Kışı, Manyas Kuş Cennetinde geçiren su

Kışı, Manyas Kuş Cennetinde geçiren su kuşu sayısında artış -Geçen yıl yapılan kış ortası sayımlarında 95 bin 940 olan su kuşu sayısı, bu yıl 126 bin 600e yükseldi
BALIKESİR (A.A) - Kışı, Manyas Kuş Cenneti Milli Parkında geçiren su kuşu sayısının geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık 30 bin arttığı bildirildi. Kuş cennetinde bugüne kadar yapılan çalışmalarda, karabatak, kaşıkçı, flamingo, gri balıkçıl, sakarmeke, saz bülbülü, bıyıklı sumru gibi 266 türde kuş tespit edildi.
     AA muhabirinin Doğa Araştırmaları Derneğinden aldığı bilgiye göre, Milli Park kuşlar yönünden değerlendirildiğinde Türkiyedeki en eski araştırma çalışmalarının yapıldığı alanların başında geliyor. Ara ara kesintilere uğramakla birlikte pek çok yerli ve yabancı kuş bilimci ve gözlemcisi tarafından alanda günümüze kadar düzenli izleme çalışmaları gerçekleştiriliyor.
     Özellikle kuş gözlemcileri tarafından Türkiyede en çok bilinen ve ziyaret edilen yerlerden olan Manyas Kuş Cenneti, 1959 yılında milli park ilan edildi. Son 5 yıldır da Doğa Araştırmaları Derneği Tür Koruma ve İzleme Sorumlusu Süleyman Ekşioğlu tarafından düzenli izleme çalışmaları yürütülüyor.
     Ekşioğlu, bugüne kadar yapılan çalışmalarda Manyas Kuş Cennetinde 266 kuş türü tespit edildiğini belirterek, Bu türlerin bazıları alanı tüm yıl boyunca kullanırken, bir bölümü sadece kış aylarında veya yazın üreme döneminde alanı ziyaret ediyor. Bunların dışında göç dönemi olan ilkbahar ve sonbahar aylarında barınma ve beslenme amacıyla bölgeyi kullanan göçmen kuş türleri de görülebiliyor dedi.
     Kuş Cenneti Milli Parkını, Türkiyedeki diğer korunan alanlardan ayıran en büyük özellik ise 1976 yılında Avrupa Komisyonu tarafından verilen A Sınıfı Korunan Alan Diplomasına sahip olması.
    
     -Su kuşu sayısında kış artışı-
    
     Milli Parkın sadece kuşlar açısından değil tatlı su balıkları, bitkiler, memeliler gibi pek çok canlı gurubu için de önemli bir yaşam alanı olduğunu vurgulayan Ekşioğlu, şöyle devam etti:
     Alanda kuşlar için önemli yaşam alanlarının başında söğüt ağaçlıkları, sazlıklar, kıyılar ve adacıklar gelmektedir. Parkın kuzey doğusunda yer alan Sığırcı Deresi Deltası ve güneyindeki Kocaçay Deresi Deltası, ağaçlarda koloni olarak üreyen kuşların tüm Türkiyede en yoğun şekilde görüldüğü alanlardır. Bu kolonilerde üreyen kuşların başında karabatak, çeltikçi, kaşıkçı, gri balıkçıl, gece balıkçılı ve alaca balıkçık gibi türler gelmektedir.
     Sazlık alanlarda üreyen kuş türleri için bahri, sakarmeke, küçük batağan, saz bülbülü, büyük kamışçın, bıyıklı sumru, gibi kuş türlerinin örnek verilebileceğini dile getiren Ekşioğlu, mahmuzlu kızkuşu, bataklık kırlangıcı gibi türler kıyılarda ürerken sumru gibi türlerin de adacıklarda çoğaldığını söyledi.
     Manyas Kuş Cennetinin kış aylarında önemli sayılarda su kuşu barındırdığını belirten Ekşioğlu, Yapılan kış ortası sayımlarda (KOSKS) geçen yıl 95 bin 940 olan su kuşu sayısı, bu yıl 126 bin 600e çıktı ifadesini kullandı.
    
     -Mevcut sorunları çözüm bekliyor-
    
     Bu denli doğal değere sahip olan parkın korumayla ilgili önemli sıkıntılarının bulunduğunu ifade eden Ekşioğlu, şunları kaydetti:
     Karacabey Havzasının sulanması amacıyla DSİ tarafından 1980li yıllarda yapımına başlanan ve 1992de bitirilen taşkın seti ve kapak sistemi ile göl adeta sulamada kullanılacak bir su deposu olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu durum, gölün hassas ekolojisini son derece olumsuz yönde etkilemiştir. Doğal halinde göl suları haziran-temmuz aylarında çekilip kuşların koloni olarak üredikleri söğüt ağaçlıklarının gövdeleri ve kökleri güneşle buluşurken, bu setin yapımından sonra suyun çekilmesine izin verilmemiş ve ağaçlar tüm yıl su altında kaldıkları için kurumuştur.
     Bu sorunun 1997 yılında çok ciddi bir hal aldığını vurgulayan Ekşioğlu, o yıl neredeyse milli parkta bulunan üreme kolonilerinde hiç bir kuş türünün üremediğini söyledi.
     Ekşioğlu, 2001 yılına gelindiğinde Avrupa Komisyonu tarafından verilen diplomanın geri alındığını ve ardından yapılan çalışmalarla 2004te koşullu olarak tekrar verildiğini ifade ederek, Günümüzde milli parkı tehdit eden en önemli sorun, Sığırcı Deresi ile göle akan kirliliktir. Derenin su seviyesinin iyice düştüğü yaz ve sonbahar aylarında kirliliğin boyutu, hayrete düşürecek ölçüde ortaya çıkmaktadır diye konuştu.
    
     Muhabir: Zafer Akpınar
     Yayıncı: Mürsel Çetin
26 Mart 2013 11:10
DİĞER HABERLER