Kız Çocukları Davası Newsweek'te haber oldu

Türkiye'de 13 ila 17 yaşları arasındaki on beş kız çocuğu gözaltına alındı ve siyasi amaçlı bir davada kendi aile üyelerine karşı ifade vermeye zorlanıyorlar. Dünyanın bu duruma tepki göstermemesi halinde bu davanın devam etmesi bekleniyor. Bu durum, özellikle Hizmet Hareketi ile ilişkilendirilen bireyleri hedef alan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hükümeti tarafından yürütülen geniş çaplı insan hakları ihlallerinin bir parçası. Hizmet, barışçıl bir sivil toplum hareketi olmasına rağmen, rejim tarafından terör örgütü olarak damgalanmış durumda.
7 Mayıs sabahının erken saatlerinde polis, "suça sürüklenmiş çocuk" bulma emriyle evleri bastı, kız çocuklarını yasal temsil hakkı vermeden gözaltına aldı ve psikolojik baskı uyguladı. Suçlamalar ise tamamen olağan faaliyetlere dayanıyor: sosyalleşmek, öğrencilere rehberlik etmek, yiyecek yardımı yapmak. Bu masum eylemler suç unsuru olarak gösteriliyor. Serbest bırakılmalarına rağmen, kız çocukları şimdi ailelerine karşı ifade vermeleri için mahkemeye çağrılıyor. Aileleri ise sadece Hizmet ile olan bağları nedeniyle "terör faaliyetlerine" katılmakla suçlanıyor.

Uluslararası toplum, Türkiye'nin terörle mücadele yasalarını kötüye kullanmasını büyük ölçüde reddetti, ancak bu dava, sivil hakların tehlikeli bir şekilde aşındığını gösteriyor. 2015 ve 2021 yılları arasında, Türkiye'de 15.000'den fazla çocuk terörle bağlantılı suçlamalarla yargılandı. Bu geniş suçlamalar, artık çocukları bile hedef alacak kadar yaygın hale geldi. Bu davada da suçlamalar, sıradan günlük aktivitelere dayanıyor ve kız çocukları siyasi amaçlı bir cadı avının kurbanları haline gelmiş durumda.


Önemli alıntılar:
- “Masum kızlar, insan haklarının tehlikeli bir şekilde aşındığı bir davada ailelerine karşı ifade vermeye zorlanıyor.”
- “Bu adaletsizlik, özgürlük hakkı, din özgürlüğü ve işkence ve kötü muamele yasağı dahil olmak üzere ciddi insan hakları ihlallerine yol açmıştır.”
- “Türk hükümeti, marjinalleşmiş topluluklar içindeki sosyal etkileşimleri suç haline getiriyor ve aile bağlarını sözde suçların kanıtı olarak sunuyor.”

Uluslararası toplum, bu ihlallere dikkat çekmeli ve Türkiye'yi sorumlu tutmalıdır, aksi takdirde daha tehlikeli bir emsal oluşturulması an meselesidir.



23 Eylül 2024 17:09
DİĞER HABERLER