Kırklareliden kısa kısa

Kırklareliden kısa kısa -Milletvekili Dibek: İğneada longozları Avrupanın da en büyüğü
KIRKLARELİ (A.A) - CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek, Avrupa ve Türkiyenin en büyük İğneada Longoz Ormanları, gezilip, görülmesi gereken en güzel milli parklar arasında yer alıyor dedi.
     Dibek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yerli ve yabancı tüm doğa severlerin Longoz Ormanlarını görmeleri gerektiğini söyledi.
     Dünyanın en güzel milli parkları arasında yer alan İğneada longoz ormanlarını herkesin görmesi gerektiğini ifade eden Dibek, şunları kaydetti:
     Ülkemizde 3 Longoz Ormanı (su basar) var. İğneada Longozu 2 bin 511 dönüm büyüklükle, Avrupanın ve Türkiyenin en büyüğü. Ülkemizde İğneada Longozunun yanı sıra Sakarya Karasu Acarlar Longozu ve Sinop Sarıkum Longozu bulunmakta. İğneada Longozunda 544 tür bitki, 46 tür canlı, 25 tür sürüngen, 50 tür memeli, 30 tür tatlı su balığı, 20 tür deniz balığı, 219 tür kuş barınmaktadır. Longoz Ormanları gürgen, kayın ve meşe ağırlıklı ağaçlardan oluşmakta, lagün göller ise özel doğal yapılardır. Aynı zamanda bu bölge Kuzey ve Güney kuş göç yolu üzerindedir. Avrupa ve Türkiyenin en büyük İğneada Longoz Ormanları gezilip, görülmesi gereken en güzel milli parklar arasında yer alıyor.
    
     -Çağlayandan ziyaret-
    
     Kırklareli Belediye Başkanı Cavit Çağlayan, Damızlık ve Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Ali Dermenciyi ziyaret etti.
     Damızlık ve Sığır Yetiştiricileri Birliğinde gerçekleşen ziyarette Dermenci, çalışmaları hakkında Çağlayana bilgi verdi.
     Çağlayan da Damızlık ve Sığır Yetiştiricileri Birliğinin çalışmalarını yakından takip ettiklerini belirterek, her türlü desteği vermeye hazır olduklarını söyledi.
    
     -Dünya Sulak Alanlar Günü-
    
     Ergene Platformu Yürütme Kurulu Üyesi Göksal Çidem, Türkiyedeki tüm sulak alanların koruma altına alınması gerektiğini bildirdi.
     Çidem, Dünya Sulak Alanlar Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, yanlış uygulamalar sonucu Ergene Nehrinin kirlendiğini öne sürdü.
     Zaman kaybedilmeden sulak alanlara sahip çıkılması gerektiğini ifade eden Çidem, şunları kaydetti:
     Sulak alanlar, kendisini besleyen su havzaları ile birlikte düşünülmediği zaman doğa kendine ait olanı sel ve taşkınlarla, depremlerle geri alacaktır. Ekolojik yıkımın gelecek dönem içerisinde de mevcut, mutlak kar amaçlı politikalar ile devam edeceği açıktır. Odağına doğa ve insanı alan anlayışın ancak su kaynaklarının tüm canlıların ortak kullanımına geri verilmesi ile hayata geçeceğini biliyoruz. Sulak alanların yok olduğu bir ülkenin susuz kalacağını, susuz bir ülkenin de açlığa doğru hızla sürükleneceğinin bilinciyle hareket etmeliyiz.
    
     Muhabir: Özgün Tiran / Salih Baran
     Yayıncı: Erdal Turanlı
03 Şubat 2013 12:20
DİĞER HABERLER