30 milyondan fazla abonesi ile Türkiye'nin en büyük cep telefonu operatörü Turkcell'de Mehmet Emin Karamehmet ile İskandinav ortaklar nasıl tasfiye edildi? Samanyoluhaber ekonomi yazarı Turhan Bozkurt kimsenin telaffuz edemediği acı hakikati kaleme aldı.
Kimsenin telaffuz edemediği acı gerçek: Turkcell gasp edildi!
TURHAN BOZKURT | Samanyoluhaber
Müteşebbis Murat Vargı, Amerika dönüşünde o günler için duyan herkese uzaylılar kadar yabancı gelen cep telefonuna yatırımcı bulabilmek maksadıyla Türkiye’de kapı kapı dolaşmıştı.
Koç’tan “fizibıl değil” cevabını alan Vargı, Sabancı Holding’in patronu Sakıp Sabancı ile de görüşmüştü.
Sabancı, “Uydu telefonları ne kadar tuttu ki bu tutsun Murat Bey. Bunlar boş işler.” dediğine daha sonra bin pişman olsa da Vargı, Mehmet Emin Karamehmet ile çoktan el sıkışmıştı.
MURAT VARGI’YA “EVET” DİYEN O İSİM: MEHMET EMİN KARAMEHMET
Bir dönem piyasa değeri 15 milyar dolara kadar yükselen Turkcell için ilk adım 1994 yılının Şubat ayında atılmıştı.
Murat Vargı ve bankacı Mehmet Emin Karamehmet telekomünikasyon sektöründe dünya markası olma gayesi ile İsveç-Finlandiya ortaklığındaki TeliaSonera'yı da yanlarına almıştı.
Sonera Holding, Çukurova Grubu ve MV Holding ittifakı geçen hafta itibarıyla hazin bir final sahnesi ile dağıldı.
“Paralel Hazine” gibi çalışan Türkiye Varlık Fonu (TVF) marifeti ile 30 milyondan fazla cep telefonu abonesine hizmet veren Turkcell’de hükûmet artık imtiyazlı ortak oldu.
Yıllardır Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) eski bakan ve milletvekilleri tarafından idare edilen şirkette TeliaSonera’nın yüzde 24,02’lik payının Ruslara devredilmesinin sebebi ortaklar arasındaki ihtilaflardan çok daha derinlerde yatıyor.
TELİASONERA NİYE ZARARINA SATTI?
TeliaSonera’nın 2005’te 3,5 milyar dolara satmadığı hisseyi 15 sene sonra 530 milyon dolara satmasının ticari bir tarafı olabilir mi? Bir şirket durup dururken payına düşen hisseyi niye bu kadar ucuza satar ki!
Emrivaki ile yapılan hisse devri ile Turkcell’de ortaklık yapısı şu şekilde: TVF yüzde 26,2, Rus IMTIS Holding / LetterOne yüzde 24,8 ve halka açık yüzde 48,95, Çukurova Holding yüzde 0,05.
Böylece bir taşla iki kuş vurulmuş oldu. Hem İskandinavlar hem de Mehmet Emin Karamehmet Turkcell’den tasfiye edilmiştir. Artık Ruslarla AKP hükûmeti el ele kol kola Turkcell’i idare edecek.
Turcell'de yönetim kurulu başkanlığı koltuğunda Hazine Bakanı Berat Albayrak'ın yardımcısı Bülent Aksu oturuyor.
TÜRKİYE'DE MÜLKİYET HAKKI KÂĞIT ÜZERİNDE KALDI
Gelinen noktada Karamehmet’in geçmişte verdiği hatalı kararların payını mahfuz tutmak kaydı ile kimsenin telaffuz edemediği acı hakikate temas etmek istiyorum.
Türkiye’de serbest piyasa, mülkiyet hakkı ya da teşebbüs hürriyeti gibi kavramların hükmü kalmamıştır.
Nasıl ki Doğa Koleji, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Vakfı tarafından 700 milyon TL’ye yakın borcu ile devralınıp AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın okul zincirine bir halka olarak ilave edildiyse Turkcell de kamulaştırıldı.
Bir başka ifade ile AKP’nin fiili mülkiyetine geçti.
Halihazırda 7 kişilik yönetim kurulunda AKP’li 5 isim var: Bülent Aksu (Hazine Bakanı Berat Albayrak’ın yardımcısı), Hüseyin Aydın (Ziraat Bankası Genel Müdürü), Afif Demirkıran (Üç dönem milletvekili olarak seçildi) ve Nail Olpak (AKP’nin arka bahçesi Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) eski başkanı) AKP’nin istediği ile her kararı geçirebilecek isimler.
Çukurova Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Karamehmet, Erdoğan'dan birkaç defa Turkcell için yardım istemişti. Ancak bu talebi kendi aleyhine koz olarak kullanıldı.
AKP, TURKCELL’İ SİNSİ BİR PLANLA ELE GEÇİRDİ
Bağımsız üye kontenjanından tayin edilen Tahsin Yazar da Enerji Bakanı Fatih Dönmez’in müşaviri. Kalan iki yabancı üyeden biri TeliaSonera, diğer Rus IMTIS’i temsil ediyor.
İki üyenin göstermelik olmaktan öte hükmü yok. Zaten son hisse devri ile TeliaSonera tek koltuğu da kaybetti.
İmtiyazlı hisselerin mülkiyeti AKP ile Ruslar arasında taksim edilen Turkcell’de taraflara hep aba altından sopa gösterildi.
Turkcell'de ortaklar arasındaki ihtilafı tarafsız kalarak çözmek yerine adeta birbirlerine düşürecek şekilde istismar eden AKP hükûmeti muradına erdi.
Önce Karamehmet talimatla hareket eden mahkemelerde önce 11 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ceza tekrir-i muhakeme ile daha sonra 7 yıl 1 ay hapis cezasına indirildi.
TURKCELL'DE HİSSE DEVRİ KARAMEHMET’E ŞANTAJIN SONUCU
Böylece Turkcell’in banisinin ipleri AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eline geçti.
Yargıtay’ın tescil ettiği cezanın infazı iki defa tehir edildi. 76 yaşındaki Karamehmet’in önüne iki şık konuldu: Ya hapse girecekti ya da Turkcell’de bütün haklarından feragat edecekti.
AKP’nin çok ustalaştığı şekilde Karamehmet’e nazik bir dille şantaj yapıldı.
Kentbank Davası’nı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) kazanan Mustafa Süzer değil 4,5 milyar dolar tazminatı geri almak, Erdoğan’a verdiği “feragatname” ile kendini hapse girmekten zor kurtarmıştı.
Karamehmet de benzer şekilde Turkcell’i feda etmek mecburiyetinde kaldı.
Oysa herhangi bir yandaş müteahhite tahsis edilen kredilerin onda biri kadar kredi tahsis edilseydi Karamehmet hem Ziraat Bankası'na hem de Ruslara olan borcunu rahatlıkla ödeyebilirdi.
Karamehmet kanser tedavisi devam ederken demir parmaklıklar arkasına gönderilirse bir daha asla gün yüzü göremeyeceğinin farkındaydı.
İŞADAMLARINA BAZEN İHALE BAZEN SOPA!
Yeni rejimde devlet ile özel sektör arasındaki münasebetler böyle. İşadamlarına mafyadan hâllice bir muamele reva görülüyor.
Bir tarafta ihale ile satın alınan yandaş işadamları, diğer tarafta da malı-mülkü gasp edilerek sindirilen mağdur ve mazlum işadamları....
Karamehmet’in Pamukbank’ta dönemin hükûmetinin ricası üzerine Fiskobirlik’e verdiği 700 milyon dolar krediyi tahsil edemeyince battığını bir kenara not edelim...
Karamehmet, kredi için “Garantör biziz.” diyen Hazine ve Merkez Bankası’nın daha sonra bu sözleri unuttuğunu bana anlatmıştı.
Karamehmet kendilerinin devlet eliyle batırıldığını şöyle dile getirmişti: “1999 senesinde Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye’de olduğu için Fiskobirlik’in fındık paraları ödenemiyordu. Devlet bizden Fiskobirlik’e para vermemizi istedi. Fakat o zamanki kanuna göre özel bankalar devlet şirketlerine kredi veremiyordu. Bunun üzerine kanun değişti. Biz bunun üzerine Fiskobirlik’e para verdik. Bu para 2002 senesine kadar son 4 sene faiz çalıştırılmadan ödenmedi. Ben zamanın Maliye Bakanı Kemal Derviş’e gittim. ‘Bize 15 senelik sıfır faizli 15 sene sonra ödenecek devlet bonosu verin’ dedim. Derviş, ‘2 ay sonra veririz’ dedi. 2 ay sonra hiç ödenmedi. Pamukbank, bize ait Yapı Kredi’ye devir olduktan sonra da ödenmedi. Biz her şeyimizi satarak 2 sene içinde bütün her şeyimizi satarak ödedik.”
BORCUNU ÖDEMEYEN DEVLET BİR DE…
Karamehmet’e o gün kanunu değiştirip Fiskobirlik’e 700 milyon dolar kredi tahsis ettiren devlet bu parayı ödemeyince Pamukbank battı.
Karamehmet’in Digitürk’ten Show TV’ye, Yapı Kredi’den Turkcell’e Türkiye’nin en büyük markalarını kaybetmesinin başlangıcı böyle olmuştu.
Devlet verdiği sözü tutmadığı gibi daha sonra Karamehmet’i “dolandırıcı” diye cezalandırdı. Türkiye Cumhuriyeti devletinin genlerine sirayet eden ve 10 yılda bir nükseden “gasp ya da el koyma alışkanlığı” Erdoğan gibi avcı bir siyasetçinin elinde iki ucu keskin bir kılıca döndü.
Ne de olsa Türkiye’yi aile şirketi gibi idare edeceğini söylemiş ve halkın yüzde 52’si “evet” diyerek kendisini başkan seçmişti.
MUHALEFET HÂLÂ TEHLİKENİN FARKINDA DEĞİL
15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünün hemen akabinde Olağanüsta Hâl (OHAL) döneminde tozun dumanın ortasında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden geçen ilk kanun “Paralel Hazine” TVF hakkındaki kanun değil miydi?
Darbe tiyatrosunun kimin işine yaradığını anlamak için bile sadece bu kanunu incelemek kâfidir.
Servet transferinin, AKP’nin kendi zenginlerini türetme hamlesinin hâlâ idrâk edemeyen muhalefet Erdoğan’ın her gün eline tutuşdurduğu bir başka renkli misketle oyalanıp duruyor.
TVF kurulurken tweet atmaktan öte geçemeyen muhalefet partilerinin temsilcileri şimdi TVF’nin esrarengiz işlemlerine, Turkcell’de ne olup bittiğine dair soru önergeleri veriyor.
Her nev’i teftişten muaf kılınmış TVF o sorulara niye cevap versin ki! Turkcell’in yönetim kurulundaki mimli isimler bile işin mahiyetini ortaya koymaya yeter de artar.
Kimse kabul etmek istemese de Türkiye’de Erdoğan’ın gözüne kestirdiği bir şirketin ya da işadamının ayakta kalma ihtimali kalmamıştır.
Bakınız Turkcell’in ve Karamehmet’in hazin sonuna...
Sitemizi kullanmaya devam
ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz.
Detaylı bilgi almak için Çerez Politikasını ve Gizlilik Politikasını inceleyebilirsiniz.