Avuç avuç, hatta tane tane biriktirdiğim, bazı sözleri cümle cümle yazmak istiyorum:
Safvet Senih- Samanyoluhaber.com
*Avuç avuç, hatta tane tane biriktirdiğim, bazı sözleri cümle cümle yazmak istiyorum:
*Nerede olursanız olunuz ezanı derin okuyun…
*İğne dilliler, kendi söküklerini bile dikemiyorlar.
*Ha yalan, ha yılan.
*Zehiri yapan dozudur.
*Günah taşı bile karartır.
*Haya duygusu, ozon tabakası gibidir, yırtılınca zararı büyük olur.
*Lisan-ı hâl, sirayet edicidir; tesiri devamlıdır.
*İnsanın mahrûtî (panaromik) bir bakışla her ihtimal üzerinde durduktan sonra karar vermesi, eğer itibar kaybettirecek bir durum varsa geri adım atması gerekir. Çünkü telafisi mümkün olmayan şeyler itibar kaybettirir.
*Genetiği bozulmuş çekirdekten bir ağaç olmaz.
*Sulh temelli farklı bir dünya-kuralım; birbirimizi duyalım… Hayvanlar koklaşa koklaşa… İnsanlar konuşa konuşa…
*Bir Amerikan Başkanı diyor ki: “Bazan baba olmak Başkan olmaktan daha zor.”
*Üç tembel hikayesi: Devlet bir ara yardım etmek için tembellerin listesini isteyince, bir sürü insan gelmiş. Bir vezir, “Gerçek tembelleri bulalım, sadece onlara yardım edelim” demiş. Onların toplandığı yerde bir yangın çıkarmışlar. Tabii kaçan kaçana. Sadece bir odada üç kişi kalmış. Birisi öbürüne, “Ya bu yangın buraya kadar gelse de bir sigaramı yaksam” demiş. Üçüncüsü ise, “Şunlara bak, bir de üşenmeden konuşuyorlar.” demiş. Görevliler bunları duyunca “Tamam işte, tam aradıklarımız bunlar; gerçek tembeller böyle olur” demişler.
*Demokrasinin şu anda tamamlaması gereken bir eksiği var; insanın maneviyatına ve âhiretine de kefil olacak şekilde kemâle gelmesi gerekiyor.
*“Itrî ve Şeyh Galip gibi zâtların musikisi notaları, sanki Cennetin kapılarının gıcırtısı… Onlar tekyede oturuyorlardı ama gönül kulakları öteler âlemine açıktı ve oralardan duyduklarını notalara döküyorlardı. Şimdi biz de onların lâhûtî ve derûnî nağmelerini anlayacak musiki kulağı yok.”
*Dünyaya huy değiştirmeye geldik; tüy değiştirmeye değil…
*Düşenin hâlini, sadece düşenler değil; düşünenler de biraz olsun anlarlar.
*“CEVŞEN, Efendimizin (S.A.S.) eğer Risaletiyle alâkalı olsaydı, herkese ulaşırdı. Ama Velâyetiyle alâkalı olduğu için bazılara ulaştı.”
*“Söz, hâlin mütemmim (tamamlayıcı) parçasıdır; esas olan ‘hâl’dir.”
*Baba eder, evlat öder.
*Baba koruk yer; evladın dişi kamaşır.
*Kader ne der, peder ne der?
*Şeyh Sâdî Şirazî, kitabını Mevlana Hazretlerinin yanına giderek, incelemesi için veriyor. Sabah olunca da yanına varıp “Nasıl buldunuz?” diye soruyor. Mevlana Hazretleri: “Tuzsuz olmuş!” diyor. Şirazî üzülüyor. Hz. Mevlana hemen “Elbette tuzsuz olmuş… Çünkü helvâ tuzsuz olur!” diyor.
*Hz. Mevlana: “Lokmadan kesilmeden, Lokman olamazsınız.” diyor.
*Yıl olur, günü besler; gün olur yılı besler.
*Virdi (zikri) olmayanın vâridi olmaz.
*Bir gün tavşanlar “Bizden daha korkağı, yok” diyerek intihara karar vermişler ve deniz doğru koşmaya başlamışlar. Tam suya yaklaşmışlar, onlardan önce birden bire kurbağalar, daha hızlı şekilde kendilerini denize atmışlar. Bunun üzerine bir durum muhakemesi yapan tavşanlar intihardan vazgeçmişler. Çünkü “Allah’a şükür hâlimize… Bizden daha korkaklar varmış!” demişler…
*Durmak devrilmenin öncesidir.
*Durgun su, solucan yetiştirir.
*Sol kolu olmayan birisini Judo hocası beş sene hep aynı hareketi yaptırmış. Onu artık hiç kimse yenememiş ve şampiyon olmuş. Çünkü ona öyle bir hareket öğretmiş ki, o hareketten karşı tarafın kurtulabilmesi için, sadece onun sol kolunu tutup etkisiz hale getirmesi gerekiyordu. Halbuki onun sol kolu olmayınca da, rakibinin korunması ve kurtulması mümkün olmuyor mağlup duruma düşüyordu.
*Kurt ile bir olur, koyunu yer; çobanla bir olur beraber ağlar.
*“Risale-i Nurları her okuyuşumda ilk günlerde ilk defa okuduğum zamanki gibi şebnemi üzerinde gül yaprağı gibi taze buluyor, aşk ve şevkle doluyorum.”
*“Hanımlar, şefkat kahramanı ve engin bir ruha sahip oldukları için Efendimizi (S.A.S.) rüyalarında çok görüyorlar.”
*Temel: -Ben milletvekili olmak istiyorum.
*-Sen delu musün?
*-Şart mudur?
*Zirveler, zırvalarla yıkılmaz.
*“Dünya, şöyle bir misale şöyle bir yılana benzer ki, dokunması YUMUŞAKTIR; nakış ve ziyneti hoş bir beğenme duygusu verir; ama zehiri ÖLDÜRÜR.” Hz. Ali (R.A.)
*Azdan özü, yüzden sözü anlamak lazım.
* Arife işaret yeter.