Covid-19 salgının ekonomik etkilerini azaltmak için geçtiğimiz yıl nisan ayında Cumhurbaşkanı kararıyla işten çıkarma yasağı mayıs ayı ortalarına kadar uzatıldı.
Buna göre, işveren yasağa aykırı olarak davranırsa idari para cezası ile cezalandırılacak. Her haksız fesih için de işverenden 2 bin 943 lira para cezası kesilecek.
Ancak DİSK-AR’ın CİMER başvurusu ile SGK’den elde edilen verilere göre 2020 yılında tam 176 bin 662 işçi Kod-29 gerekçesiyle işten çıkarıldı.
Kod-29 ile işten çıkarılanların sayısı ayda ortalama 14 bin 772
Bu sayı güne vurulduğunda ise ortalama 491 kişi oldu. Bu işçilerden 34 bin 145 kadın ve 142 bin 517'si erkek.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) işten ayrılış kodlarına göre Kod-29, “İşveren tarafından işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışı nedeni ile fesih” demek.
Yani bir işçinin Kod-29 kapsamında işinden çıkarılması için iş yerine uyuşturucu madde kullanarak veya sarhoş olarak gelmesi ya da yine iş yerinde bir işçiye cinsel tacizde bulunması gibi suçlar işlemiş olması gerekiyor.
Kod-29 ile ahlaksızlıkla suçlanan işçiler ihbar tazminatı, kıdem tazminatı gibi haklarını alamadığı gibi işsizlik ödeneğinden de yararlanamıyor.
DİSK: Bu yöntemle işçilerin kıdem ve ihbar tazminatı haklarını gasp ediliyor
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na göre Kod-29, Covid-19 döneminde uygulanan işten çıkarma yasağını delmek için de işveren tarafından kötüye kullanılıyor.
Bu yöntemle işçilerin kıdem ve ihbar tazminatı haklarını gasp etmek, sendikal örgütlenmeyi engellemek ve işçiler üzerinde baskı kurmak isteniyor.
Bayrampaşa Belediyesi’nden günlerdir eylem yapan işçiler de Kod-29 mağduru.
Kod-29 ile işten atılan Hak-İş Hizmet-İş Sendikası 4 No'lu Şube İşyeri Temsilcisi İzzettin Akan, Bayrampaşa Belediyesi’nde çalışan arkadaşlarının haklarını savunduğu için işinden olduğunu söylüyor.
Sözleşmelerine rağmen asgari ücretin altında çalıştırılmaya zorlandıklarını ve bu durumu kabul etmedikleri için işten çıkarıldıklarını ifade eden Akan, sırada 100’e yakın insanın da işten atılacağını dile getiriyor. Üye oldukları sendikadan da destek görmediklerini söyleyen Akan, şimdiye kadar işçilerden neden üyelik parası aldıklarını soruyor.
15 yıllık belediye işçisi Alkan işinden olunca başka yerlere iş başvurusunda bulunmuş ancak Kod-29 nedeniyle iş bulamamış. Alkan, pandemi koşullarının giderek ağırlaştığı şu günlerde artık eve ekmek götüremiyoruz diyor.
Kod-29 işçiyi sendikalı olduğu ve hakkını aradığı için etiketliyor, damgalıyor. Kod-29 ile atılan işçiler gelecekte iş bulamıyor. O nedenle biz buna karşı dört aydır direniyoruz, tanımıyoruz
Hüseyin Gül
Migros'tan Kod-29 ile atılan işçi
Kod-29 ile işinden olan bir diğer işçi ise Hüseyin Gül. Gül, sendikaya üye oldukları için 2021 başlarında ücretsiz izne çıkarıldığını söylüyor. Ne tazminat haklarını ne de işsizlik maaşını alabildi Migros işçisi Gül.
‘’Kod-29 ile atılmak demek çalıştığın iş yerinde ahlaksız suçlar işlemiş olman anlamına geliyor. Fakat biz ücretsiz izne çıkarıldığımız, fiili olarak çalışmadığımız bir yerden Kod-29 ile atıldığımızı öğreniyoruz. Bu pandemi döneminde bir gedik bulundu ve patronlar bunu kullanıyor. Bu kadarla da bitmiyor. Kod-29 işçiyi sendikalı olduğu için, hakkını aradığı için etiketliyor, damgalıyor. Ve sen gelecekte hiç bir iş bulamıyorsun. O nedenle biz buna karşı dört aydır direniyoruz, tanımıyoruz.’’
İki yıldır çalıştığım Migros'ta 'ahlaksız' olmayan ben, hakkımı aradığım için ahlaksız oldum.
Sevim Göneş
Migros'tan Kod-29 ile atılan işçi
Migros’ta yaklaşık iki yıl çalıştıktan sonra Kod-29 ile atılan Sevim Göneş, çok zor ve hijyenik olmayan koşullarda çalıştıklarını ifade ediyor.
‘’Migros benim ilk işim, aileme destek olmak için başladım. Çok sorunlarla, sıkıntılarla karşı karşıya geldim. Çünkü depoda çok yoğun şartlar altında çalıştırılıyorduk. Depoda çalıştığım için tuvalet ve hijyen sorunu vardı. Tuvaletleri biz işçilerden çok kedi, fare kullanıyordu. Bunun yanı sıra mola saatlerimiz yoktu, çok kısıtlıydı. Şikayetlerimizi dile getirince de amirlerimize oyalama çabaları içindeydi. Pandemi ile birlikte işler iki katına çıktı. Sağlık sorunları başladı. Kadına yönelik baskılar arttı ve içeride tacizci amirlerin bulunması biz kadınlar için çok sıkıntılıydı. Biz bunları deyince tehdit ediyorlardı. Ve sonunda ücretsiz izne çıkarıldık. İlk ücretsiz izne gönderilen kişi benim, aileme destek olamıyorum artık. Maddi sıkıntılarımız var. Tüm bu sorunların giderilmesi ve ücretsiz iznin kaldırılması için DGD-SEN’e üye olduk. Sonra Migros deponun önünde eyleme başladık ve 50. gününden itibaren işimizden attılar bizi. İki yıldır ahlaksız olmayan ben hakkımı aradığım ve direndiğim için ahlaksız oldum. Bunun yüzünden başka bir yerde de çalışamıyorum ve aileme de destek olamıyorum artık’’.
DGD-SEN: Bu ülkede yasalar Tuncay Özilhan’a da Migros’taki işçiye de eşit işleyecek
Euronews’e konuşan Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası (DGD-SEN) başkanı ve Migros eski çalışanı Murat Bostancı, Migros’u boykot etmeye çağırıyor.
Sendika, 22 işçinin hak mücadelesinin devlet aygıtları ile bastırılmasına tepkili ve iş yerinde yaşanan sorunları şöyle sıralıyor:
‘’Pandeminin başından beri depo işçileri günde 16 saat çalıştırılmakta, hafta sonu tatil hakları yok sayılmakta ve depoda vardiya sistemi iş yoğunluğuna ve keyfi olarak sağlanmaktadır. Pandemi boyunca depo işçileri yeterli hijyen ve fiziki mesafe kuralları hiçe sayılarak çalıştırılmakta, 741 depo işçisi sadece iki tuvalet kullanmakta, yeterli sabun ve dezenfetana da ulaşamamaktadır. İş yavaşlatma eylemi iddiası tamamen asılsızdır ve ücretsiz izne kılıf uydurmak için yapılmıştır. İş yavaşlattığı iddia edilen işçiler Migros depolarında aylık yüz saate yakın mesai yapan, performans primi alan işçilerdir ve bordroları bu yazının ekinde bulunmaktadır. Yine bu bordrolarda göreceğiniz mesai saatleri, İş Kanunu'nda belirtilen sürenin çok üzerindedir. Depo işçileri pandemi boyunca Alo 170 hattına yüzlerce şikayet dosyası oluşturmuş hiçbirinden dönüş alamamıştır, şikayet dosyası numaraları tarafımızda bulunmaktadır. 22 işçi arkadaşımızı etik iş anlayışına uymayan hareketler gösterdi diye itham eden Migros yönetimi bu işçiler hakkında bir tane tutanak dahi sunamamıştır.’’
DGD-SEN başkanı Murat Bostancı, ‘’Eğer bu ülkede adalet ve yasalar varsa, bu yasa Tuncay Özilhan’a da Migros’taki işçiye de eşit işleyecek’’ diyerek eylemlerini sürdürmeye devam edeceklerini ifade ediyor.