Ankara 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 1992-1996 yılları arasında Mardin Kızıltepe’de zorla kaybedilen ya da infaz edilen 22 kişinin akıbetinin sorulduğu dava zaman aşımından düştü. Mahkeme heyeti tüm sanıklar hakkında beraat kararı verdi.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri Recep Tayyip Erdoğan'ın 17/25 Aralık 2013 yolsuzluk soruşturmalarını örtbas etmek için Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek ile kurduğu ittifak yargıda bir dönemin en çok ses getiren davalarını birer birer kapatıyor.
"Kızıltepe JİTEM Davası" olarak bilinen ve 1992-1996 yılları arasında 22 kişinin ölümünden sorumlu dördü asker beşi korucu toplam dokuz kişinin yargılandığı davanın karar duruşmasında dava zaman aşımından düşürüldü.
Örgüt yöneticiliği ve üyeliğiyle suçlanan tüm sanıkların beraatine karar verildi.
ZORLA KAYBEDİLEN 22 KİŞİNİN AKIBETİ MEÇHUL!
Ankara 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 1992-1996 yılları arasında Mardin Kızıltepe’de zorla kaybedilen ya da infaz edilen 22 kişinin akıbetinin sorulduğu dava zaman aşımından düştü. Mahkeme heyeti tüm sanıklar hakkında beraat kararı verdi.
Beş yıldır devam eden davada emekli albay Hasan Atilla Uğur, dönemin Diyarbakır il jandarma komutanı albay Eşref Hatipoğlu, Jandarma komando bölük komutanı Ahmet Boncuk, başçavuş Ünal Alkan ve köy korucuları Abdurrahman Kurğa, Mehmet Emin Kurğa, Ramazan Çetin, Mehmet Salih Kılınçaslan ve İsmet Kandemir yargılanıyordu.
ZAMAN AŞIMINDAN DAVA DÜŞTÜ
28 Mayıs’ta görülen duruşmada iddia makamı mütalaasında “silahlı örgüt kurmak veya yönetmek, silahlı örgüte üye olmak ve tasarlayarak öldürmek” suçlarından yargılanan sanıklar hakkında zaman aşımından dolayı davanın düşmesine ve beraatlarını karar verilmesini istemişti.
Duruşmaya kayıp yakınlarının avukatları Senem Doğanoğlu, Erdal Kuzu, Nuray Doğan, İnsan Hakları Derneği (İHD) Mardin Şube Başkanı avukat Fevzi Adsız ve sanık avukatları ile başka bir dosyadan tutuklu sanık Mehmet Salih Kılınçaslan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmada hazır bulundu.
DURUŞMADAN ÖNCE SALONDA SİVİL POLİSLER...
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Hafıza Merkezi’nden avukatlar Esra Kılıç ve Özlem Zıngıl ile Hafıza Merkezi kurucularından avukat Emel Atak Türk, İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel merkez avukatlarından Nilay Nayman, AGOS, Cumhuriyet, Anadolu Ajansı (AA) muhabirleri de duruşmayı takip etti.
Duruşma öncesi salon önünde sivil polislerin beklemesi dikkati çekti.
Duruşma kimlik tespiti ardından başladı. Bir önceki celse savcılık tarafından verilen mütalaaya ilişkin kayıp yakınlarının avukatı söz aldı.
Mardin Dargeçit'te savcının talimatı ile başlatılan kazı çalışmalarında insan kemikleri bulunmuştu.
"SAVCILIK CİNAYETLERİN JİTEM TARAFINDAN İŞLENDİĞİNİ KABUL ETTİ"
İlk olarak söz alan kayıp yakınları avukatlarından Erdal Kuzu, "Bu cinayetlerin devlet içerisinde yapılanan JİTEM (Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Şubesi) tarafından işlendiği ve JİTEM’in varlığı bir tek iddianameyi hazırlayan savcılık tarafından kabul edildi." dedi.
Kuzu, "JİTEM yapılanmasına dair eski Cumhurbaşkanlığı Defterdarlığı’nda çalışan Kutlu Savaş’ın hazırladığı raporun dosyaya eklenmesini istiyoruz." ifadelerini kullandı.
"Yine Kızıltepe’de kazılan üç kuyuda dört cenazenin kimlik tespiti gerçekleştirilmiştir." diyen Kuzu, "1995 yılında Mahmut Abak’ın cenazesinin bulunduğu kuyuya yakın yerde 2013 yılında yapılan kazıda Mehmet Emin Abak, Abdurrahman Olcay ve Abdurrahman Coşkun cenazelerinin Aysun (Tılzerin) köyünde bulunan kuyudan çıkarılmasına rağmen dava iki farklı mahkeme de görülüyor." dedi.
"ADIYAMAN'DA GÖRÜLEN DAVANIN SONUCU BEKLENSİN"
Adıyaman’da görülen dava dosyası ile bu dosyada maktul konumunda olan Mehmet Emin Abak ve Mehmet Abak’ın dosyalarının birleştirilmesini talep eden Kuzu, "Kovuşturma aşamasında cinayetler arasındaki bağın ortaya çıkarılması için dava dosyası birleştirilmeyecek ise de Adıyaman’da görülen davanın beklenmesini istiyoruz." şeklinde konuştu.
Kuzu, "Köyler boşaltılmış ve köye giriş-çıkışlar yasak ise o cenazelerin nasıl oraya konulduğuna dair dönemin kaymakamları Şükrü Görücü ve Hasan Karahan’ın dinlenmesini istiyoruz." talebinde bulundu.
MAHKEME HEYETİ TALEPLERİ REDDETTİ
Mahkeme heyeti tahkikat taleplerinin reddederek, sözü yeniden kayıp yakınları avukatlarına verdi.
İlk sözü alan avukat Erdal Kuzu, “Bu dava da işkence, köy boşaltmaları, cinayetler devlet adına JİTEM tarafından yapılmıştır. Bu cinayetler insanlığa karşı işlenmiştir. Mahkeme heyetinden cesaretli bir tutum bekliyoruz. Kuyuya atılmalar uzaydan gerçekleşmedi. Kürtlere yönelik, Kürt yurttaşlara yönelik, Kürt köylerine yönelik devlet adına JİTEM tarafından işkence ve cinayetler yaşatılmıştır." dedi.
"Burada sanık olarak ifade verenlerde bunları inkar etmeyerek, devlet adına gerçekleştirdiklerini söylediler. Bir insan ve Kürt avukat olarak heyetinizden beklentim var." diyen Kuzu, "Bu davada olanlar savaş suçlarının ispatıdır. Devlet adına hareket edenleri, korumaya geçmenizi istemiyoruz, adalet yönünden karar vermenizi bekliyoruz.” diye konuştu.
İddia makamı bir önceki celsede verdiği mütalaayı tekrar etti.
Mahkemeye kısa bir aradan sonra davanın zaman aşımından düştüğünü ve tüm sanıklar hakkında beraat kararı verdiğini açıkladı.
JİTEM DAVASI'NDA BERAAT EDEN SANIKLARIN İSİMLERİ:
Eşref Hatipoğlu
Abdurrahman Kurga
İsmet Kandemir
Ahmet Boncuk
Mehmet Salih Kılınçaslan
Ramazan Çetin
Mehmet Emin Kurga
Ünal Alkan
YARGITAY DURUŞMALARIN ANKARA'DA YAPILMASINA KARAR VERDİ
Yargıtay 5'inci Ceza Dairesi henüz ilk duruşma başlamadan davanın “güvenlik" gerekçesiyle Mardin’den Ankara’ya nakledilmesine karar verdi.
Nakil talebi davanın görülmesi gereken Mardin 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi’nden geldi. Duruşmaların mağdur yakınları ve delillerden kilometrelerce uzakta, Ankara 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesine karar verildi.
Dava süresince toplam 17 duruşma görüldü. Sanıklar tutuksuz yargılandı ve haklarında duruşmalara katılmaktan vareste tutulma kararı verildi.