'Disko'da gördüğü işkence sonucu hayatını kaybeden er Uğur Kantar'la ilgili iddianame tamamlandı.
Kuzey Kıbrıs'ta askerlik yaparken terhisine beş gün kala “disko” denilen disiplin koğuşunda gördüğü işkence sonucu hayatını kaybeden er Uğur Kantar'ın ölümüyle ilgili yedi kişi hakkında yürütülen soruşturmada iddianame hazırlandı. İddianameye göre, feci şekilde darp edilerek komaya sokulan er Kantar'ın son sözü, “Komutanım durun, ne olur artık vurmayın” oldu.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı Askerî Savcılığı tarafından hazırlanan iddianame, askeri mahkemede tarafından kabul edildi. İddianamede, Kantar'ın işkence gördüğü Disiplin Cezaevi'nde gardiyan olarak görev yapan tutuklu sanıklar Piyade Er Ayhan Arslan ve Piyade Çavuş Fırat Keser'in “neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence”, diğer cezaevi görevlileri Recep Tekin hakkında “nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kasten yaralama”, Süleyman Özdoğan, Özkan Belmen ve Ahmet Yurdusevdi hakkında “görevi kötüye kullanma” suçlamasında bulunuldu. Cezaevi Müdürü Kıdemli Üstçavuş Ayhan Şentürk hakkında ise “ihmal suretiyle görevi kötüye kullanmak” suçundan ceza talep edildi. Aynı “disko”da kötü muameleden şikâyetçi olan 19 asker de mağdur olarak iddianamede yer aldı.
İddianamede ölüme götüren olay şöyle belirtildi: “Uğur Kantar, 7 günlük cezasını çekmek üzere 18 temmuz günü Tümen Disiplin Ceza ve Tutukevi Müdürlüğü'ne konuldu. Kantar'ın bu sırada su içme ve tuvalete gitme ihtiyacı karşılanmadı. Gardiyan Ayhan Arslan ile görüşmek istediğini söylemesi üzerine, gardiyan Fırat Keser, Kantar'ı yakasından tutarak, ‘babamın oğlu musun, senin derdin nedir, sen dayağı hak ettin' dedi ve dövmeye başladı. Başına da vurulan Kantar bu sırada sanık gardiyan Keser'e sürekli, ‘komutanım ne olur yapmayın, vurmayın' diye bağırdı. Daha sonra bina içine alınan Kantar, gardiyan Ayhan Arslan'ın vurması sonucu yere düştü. Kantar içeride de ‘komutanım ne olur vurmayın' diye bağırmaya devam etti. Yerden kalkmayı başararak banyo bölümüne kaçan Uğur Kantar, burada da gardiyanlar tarafından bayılıncaya kadar dövüldü.”
Sanık gardiyan Ayhan Arslan'ın dışarıda bulunan hükümlülere seslenerek, Kantar'ı üç kişinin almasını söylediği belirtilen iddianamede olayın gelişimi şöyle anlatıldı: “Banyoya giren hükümlü Mehmet Selman Bektaş, Kantar'ın üzerinde sadece alt kamuflaj pantolonu olacak şekilde yerde sırt üstü baygın bir şekilde yattığını, üst kısmının çıplak olduğunu ve ayağında botu ve çorabının olmadığını gördü. Bu sırada, sanık gardiyan Arslan, Kantar'a ‘kalk kalk numara yapma' diye bağırıyordu. Banyoya giden hükümlüler Hasan Coşkunlar ile Hasan Ergül, Kantar'ın taşınmasına yardım ettiler.
Gardiyan Arslan, baygın halde olmasına rağmen Uğur Kantar'ı doktora sevk etmek yerine güneş altında bir sandalyeye oturttu. Sandalyeden düşen Kantar, bu kez elleri arkadan kelepçelenerek sandalyede sabitlendi. Kantar, baygın ve elleri arkadan kelepçeli bir şekilde güneşin altında bekletildi. Kantar'ın numara yaptığını düşünen gardiyanlar, üzerine su dökerek ve tokatlamaya devam ederek ayıltmaya çalıştı. Ancak Kantar'ın kendine gelmemesi üzerine, cezaevindeki son günü olması nedeniyle kendisini birliğine geri götürmek üzere cezaevine gelen görevli asteğmen tarafından hemen Lefkoşa Nalbantoğlu Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Hastanede yapılan ilk müdahalesinde Kantar'ın bilincinin kapalı vaziyette komada bulunduğu rapor altına alındı. “
İddianamede, tutuklu sanıklar Ayhan Arslan ile Fırat Keser'in 25 Temmuz 2011 tarihinde tuttukları iki tutanakta, Kantar'ın cezaevindeyken “sivil eşya deposunda bulunan demir raflara kafasını vurarak kendine zarar verme girişiminde bulunarak kendini askerliğe elverişsiz hale getirme suçunu işlediği” şeklinde rapor tuttuklarına da yer verildi. Davanın ilk duruşması Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde 18 Kasım 2011'de görülecek.
TARAF