"Kocaeli Üniversitesi'nden bir yılda 284 öğrenci PKK'ya katıldı"

CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar, AK Parti hükümetleri döneminde alan terk edilince PKK'nın insan kaynaklarını güçlendirdiğini söyledi. Akar, "Sadece Kocaeli Üniversitesinde 2015'te 284 tane öğrenci PKK'ya katıldı. Niye katıldı arkadaşlar? On üç yıldır, on dört yıldır devleti siz yönetmiyor musunuz? Eğer siz yönetiyorsanız, bu öğrencilerin, üniversitedeki öğrencilerin, yöredeki gençlerin PKK'ya niçin katıldığını ve gerçekleri anlatmak, o gerçekleri tespit ederek onların çözümlerini de üretmek zorundaydınız. Neredeydiniz siz bunu yaparken? PKK lojistik desteğini artırırken, mühimmat stokunu artırırken siz neredeydiniz?" dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nun 25'inci birleşimi yoklama ile açıldı. Birleşimi Meclis Başkanvekili Ahmet Aydın yönetiyor. HDP Grubunun "Derin devlet yapılanmalarının Kürtlerin yoğunlukla yaşadığı coğrafyadaki güncel uzantılarının deşifre edilmesi, açığa çıkarılması ve toplum ile hukuk önünde yargılanması" amacıyla verdiği Meclis araştırma önergesi AK Parti'nin oylarıyla reddedildi.

ALPARSLAN: DERİN DEVLETE KARŞI BÜYÜK BİR MÜCADELE BAŞLATTIK

AK Parti Ankara Milletvekili Murat Alparslan, Türk siyaset tarihinin en büyük zaman kesimlerinden birini derin devletin tutsak aldığını ifade etti. "Derin devlet belki devletin ta kendisi değildir, ancak o devletin veya devletin herhangi bir kurumunun içerisinde kümelenmiş gayrimeşru, hukuk dışı, illegal yapılanmaların hukuk dışındaki, yetkilerini aşmak suretiyle ortaya çıkardıkları ve oluşturdukları çetelerdir, illegal yapılanmalardır." diyen Alparslan, AK Parti'nin bu derin devlet yapılanmasının ana damarlarından vesayet kurumuna ciddi bir karşı duruş ortaya koyduğunu ve derin devletle büyük bir mücadele başlattığını ileri sürdü.

Bu kapsamda yasal düzenlemeler yapıldığını, pek çok alanda anayasal, yasal, uluslararası mevzuat da taranmak suretiyle uluslararası örgütler ve standartlar da dikkate alınarak pek çok değişiklik yapıldığını anlatan AK Partili vekil, darbeleri araştırma komisyonu kurulmak suretiyle bu derin devlet yapılanmaları üzerinden millet iradesi üzerine tasallut olan güçlerle bir mücadele süreci başlatıldığını savundu. "Derin devlet, PKK üzerinden sivil siyaset alanını daraltma gayreti içerisindedir." diyen Alparslan, AK Parti'yle ilk defa başlatılan bu mücadelelerle bu tür oluşumlarla da ciddi bir mücadele yapıldığını iddia etti.

AKAR: AKP VE HDP'NİN DİLİYLE BU BARIŞI YAKALAMAK MÜMKÜN DEĞİL

CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar ise derin devletin Türkiye'nin sadece bir bölgesinde değil, Türkiye'nin tüm bölgelerinde özellikle 1950'den sonra uygulanan bir yöntem olduğuna dikkat çekti. "Bugün 13-14 yıllık AKP iktidarları döneminde çözülmüş mü?" diye soran Akar, bunların hiçbirinin çözülmediğini kaydetti.

Terörü meselesine de değinen CHP'li vekil, şunları kaydetti: "24'üncü dönemde birlikte barış süreci başlattınız, İmralı süreci başlattınız, Kandil süreci başlattınız ama şimdi birbirinizi öyle bir dille yeriyorsunuz ki bu barışı yakalamak bu dille mümkün değil; ne AKP'nin diliyle mümkün ne HDP'nin diliyle bu barışı yakalamak mümkün değil. Eğer Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde biz barışı yakalayamıyorsak, AKP, MHP, CHP, HDP barışı yakalayamıyorsak bilinki sokakta da barış olmayacak demektir. Onun için de ne yapmamız gerekiyor? Burada bir millet olmamız gerekiyor önce."

"2002'den bu yana AKP iktidarları dönemindeki ötekileştirme, AKP iktidarları tarafından mezheplere yapılan vurgu, ırklara yapılan vurgu bizi bu hale getirdi." diyen Akar, şöyle devam etti: "Kandil'i yerle bir ettik, Teröristlerin kaçacak deliği kalmadı, Şu kadar oldu, bu kadar oldu. 50 bin kişi kaybettik, kaybetmeye devam ediyoruz. Demek ki 1989 ağzıyla, demek ki 1990'lı yılların ağzıyla bu işlerin çözülmediğini, çözülmeyeceğini hepimiz beraber fark etmek zorundayız, görmek zorundayız. Bunu gördüğümüz gün, çözülmeyeceğini gördüğümüz gün bu işi başaracağız, tekrar birlikte yaşamı inşa edeceğiz diye düşünüyorum. Eğer bir devlet sivil vatandaşlarının, çocuğunun, evladının, annesinin anayasal olan yaşam hakkını savunamıyorsa bir bölgede bilin ki orada egemenliğini kaybetmiş demektir, egemenliğini terk etmiş demektir. AKP hükümetleri döneminde nasıl kaybetti egemenliğini, nasıl terk etti egemenliğini devlet? Söyleyeyim. Evet, barış yapılmalı, hep de söyledik bunu ama yapacağınız yöntemin yanlış olduğunu söyledik, yerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi olduğunu söyledik, bunların hepsini söyledik ama siz ne yaptınız? Alandan çekildiniz, emniyet güçlerine, askerinize, valinize 'Aman ha, dokunmayın.' dediniz. Dünyada örneklerine bakın, bu kürsüden defalarca verildi. Sri Lanka hariç her tarafta devletler barış sürecinde, müzakere sürecinde alandan çekilmezler, o günkü anayasalara, yasalara aykırı bir eylem varsa onun cezasını verirler, hukuk kanalıyla verirler. Siz alanı terk ettiniz. Bakın, siz alanı terk edince ne oldu: Bir, insan kaynaklarını güçlendirdiler. Sadece Kocaeli Üniversitesinde 2015'te 284 tane öğrenci PKK'ya katıldı. Niye katıldı arkadaşlar? On üç yıldır, on dört yıldır devleti siz yönetmiyor musunuz? Eğer siz yönetiyorsanız, bu öğrencilerin, üniversitedeki öğrencilerin, yöredeki gençlerin PKK'ya niçin katıldığını ve gerçekleri anlatmak, o gerçekleri tespit ederek onların çözümlerini de üretmek zorundaydınız. Neredeydiniz siz bunu yaparken? PKK lojistik desteğini artırırken, mühimmat stokunu artırırken siz neredeydiniz?"

"SEN ŞOFÖRLÜĞÜNÜ YAPMAYA DEVAM ET"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 20 yıldır 'gönüllü şoförü' olan AK Parti İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı, "Seksen senedir sen neredeydin? Bunu konuş, bunu." ifadelerini kullandı. Bu sözler üzerine Akar, "Siz neredeydiniz siz? Sen şoförlüğünü yapmaya devam et. Anlamazsın sen bu işlerden." diye karşılık verdi. Çamlı da "On üç yıllık iktidarı değil, seksen yıllık CHP'yi konuş." dedi.

Meclis Başkanvekili Ahmet Aydın, "Sayın milletvekilleri, lütfen, katibe müdahale etmeyelim." diyerek uyarıda bulundu.

CHP'li vekil, sözlerini şöyle tamamladı: "1968'den beri 648 tane terör örgütü üzerinde inceleme yapılmış. 648 terör örgütünün yüzde 40'ı polisiye yöntemlerle, yüzde 7'si askeri yöntemlerle, yüzde 43'ü de siyasi anlaşmalarla çözülmüş, yüzde 10'u da teröristlerin zaferiyle sonuçlanmış. Polisiye ve askeriyeye baktığınızda, bunların 3-5 kişilik gruplardan, aktivistlerden oluşan, arkasında halk ve siyasi destek olmayan terör örgütleri olduğunu görüyorsunuz. Demek ki bunun yöntemi silahla çözüm değil. Buradan hükümete sesleniyorum, buradan HDP'ye de sesleniyorum, buradan bütün gruplara sesleniyorum. Bu ülkede Kürt'üyle, Türk ile, Gürcü'süyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle birlikte yaşayacaksak ve bunları, ırklarımızı asla konuşmayacaksak, çözümü burada üretmek zorundayız. Eğer burada çözüm üretemezsek bilin ki bu ülkede barış olmaz, bilin ki bu ülkede kardeşlik olmaz. Bu gerçeklikten yola çıkarak, İnşallah, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhuriyet Halk Partisinin önerdiği şekilde bu çözümü üretir ve kardeşçe yaşamaya devam ederiz diyorum."
CİHAN
07 Ocak 2016 17:25
DİĞER HABERLER