinde kayıt altına alınmıştır. Şu aşamaya kadar yapılan yardımlarda tek bir suç unsuruna rastlanılmamıştır. Şu aşamada ülkenin başka yerlerinde farklı gündemler olmaktadır. Her gün şehit cenazeleri her bir ilimize gelmektedir. Bu amaç da kanatimizce gündem değiştirme amaçlı olarak, yaklaşan Kurban Bayramı arefesinde bağışçıların Kimse Yok Mu Derneği'ne hukuki anlamada bağışların engellenmesi bunun önüne geçilmesi yapılan bir soruşturmadır. Bu soruşturma esasında her ne kadar adli bir soruşturma ise de kanatimizce bu soruşturmanın kararı başka mahfillerde alınmıştır. Adli makamlar, kolluk güçleri aldatılarak bu soruşturmanın bu arama işleminin hukuksuz bir şekilde yapılması temin edilmiştir. Yapılan işlem bizce hukuki değildir. Haksız bir işlemdir. Zira derneğimizle ilgili bugüne kadar mutat denetimler yapılmıştır. İlin mülkü idare denetimlerince bugüne kadar yapılan tüm denetimlerde usulsüzlüğe rastlanılmamıştır. Ancak algı operasyonu kapsamına bu arama işlemi gerçekleştirilmiştir."

Makul şüphe baskınına tepki gösteren dernek başkanı Mevlüt Topçu da "O kadar titiz ve özenle çalışıyorlar ki onlar işlerini en ince ayrıntısına kadar yapıyorlar. Kalemlerin üzerindeki baskılara kadar, silah mı değil mi diye bakıyorlar. Duvardaki çatlaklara kadar bakıyorlar. İçleri rahat olsun." ifadelerini kullandı.

"Sanki büyük bir terör operasyonuymuş gibi, sabahın erken saatlerinde baskın yapıldı." diyen Topçu, şunları kaydetti: "Bu hareketi iyi niyetli olarak görmüyoruz. İçeride bulunan polis arkadaşlara diyecek hiçbir şeyimiz yok. Sanki büyük bir terör teşkilatıymış gibi, sabah erken saatlerinde arkadaşların buralara gönderilip, bakalım orada bir şeyler bulabilecek misiniz diye iddiada bulunan o savcıya, o kararı veren o hakim beye, onlara muhtemelen, muhtemelen diyorum çünkü normal bir zamanda değiliz. Normal hukuk devletinde değiliz. Sanki darbe dönemi gibi bir dönem yaşıyoruz. Kanatimiz bu istikamettedir. Son 2 yılda yaşanan vakalar bunların hepsini teyit ediyor. O kararı o hakimlere verdiren o iradeye zincirleme her kimse buradan ayrı bir selamlarımı iletiyorum. Bize yapmış olduğunuz tırnak içeresinde terör suçlamasını korkmadan çekinmeden aynen iade ediyorum. Biz sizden korkmuyoruz. Hiçbir şekilde de korkmayacağız."

Topçu, ayrıca şunları kaydetti: "Bize yapılan terördür. 28 Şubat'ta bu millet şahit olmuştur, 12 Eylül'de şahit olunmuştur bunlara. Dünyanın insanlık aleminin en temiz organizasyonlarından biri olan, bütün hareketleri şeffaf olan gönüllere girmiş, gönül elleri tarafından yönetilen, geçmişte her şey normalken herkes tarafından takdir edilen bugün baskın emirleri verenler tarafından dahi takdir edilen, sadece lafla sözle değil TBMM'de üstün hizmet madalyası alan, dünyada değişik organizasyonlar tarafından evet bu kuruluş hizmet yapabilir, yapılan hizmetleri isabetlidir dedikleri halde şu sahne çok ayıptır, günahtır. Bilgisayarlarımıza el koyuldu, hard disklere, belgelere el koyuldu."