Kırşehir olayları sanığı: Beni etkilediler, galeyana getirdiler

Kırşehir'de 8 Eylül tarihinde, 'Teröre lanet, bayrağa saygı' protesto eylemleri sırasında meydana gelen olaylarda şehir merkezinde 30 yıldır faaliyet gösteren Gül Kitabevi'nin taşlanması ve yakılması ile ilgili 16 şüphelisi bulunan davanın iddianamesi, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlandı. İddianamede ifadesi yer alan sanık R.D., HDP binasına girdiğinde aşağıdaki kalabalığın kendisine camda görünen buzdolabını dışarı atmamı söyledi. Beni etkilediler, galeyana getirdiler." dedi.

Kanuna aykırı, toplantı ve yürüyüşleri düzenleme, yönetme, bunların hareketlerine katılma, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme, kasten öldürmeye teşebbüs, TCK 216/1, 151, TCK 28/1, TCK 21/2, TCK 81/1, 35., 53., 63. maddelerindeki suçlamaları ile iddianamesi hazırlanan davanın ilk duruşması ise 15 Aralık 2015 Salı günü Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesinde başlayacak.

Olayların meydana geldiği gün, Gül Kitabevi'nin taşlanarak yakılması sonrasında içeride bulunan Demet Resuloğlu, Sevgi Çankaya, Erol Kankal ve kitabevi ortaklarından Sait Akıllı ile Eşref Odabaşı, iddianamede müşteki olarak yer alırken olayın şüphelileri, verdikleri ifadelerde Gül Kitabevi'ni taşladıklarını ve yaktıklarını kabul etti.

Toplam 16 şüphelinin ifadeleri, Kırşehir'de olası büyük bir faciasının eşiğinden dönüldüğünü gösteriyor. Şüphelilerin, ifadelerine göre, kimi kitabevi önünde sergilenen okul çantalarını yakıp kitabevi içine attı. Kimi, elindeki sopayla kitabevine girip içerisini yağmaladı.

ÇANTALARI YAKARKEN GÖRÜLEN SANIK: 'YAKMIYOR, SÖNDÜRÜYORDUM' DİYE SAVUNMA YAPTI

Emniyet yetkililerinin tespit ettiği görüntülerde, kitabevi önündeki askıdaki çantaları yere indirerek yakarken görülenler, 'Yakmıyor, söndürüyordum' diye savunma yaptı. Şüphelilerin büyük çoğunluğu alkollü olduğu, bir anlık sinirle davrandığı ve gelen şehit haberleri nedeniyle 'üzüntüden dolayı' kendini kaybettiğini savunurken kimi saldırganlar sosyal paylaşım sitesi üzerinden yayılan haberlerden ve kitabevi önünde biriken kalabalığı merak ettikleri için orada toplanan kalabalığa uyarak saldırıya katıldığını söyledi.

'KALABALIKLAR BENİ ETKİLEDİ, GALEYANA GETİRDİ'

Kırşehir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın iddianamesinde, Emniyet yetkililerinin tespit ettiği görüntülerde kitabevi önündeki malzemelerine zarar vererek orada bulunan topluluğu tahrik ederek işyerine dönük olayların başlamasına neden olduğu belirlenen şüpheliler, alınan ifadelerinde şunları söylediler:

İfadesinde işsiz olduğu öğrenilen R.D.; PKK'nın eylemlerini protesto amacıyla yürüyüşe katıldığını, HDP önünde slogan atıp binayı taşladıklarını söyledi. Ardından binaya çıktığını anlatan R.D. "Camı kırıp içeriye girdim. İçerideki buzdolabını dışarıya attım. Aşağıdaki insanlar bana binanın camlarında görünen buzdolabını dışarı atmamı söyledi. Beni etkilediler, galeyana getirdiler." dedi. Daha sonra Gül Kitabevi'ne geçtiklerini kaydeden 26 yaşındaki R.D., "İlk olarak kitabevinin önündeki çantalara saldırdım. Orada bulunan gruba dönerek alkış işareti yaptım. Ayrıca bazı kişiler orada bulunan çantaları yaktılar. Ben de çantalardan birini alarak, içeriye attım." diye konuştu.

'ALKOLLÜYDÜM, ÜZÜNTÜLÜYDÜM, YAKMADIM ENGELLEMEYE ÇALIŞTIM…'

28 yaşındaki işçi M.T. de "Kalabalık bir müddet kitabevinin camlarını taşladı. Daha sonra kitabevinin önünde bulunun stanttaki çantaları yaktılar. Ben de şehit cenazelerinin verdiği üzüntü ve kalabalıktan oluşan galeyandan etkilendiğim için yanmakta olan çantayı kitabevinin içine doğru fırlattım. Bu eylemi yalnızca bir kez sergiledim. Olaydan önce iki adet bira içmiştim." diye konuştu.

"Alkollü olduğum için başka neler yaptığımı bilmiyorum. İş yerinin yakılmasına katılmadım. Bazı kişiler çantaları yakarak, iş yerini ateşe verdi" diye konuşan 27 yaşındaki işçi G.H. de ifadesinde sopayla kitabevinin içine girdiğini, kalemlere ve vitrine vurarak zarar verdiğini kabul ettiğini söyledi.

'6 TANE BİRA İÇMİŞTİM'

Gül kitabevine zarar verenler arasında kendisinin de olduğunu kabul eden 35 yaşındaki işçi Ö.A. ise şunları söyledi: "Çanta benzeri birkaç eşyayı yola doğru fırlattım. Çantaların sergilendiği standı alarak yola fırlattım. Kitabevine bir kere taş attım. Bunun haricinde bir eylem yaptığımı hatırlamıyorum. Zaten alkollüydüm. Buraya gelmeden önce 6 tane bira içmiştim."
Kitabevinin önündeki kalabalığın içinden, 20'li yaşlardaki bir kişinin iş yerinin önündeki okul çantasını yakıp dükkanın içine attığını söyleyen Ö.A. ifadesinde, "Bunun neticesinde iş yerinde yangın başladı. Bir anda alevler büyüdü." diye konuştu.

'ÇOK AZ ALKOLLÜYDÜM, ÜZÜNTÜDEN KENDİMİ KAYBETMİŞİM'

Kitabevine sadece 'birkaç' zararsız taş attığını, söyleyen 27 yaşındaki T.E. de, işyerinin içerisine demir bir materyali alıp fırlattığını ifade ederek, "Olay sırasında çok az alkollüydüm. Kitabevinin yanında bulunan seyyar simit tezgâhına neden zarar verdiğimi bilmiyorum. Üzüntüden kendimi kaybetmişim" diye konuştu.

'YANGIN ÇIKARMAK AMACIM YOKTU'

Kitabevine taş attığını kabul eden 26 yaşındaki işsiz R.A. ise görüntülerde elinde yanan bir malzeme olduğunun sorulması üzerine, "Benim amacım yanan malzemeyi kenara atarak, ateşi engellemekti. Yangın çıkarmak amacım yoktu. Elimdeki yanan malzeme çok büyük görünüyor. Ben o malzemeyi yandaki dükkânın önüne attım. Yangını ben çıkarmadım, zaten yanıyordu" dedi.

"Üzüntüden dolayı kendimi kaybetmişim. Agresif ve galeyana getirici hareketler yaptığımı kabul ediyorum. Ama iş yeri yakma girişiminde bulunmadım" diyen 22 yaşındaki elektrikçi M.Ş. de ilkin HDP binasına, daha sonra da kitabevine taş attığını kabul ederek, "İşyerinin önünde yanmakta olan çantaların üzerine, ateşin daha fazla büyümemesi için demir vitrini attığını" söyledi.

'AKLIM BAŞIMA GELİNCE PİŞMAN OLDUM'

Kırşehirli şehit er Mehmet Kara'nın akrabası olması nedeniyle bir anlık sinirle dükkâna taş attığını söyleyen 30 yaşındaki işçi Y.S., ateş yakarken görüntüleri gösterilmesi üzerine, "Ben yakmaya değil, söndürmeye çalışıyordum. Aklım başıma gelince pişman oldum" şeklinde ifade verdi.

Emniyet yetkililerinin görüntülerde "Kitabevine saldırı var" diye bağırmasının sebebinin tahrik amaçlı değil, aklıselim kişileri oraya götürmek için olduğunu savunan 33 yaşındaki işsiz H.K., kitabevini taşlama eylemini engellemeye çalıştığını ileri sürdü.

'BİR ANLIK SİNİRLE BUNU YAPTIM'

31 yaşındaki serbest meslek sahibi M.E.K. ise iş yerine taş fırlattığını belirterek, "Taşın değip değmediğini bile görmedim. Zaten kolum sakattır. Çok uzağa taş atma imkânım yoktur" ifadesini kullandı.

20 yaşındaki öğrenci B.Ç. de ifadesinde kitabevini taşladığını kabul ederek, "Taşlamalar devam ederken, babam geldi, beni aldı ve eve götürdü" dedi.

17 yaşındaki kız çocuğu F.M. ise protesto sırasında bir çantayı kitabevine fırlattığını belirterek, "Üzüntü, coşku ve bir anlık sinirle bunu yaptım" ifadesini kullandı.

KİTAP EVİ ORTAĞI ODABAŞI: TERÖR KAPSAMINA SOKULMASI GEREKEN OLAYLAR TOPLUMSAL OLAYLARA SOKULDU

Gül Kitabevinin ortaklarından Eşref Odabaşı, olayların meydana geldiği gün, saldırgan grupların kitabevini yağmalandığını ve yakma girişimini görünce kendilerini savunmaya çalıştıklarını anlatarak şunları söyledi: "Kitabevini yağmalamak ve saldırı için içeriye girmiş olan o kitleye ben karşı koymaya çalıştım. 70-80 kişilik bir kitle ile saldırdılar ve beni darp ettiler. Sonrasında da bilindiği gibi dükkanımızın içerisine ateş atıldı. Kendi imkanlarımızla yakılan iş yerimizi söndürmeye çalıştık. Biz üst kata çıktığımızda ise yeniden iş yerimizin yakıldığını öğrendik. Yoğun duman altında kaldığımız üst katta hayatımızı kurtarmak için arka camdan tahliye işlemlerini yaparak oradan uzaklaştık."

8 Eylül Kırşehir'de bir ilkin yaşandığını ifade eden Eşref Odabaşı, "Bu olaylarda bir ilk yaşandı. Terör kapsamına sokulması gereken olaylar toplumsal olaylara sokularak iş bireyselleştirilmeye çalışılıyor. Sonuçta bu örgütlü yapılmış bir eylem" diye konuştu.

SAİT AKILLI: BİNAYI TAHLİYEDE YARIM SAAT GEÇ KALSAYDIK İKİNCİ MADIMAK VAKASI YAŞANACAKTI

Kitabevine yapılan saldırı sırasında içeride bulunan beş kişiden ikisinin olduğunu söyleyen Gül Kitabevi ortaklarından Sait Akıllı, kendi imkanları ile üst kat arka pencereden tahliye olduklarını anlattı. Sait Akıllı, "Yarım saat daha geç kalsaydık, biz kendimiz tahliye etmeseydik, ikinci bir 'Madımak Vakası' olması işten bile değildi" dedi.
Akıllı yaşadıkları anları şöyle kaydetti: "Olaylar sırasında kitabevindeydim. Bizim iş yerinin karşısında, 50-60 metre mesafede HDP il binası var. Orası uzun süre taşlandı. Tabelasını söktüler. Verebildikleri kadar zarar verdiler. Akşam saat 18.00 sıraları bizim kitabevine saldırı başladı. Orada bulunan kitle bizi taşlamaya başladı. Camlarımızı kırdılar. Taşlamayı bitirdikten sonra işletmenin dışında teşhirde bulunan çantalar ve malzemeler yakıldı. Biz içeride, ikisi kadın olmak üzere beş kişiydik. Çalışan arkadaşlarımızı üst kata aldık. Alevler yükseldi ve üst katta soluk alamaz hale geldik. Üst kat da hızlı biçimde tutuştu. Arkadaşlarımızı dayımın da yardımıyla arka taraftan camdan tahliye ettik. Onları camdan indirdik. Aşağıdan iki kişi tuttu, biz de aşağıya sarkıttık. Tam bir can pazarıydı. Biz yarım saat daha geç kalsaydık, kendimiz tahliye etmeseydik, ikinci bir Madımak vakası olması işten bile değildi. Korkunç bir psikolojiydi."

AV. SOYLU: YAŞANAN OLAYLARDA ART NİYET OLDUĞU ÇOK BELLİ

Gül Kitabevi'nin avukatı Hatem Soylu, kitabevinin saldırgan gruplar tarafından taşlanıp yakılmak istenmesine ilişkin 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve mala zarar' iddiasıyla yürütülen soruşturmada altı kişinin tutuklandığını, üç kişinin adli kontrolle serbest bırakıldığını söyledi. Şüphelilerden toplam 13 kişinin saldırı ve yağmadan tutuklu olduğunu anlattı. Ankara'da patlamada ölenleri anmak için toplanan 200 kişiye alınan güvenlik önleminin 8 Eylül tarihinde alınmadığını belirten Avukat Soylu, "Yaşanan olaylarda art niyet olduğu çok belli. Bu iddianame kabul edilip davaya dönüşür de yargılama sonunda yaşanan olaylarda da Kırşehir Valisi ve Emniyet Müdürünün ihmali bulunduğu ortaya çıkarsa ve bu ihlallerin sonucunda mahkemenin çaba sarf ettiğini görürsek bu çaba, bu ülkede mahkemelerde adalet, hukuk biraz da olsa varmış güvenimizi arttırır. Mahkemenin böyle bir çaba göstermesini umuyorum." ifadeleri kullandı. CİHAN
07 Kasım 2015 13:16
DİĞER HABERLER