Diyarbakır, Van ve Mardin’deki kayyım uygulamaları Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nin de gündeminde. Kongre Başkanı Anders Knape, uygulamayı "kabul edilemez" diye nitelendirdi.
Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediye başkanlarının görevden alınarak, yerlerine kayyım atanması, Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi'nin (AYBYK) bugünkü Başkanlık Divanı toplantısının da gündemindeydi.
Üç belediye başkanının 19 Ağustos'ta görevden alınarak, yerlerine valilerin atanması kararı Kongre'nin tepkisini çekmiş, AYBYK Başkanı Anders Knape, konuya ilişkin yazılı açıklamasında, gelişmeleri "kaygı verici" bulduğunu ifade etmişti.
Strasbourg'da DW Türkçe’nin sorularını cevaplandıran Anders Knape, ekim sonunda Kongre'nin Türkiye ile ilgili bir genel kurul oturumu olacağını ve bu oturuma, İstanbul’un yeni Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu da davet ettiklerini belirtti.
Diyarbakır, Van ve Mardin’de seçilmiş belediye başkanlarıyla ilgili son kayyum atama kararları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Anders Knape: 2014 seçimlerinden sonra yaşananların bir tekrarı gibi gözüküyor. Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi için bu kadar seçilmiş belediye başkan ve belediye meclis üyesinin görevden alınması ve işlerini yapamaması kabul edilemez bir durumdur.
Türkiye’nin belli bölgelerinde yıllardır süregelen bir durumla karşı karşıyayız. Metropollerde yaşayan milyonlarca insan işinin başında olan seçilmiş yerel yöneticiden mahrum. İşte bu kabul edilemez.
Yaptığınız bir açıklamada, yerel yöneticilere yönelik yargı prosedürlerinden kaygı duyduğunuzu belirttiniz. Bunu biraz açabilir misiniz? Nedir tam olarak bu kaygı?
Şayet yerel yöneticiler değişik örgütlere mensup ise bu Türk yargısının uğraşması gereken bir konudur, elbette. Fakat 2014’teki seçimler sonrası biz birçok seçilmiş yerel yöneticinin görevinde kalabileceğini açık biçimde gördük. Şimdi aynısını görüyoruz.
Bunların çoğu da 2014’ten bu yana ya yargılanmayı ya da haklarında karar alınmasını bekliyor. Fakat bir türlü gelmiyor. Bu da bizim açımızdan, Türkiye’nin önemli bir kısmında yerel yönetimlerin demokratik işleyişinin baltalandığı anlamına geliyor.
Türk hükümeti bu yerel yönetimler veya yöneticilerin, aynı zamanda AB’nin terör örgütleri listesinde bulunan PKK ile bağlantılı olduklarını söylüyor. Buna yanıtınız nedir?
Elbette biz hiçbir terör örgütünü desteklemiyoruz. Fakat yıllar bize gösterdi ki, bu yöneticiler hakkındaki soruşturmaların çoğu bu kişilerin herhangi bir örgütle bağlantılı olduğunu ortaya çıkaramadı.
Bu soruşturmaların ardında siyasi gerekçeler yattığı hissine sahibiz. Bazı partilerin ülkenin bazı bölgelerindeki başarısının sonucu olarak terörle mücadele mevzuatı kendilerini görevden almak için kullanılıyor.
Kongre olarak ekim başında Türkiye’ye bir denetim ziyaretinde bulunacaksınız. Görevden alınan belediye başkanları konusunu Türk makamlarının gündemine getireceğinizi söylemiştiniz. Bunu hangi perspektiften yapmayı planlıyorsunuz?
Bu denetim ziyareti Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı temelinde yapılıyor. Yerel yöneticilerin durumunu bu Şart temelinde ele alıyoruz. Dolayısıyla kayyum konusunu gündeme getirmemiz gayet doğal. Fakat hatırlatmak isterim ki biz bu konuyu daha önce de defalarca gündeme getirdik.
2014 seçimlerinden sonra bu konuyu tartışmak için Türkiye’yi birçok kez ziyaret ettik. Diyarbakır ve birçok ile gittik. Belediye meclislerinin durumuna baktık. Belediye başkanlarının yerine atanan devlet görevlilerini, yerel demokrasinin bu şekilde işleyişini gördük. Avrupa Konseyi için bu durum kabul edilebilir bir durum değildir.
Türkiye Kongre’nin üyesi. Siz de yıllar boyu Kongre’nin Türkiye raportörlüğünü yaptınız. Ülkeyi yakından tanıyorsunuz. Yerel yöneticilere yönelik yargı süreçlerine nasıl bir alternatif önerirdiniz?
Şayet yerel yöneticilerle ilgili bir yargı süreci başlatacaksanız bunu yıllar boyu sürdüremezsiniz. Bu kişiler gerçekten suçlu mu, yoksa bu süreç sadece kendilerini görevlerinden uzaklaştırmak için mi yapılıyor, bu hızlıca sonuca bağlanmalı.
Bir açıklamanızda, görevlerinden alınan belediye başkanlarının yerine belediye meclislerinin içinden yedek bir belediye başkanı seçilmesi için Türk makamlarına çağrıda bulundunuz. Bu bir çözüm mü sizin için?
Tabii, seçilmiş belediye başkanı artık görevde değilse, yeni bir belediye başkanı için seçim yapmalısınız. Şu anda belediye başkanı yerine vali yardımcısı veya benzeri bir ismi hiçbir demokratik vekalet olmaksızın belediye başkanı olarak atıyorsunuz.
Ekim sonunda Kongre'nin genel kurul toplantıları yapılacak. Kayyum atamaları konusunda özel bir oturum düzenlemeyi planlıyor musunuz?
Türkiye ile ilgili bir genel kurul oturumu olacak. Bu oturuma, genel kurula hitap etmesi ve aynı zamanda Türkiye’deki yerel yönetimler ve yerel siyasilerle ilgili görüş belirtmesi için İstanbul’un yeni seçilmiş büyükşehir belediye başkanını (Ekrem İmamoğlu) da davet ettik.
Davetinizi kabul etti mi?
Gelebilecek sanıyorum. Şu anda programlama aşamasındayız. Fakat bunu da çözeceğimizden eminim. Bize gelen mesaj, buraya gelme konusunda istekli olduğu yönünde.