Bir firmanın karşılıksız çeki için üç mahkemeden “beraat”, “durdurma” ve “mahkumiyet” kararı çıktı
Türkiye'de yaşayan ekonomik kriz son bir yılda şirketlerin üst üste konkordato ilan etmesine neden oldu. Şirketler için süreçler devam ediyor. Ödeme güçlüğüne giren birçok şirketin konkordato ilan etmesi, bu uygulamanın kötüye kullanılıp kullanılmadığını ve yaşanan aksaklıkları sık sık gündeme getiriyordu.
15 Mart 2018’de Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile getirilen yeni konkordato yasası, suiistimali önlemeye yönelik olsa da, uygulama farklılıkları yüzünden birçok soruna neden oluyordu.
Ancak bu alanda çok büyük bir çelişki yaşandığını ortaya koydu: Konkordato sürecinde olan bir firmanın karşılıksız çıkan çeki için Ankara 10. İcra Ceza Mahkemesi “beraat”, Mersin 3. İcra Ceza Mahkemesi “yargılamanın durdurulması”, Mersin 1. İcra Ceza Mahkemesi ise “mahkumiyet” kararı verdi.
Dünya'nın haberine göre, bu konuda acil bir yasal bir düzenleme yapılmasının elzem olduğunu vurgulayan uzmanlar, aksi halde konkordato içindeki yüzlerce kişi ve firmanın bu süreci başarılı bir şekilde tamamlamalarının mümkün olmadığını ve piyasaya borçlarını ödeyemeyeceklerini ifade ettiler.
Türkiye’de ilk konkordato talebinde bulunanlardan ve süreçten faydalanan işadamı, uygulama sürecinde yaşanan aksaklıkları anlattı. Ekonomik kriz sonucu Ticaret Mahkemesi’ne firması için konkordato talebinde bulunduğunu kaydeden firma sahibi şöyle devam etti;
“Kanunda aranan şartları sırasıyla yerine getirdik, önce üç aylık sonra ek iki aylık geçici süreler ve nihayetinde 12 aylık kesin süre alarak icra takiplerine karşı koruma aldık. Konkordato başvurusundan önce vermiş olduğumuz çek karşılıksız çıktı. Alacaklı firma dava açtı. Karşılıksız çek suçundan üç ayrı ceza mahkemesi üç ayrı karar verdi: Durdurma, mahkumiyet ve beraat. Sırf bu durum dahi ortada büyük bir hukuki karışıklık olduğunu gösteriyor. Yasa ve mahkeme tedbir kararı ile konkordato öncesi borçları ödemesi men edilen borçlunun diğer taraftan icra ceza mahkemesinden verilen karşılıksız cezalar ile konkordato süreci tamamen yok ediliyor. Yasanın emri nedeni ile ödeme yapamayan borçlu bir başka yasa hükmü nedeni ile ceza alıyor ve hapse giriyor. Hapsedilmiş bir şirket yetkilisinin şirketin iktisadi bütünlüğünü koruması mümkün olmadığı gibi bu kişiye güven duyulup vadeli borç mutabakatları yapılması imkansızdır.”
“Konkordato uygulaması hukuken olmasa bile fiilen bitmiş bir kurum olarak karşımızda durmakta” diyen Güncel Group Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Sezer, eksiklerin yanı sıra konkordato sürecinin yönetilmesinde de başta uygulama farklılıkları olmak üzere birçok aksamaların yaşandığını söyledi. Bunları yargı kararları, finans kuruluşlarının tavrı ve konkordato komiserlerin uygulamadaki farklıkları olarak sıralayan Sezer şöyle devam etti:
“Burada ilk sırayı yargı kararları alıyor. Konkordato sürecinde olan firmalara benzer konular için değişik mahkemelerce farklı kararlar maalesef verilmekte. Ama bence esas olan konkordato sürecini yöneten mahkemelerin aynı konuya farkı kararlar vermeleri ve bu nedenle konunun istinat mahkemelerine taşınmasıdır. İkinci farklılık ise, süreç içinde olan firmalara bankaların takındıkları tavır. Her banka uygulamadı ki her olay için farklı karar vermekte ve uygulamakta. Aynı çek konusundan gidersek bir banka konkordato ilan etmiş firmanın çekinin yazılmayacağı gerekçesi ile çekini yapmazken diğer banka çekin karşılıksız olduğu kaydı hemen düşmektedir. Ya da bankalar kendilerine bir şekilde gelen tutarları bloke ederek mahkeme kararı isteyebilmektedir. Diğer üçüncü sorun konkordato komiserlerinin uygulamadaki farklıklarıdır.”