Bayındır Hastanesi İçerenköy Kulak Burun Boğaz uzmanı Dr. Ethem Şahin, aşırı ve bilinçsiz klima kullanımının gribal ve bazı viral enfeksiyonlar, alerjik burun hastalıkları, yüz felci, burun kanamaları, kas ağrıları, kas tutulması ve zatürre gibi birçok hastalığı tetiklediğini belirtti.
Dr. Şahin, yaptığı yazılı açıklamada, sıcaklara paralel olarak klima kullanımının da arttığını belirterek, doğru ve bilinçli kullanılması halinde klimanın çok ciddi sağlık problemlerine neden olabileceğini ifade etti.
Özellikle alerjik saman nezleli hastaların, klimadan en fazla etkilenenler olduğuna işaret eden Şahin, klimanın bu hastalardaki etkisinin, ortamın neminin ve ısısının hızlı değişimiyle alakalı olduğunu kaydetti.
Burnun içinde ortamın nemi ve ısısına göre kendini ayarlayan ''konka'' denilen burun etlerinin bulunduğunu belirten Şahin, konkaların klimalı ortamlarda mevcut görevlerini tam olarak yerine getiremeyerek şiştiklerini aktardı.
Bu durumda burun tıkanıklığı ve ağız solunumunun başladığına ve bütün şikayetlerin bu noktadan sonra arttığına dikkati çeken Şahin, burun tıkanıklığının baş ağrısı, ağız kuruluğu, akciğer enfeksiyonları ve bazı viral hastalıklara yol açabildiğini bildirdi.
Alerjik nezleli hastaların klimalı ortama girdiklerinde, yani ani ısı ve nem değişimine maruz kaldıklarında, hasta olmayanlara oranla daha fazla burun tıkanıklığı, burun akıntısı, gözlerde yanma ve kaşıntı gibi sıkıntılarla karşılaştıklarını, kronik sinüzitli hastalarda da benzer şikayetler görülebildiğini kaydeden Şahin, insan sağlığı için ideal sıcaklığın 20-25 derece ve ideal nemin de yüzde 45-60 olması gerektiğine dikkati çekti.
Şahin, açıklamasında, ''Klima esintisi yüze doğru gelir ve uzun sürerse yüz felcine sebebiyet verebilir ki dikkatli olunması gereken bir durumdur. Yüz mimik kaslarının hareketlerini kontrol eden yüz siniri yanağa doğru yüzeyleşir. Bu da dış etkilere açık hale gelmesine sebep olur. Soğuk hava, cam açık araç seyahati, klima ve bazı virüsler bu siniri etkileyerek yüz felci tablosuna yol açar'' şeklinde uyarılarda da bulundu.
Akciğer dokusunun iltihaplanması olarak tanımlanan zatürrenin, havalandırma sistemleri yoluyla bulaşan şeklinin 'Legionella Pnömonisi' olarak adlandırıldığını, hastalığa neden olan bakterinin de klimaların filtre sistemlerinde uygun nem ve ısıda yaşadıklarını ve oradan ortam havasına dağıldıklarını kaydeden Şahin, sıklıkla otel ve hastanelerden kaynaklanan salgınlar yapabildiğini ancak tek tek vakaların da görülebildiğini belirtti.
Şahin, bu bakterinin akciğerlere girişinin, solunum cihazları, havalandırma sistemleri ve hastanelerde solunum yollarına uygulanan bir takım işlemler yoluyla olabileceğine işaret ederek, klimatize büyük otel ve iş yerlerinde çalışanların, havalandırma işçileri ve sağlık personelinin riskli gruplar olduğunu bildirdi.
Bu arada, bakteriyi alan kişinin vücut direncinin de çok önemli olduğunun altını çizen Şahin, şeker hastaları, alkolikler, yaşlılar ve bebekler, kortizon tedavisi altında olanlar, kemoterapi görenler, böbrek yetersizliği ve kronik akciğer hastalıklarına sahip kişilerde hastalığın oluşumunun daha yüksek oranda görüldüğünü kaydetti.
Şahin, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
''Aşırı ve bilinçsiz klima kullanımı gribal ve bazı viral enfeksiyonlar, alerjik burun hastalıkları, yüz felci, burun kanamaları, kas ağrıları, kas tutulması ve zatürre gibi bir çok hastalığı tetikler. Klima kullanırken direk klima rüzgarına maruz kalınmamalı, karşısında oturulmamalı ve klima yeri bunlar göz önüne alınarak belirlenmelidir. Klimalar belirli zaman aralıklarıyla ısısı yavaş yavaş düşürülerek kullanılmalıdır. Amaç vücudun bu adaptasyona uyum gösterecek süreyi kazanmasıdır.''
(SİM-NER-NÖZ)06.07.2011 13:11:19