Korona korkusu ABD’de Başkanlık yarışını etkiler mi?

Corona virüsü tehdidi, ABD’de 2020’de yapılacak başkanlık seçimlerinde şimdiden siyasi bir mesele haline gelmiş durumda. Demokratlar, Başkan Donald Trump’ın ABD ekonomisinde ani bir düşüşe de yol açan kamu sağlığına yönelik bu tehdit karşısındaki güvenilirliğini ve becerisini sorguluyor.


Gittikçe daha fazla bölgeye yayılan virüsün, ABD’de seçim kampanyaları kapsamındaki mitinglere, siyasi etkinliklere ve hatta oy kullanılan merkezlere kamuoyunun katılımına kısıtlama getirilmesiyle 2020 başkanlık seçimi sürecini de sekteye uğratabileceğine ilişkin kaygılar var. Siyasilerin ve adayların birbiriyle tokalaşması ya da seçmen buluşmalarında adayların bebekleri öpmesi gibi seçim kampanyası süreçlerinde bugüne kadar alışılmış görüntüler bu kez tarih olabilir.

Corona virüsü salgını ABD’de 16’dan fazla eyalete yayılmış durumda ve virüse yakalanan insanların sayısı artmaya devam ediyor. Dünya çapında görülen Corona vaka sayısı 100 bini, Corona kaynaklı can kayıpları da 3 bini aşmış durumda. Virüsün Aralık ayında ortaya çıktığı Çin, hem vaka sayısında hem de virüs kaynaklı can kaybında başı çekiyor.

Trump çark etti

Başkan Trump bu hafta içinde yaptığı açıklamada, salgının ortaya çıkmasından bu yana “Benim yönetimim vatandaşlarımızı korumak amacıyla tarihte daha önce görülmemiş en büyük adımları attı” demişti.

Ancak Trump’ı eleştiren çevreler, Başkan’ın son dönemde kriz yönetimine çark etme hamlesinin, Corona’nın kamu sağlığı açısından teşkil ettiği tehdidin boyutlarını hafife alan önceki açıklamalarının gölgesinde kaldığını savunuyor.

Corona Virüsü Görev Gücü’nün Şubat ayında düzenlediği basın toplantısında, Başkan Trump ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri CDC’nin virüsün yayılmasının kaçınılmaz olduğu yönündeki uyarılarını hafife almış, vaka sayısının da birkaç gün içinde sıfıra yaklaşacağını savunmuştu.

Trump, Güney Carolina eyaletinde düzenlediği miting sırasında Demokrat Parti’nin Corona virüsüyle mücadelede alınan önlemlere yönelik eleştirilerini “Yeni asparagas” olarak nitelemiş, rakiplerini siyasi kazanım elde etmek amacıyla virüsle ilgili korkuları körüklemekle suçlamıştı. Başkan Trump Corona virüsüne ilişkin yapılan haberleri de eleştirerek, medyanın bir “histeri” halinde olduğunu savunmuştu.



Trump yönetimi korkuyu dindirebilecek mi?

Başkan Trump’a duyulan güven, yönetimin gittikçe tırmanan Corona virüsü korkusunu dindirip dindiremeyeceğine bağlı olabilir.

Trump yönetimi, Ulusal Alerji ve Enfeksiyon Hastalıkları Enstitüsü Direktörü Dr. Anthony Fauci, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın AIDS ile Mücadele Direktörü Dr. Deborah Birx gibi önde gelen tıp uzmanlarının yer aldığı, Başkan Yardımcısı Mike Pence’in yönetimindeki Corona Görev Gücü’nün günlük bilgilendirme toplantılarıyla kamuoyunu rahatlatmayı amaçlıyor.

Öldürücü virüsün kontrol altına alınması ve etkilerinin en az indirilmesi amacıyla ulusal düzeyde alınan önlemler arasında, seyahatlerin kısıtlanması, havaalanları ve sınırlarda gözetim uygulamalarının başlatılması ve enfeksiyon riskini azaltmak amacıyla kamuoyunun bilinçlendirilmesi gibi önlemler yer aldı.

ABD Sağlık Bakanlığı Çarşamba günü yaptığı açıklamada, 28 eyalete 35 milyon dolar kaynak sağlanacağını açıkladı. ABD Senatosu Corona ile mücadeleye 8,3 milyar dolar kaynak ayrılmasını öngören önlem paketine ilişkin çalışmaları tamamladı. Söz konusu önlem paketi Cuma günü Başkan Donald Trump’ın imzasıyla da resmen yürürlüğe girdi.

Corona ile mücadele için Trump yönetiminin talep ettiğinden daha fazla miktarda kaynak ayrılmasını öngören önlem paketinin bütçesi, hem virüse karşı aşı bulunması çalışmalarını desteklemek hem de tıbbi malzemelerin sağlanması ve sağlık çalışanlarının eğitimi için kullanılacak.


Corona Trump’ın “güçlü ekonomi” tezini zora sokar mı?

Ancak borsada yaşanan ani düşüşler, Çin’deki salgınla birlikte küresel tedarik zincirinde meydana gelen aksamalar ve uluslararası seyahatlerde yaşanan iptaller, Trump’ın seçim kampanyasında öne çıkardığı önemli bir konuyu yani güçlü ekonomik büyümeyi de zora soktu.

Vanderbilt Üniversitesi’nden tarihçi Thomas Schwartz bu durumu “Corona virüsü (güçlü ekonomi) tablosunu bozuyor. Bu da (Trump’ın) seçim kampanyasına ciddi şekilde zarar verebilir” sözleriyle değerlendirdi.

Corona salgını dünya çapında çok sayıda fabrikanın kapanmasına, restoran ve sinemalara gidenlerin sayısında ve spor etkinliklerine katılımda büyük bir düşüşün yaşanmasına, çok sayıda uçak seferinin de askıya alınmasına yol açtı. Turizm dünya çapında toplam istihdamın yüzde 10’unu oluşturuyor. Bu nedenle, sağlık alanında yaşanan bu krizden 319 milyon istihdamın etkilenebileceği belirtiliyor.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü bu hafta içinde yaptığı açıklamada, virüsün yayılmaya devam etmesi halinde, küresel büyümenin 2020 yılında yarı yarıya düşerek yüzde 1.5’e gerileyebileceği uyarısında bulunmuştu. ABD Merkez Bankası da Salı günü, 2008’deki krizden bu yana en kötü haftasını yaşayan mali piyasaları rahatlatmak amacıyla faiz oranını yarım puan düşürdü.

Demokrat Parti Corona krizini fırsata çevirir mi?

Demokrat Parti’nin 2020 başkan adaylığı için yarışan iki ismi, Cumhuriyetçi Başkan Trump’ın kamuoyu nezdinde Corona ile mücadelede yetersiz görülmesi halinde, krizden siyasi bir fayda sağlayabilir.

2005 yılında dönemin ABD Başkanı George Bush’un ülke tarihindeki en büyük doğal afet olarak kayıtlara geçen Katrina Kasırgası’nı izleyen sürece yeterince müdahil olamadığı algısı kendisine halk desteğinin düşmesine yol açmıştı.

Ulusal sağlık alanında ilan edilen acil durum, kendisini demokrat sosyalist olarak tanımlayan Senatör Bernie Sanders için, seçim kampanyasında öne çıkardığı “herkes için ücretsiz sağlık sigortası” temasını kamu sağlığı güvenliği açısından güçlendiriyor. Ancak halkın kriz anlarında tecrübeli bir liderlik sergilenmesinden yana olması, son önseçimlerde eski Başkan Yardımcısı Joe Biden’a desteğin neden arttığının bir açıklaması da olabillir.

Amerikan Girişimcilik Enstitüsü’nden siyasi analist Matthew Continetti, “Krizlerde belirsizlik anlarında insanlar güvenli seçeneğe yöneleceklerdir. Demokratlar’ın önseçimlerinde bu seçenek de şüphesiz Joe Biden” değerlendirmesinde bulundu.

Ancak Continetti, Demokrat aday adaylarının, kamu sağlığına yönelik bir krizi siyasileştirdikleri algısının oluşması halinde, kamuoyunda kendilerine yönelik görüşün olumsuz yönde değiştiğine tanık olabileceklerini de sözlerine ekliyor.

ABD’de seçimler sekteye uğrar mı?

Corona virüsünün seçim sürecinin kendisini etkileyip etkilemeyeceğini söylemek için henüz erken. İsrail’de seçim gözlemcileri virüse yakalanan seçmenlerin karantinaya alındığı oy merkezlerinde oy sayımında maske ve eldiven kullanmıştı.

ABD’de çok sayıda kamuya açık etkinlik iptal edilse de aday adayları seçim öncesi hala dev mitingler düzenliyor. Yaz sıcaklarının virüsün yayılmasını önlememesi halinde, siyasi partiler adaylarını belirleyecekleri kongrelerin sayısını azaltma yoluna gidebilir. Enfeksiyon riskinin azaltılması amacıyla posta yoluyla oy kullanma seçeneklerinin kapsamının genişletilmesi çağrıları da gittikçe güçleniyor.

07 Mart 2020 10:13
DİĞER HABERLER