Yapılan araştırmalarda üç çocuktan birinin pandeminin bir sonucu olarak ruhsal sorunlar yaşadığı, çocuklarda yeme bozuklukları, kendine zarar verme eğilimleri ve intihar düşünceleri görüldüğü aktarıldı.
Almanya’da yayınlanan haber dergisi Spiegel, Covid-19 salgınının çocukları nasıl etkilediğine dair geniş bir dosya yayınladı. Derginin kapağına taşınan haberde, neredeyse üç çocuktan birinin pandeminin bir sonucu olarak ruhsal sorunlar yaşadığı, çocuklarda yeme bozuklukları, kendine zarar verme eğilimleri ve intihar düşünceleri görüldüğü aktarıldı.
“SİYASETÇİLER ENDİŞELERİMİZİ CİDDİYE ALMALI”
Haberde konuşulan çocuklardan biri 17 yaşındaki Ronja Linder. Mönchengladbach’da bir okulda 11’inci sınıfa giden Ronja, yaşadıkları sorunları duyurabilmek amacıyla internet üzerinden bir imza kampanyası başlatmış. “Biz öğrenciler geleceğimiz konusunda endişeliyiz” diyen Ronja siyasetçilere, “Onları endişelerimizi ciddiye almaya ve çözümler geliştirmeye çağırıyoruz” diye sesleniyor. Ronja, sınıf arkadaşlarından aldığı mesajları da şu sözlerle aktarıyor: “Sabah kalkmak istemiyorlar, üzgünler, okulu bırakmayı düşünüyorlar. Kamuoyunda özel günlerde artık kutlama yapamıyor olmamız en büyük sorunumuz gibi tartışılıyor ama intihar etmeyi düşündüğünü söyleyen öğrenciler var.”
Soyadının ve fotoğrafının yayınlanmasını istemeyen Ronja’nın arkadaşı Najlae ise “Dürüst olmak gerekirse, topluluk önüne çıkmayı sevmiyorum ama şimdi kendimizi fark edilir kılmamız gerektiğini düşünüyorum. Aksi takdirde unutulacağız” diyor.
“ARTIK HİÇBİR ŞEY GÜVENLİ DEĞİL”
Pandeminin çocukların ve ergenlerin günlük yaşamları üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğunu gösteren uzun vadeli çalışmaların açıklandığı belirtilen haber şöyle devam ediyor:
“Pek çok yetişkin normale dönmeyi umut ediyor, ancak bu pek çok çocuk ve genç için o kadar kolay olmayacak. Salgın deneyimi, çocukların bugüne kadarki yaşamlarının çok önemli bir parçası oldu.
Daha da kötüsü, çocuklar artık hiçbir şeyin güvenli olmadığına dair rahatsız edici bir deneyime sahipler. Çocukluğun mihenk taşı olan okula gitme deneyimi bile değişti, eğitim her zamanki gibi devam etmiyor. Büyükanne ve büyükbabayla Noel veya Paskalya kutlamak tehlikeli. Tatilse sadece kısıtlama yoksa yapılıyor.”
Haberde çocukların, “adil aşılanma” tartışması dışında bırakıldığına da dikkat çekiliyor. Nitekim aşıların çocuklar üzerindeki etkisi de hâlâ araştırılıyor. Haberde Almanya’da bu konudaki tartışma da şu satırlarla aktarılıyor: “Şimdi yeni tartışmalar başlıyor: Çocuklar ve gençler aşılanmayı, gelişmekte olan ülkelere daha fazla aşı sağlanana kadar beklemeli mi? Peki ya çok sayıdaki ebeveyn aşının zararlarından korkar ve çocuklarını aşılattırmak istemezse ne olacak? Gelecekte sadece aşılanmış öğrenciler mi okula gidebilecek? Sonuçta şu çok açık: Sürü bağışıklığını sağlamak için bazı çocukların ve ergenlerin de aşı olması gerekiyor.”
ÇOCUKLARIN EĞİTİMİ VE RUH SAĞLIĞI İÇİN 2 MİLYAR EURO AYRILDI
Almanya’da hükümetin geçen hafta açıkladığı yeni eylem planı kapsamında çocukların eğitim alanında yaşadıkları kayıpları telafi etmek için bütçe ayrılacak. Bu kapsamda öğrencilere yönelik özel ders ve destek programlarına bir milyar euro aktarılacak. Krizin çocuklar ve gençler üzerindeki psikolojik sonuçlarını hafifletmek içinse sosyal önlemlere bir milyar euro daha yatırım yapılacak.
Haberde pandeminin çocuk ve gençler üzerindeki psikolojik etkilerine ilişkin psikoterapist Sigrid Müller-Hoogen’in verdiği bilgiler de yer alıyor. Müller-Hoogen, psikolojik tedavi için başvuran çocuk ve ergenlerin oranının geçen yıla oranla yaklaşık yüzde 50 arttığını belirtiyor. Alman Psikoterapistler Derneği’nin verdiği bilglere göre ise artış yüzde 60’dan bile fazla.
Müller-Hoogen en küçüğü 5, en büyüğü 23 yaşında olan danışanlarının ortak noktalarını söyle açıklıyor: “Varoluşsal deneyimlerle dolu bir yıl geçirmişler. Anaokulları ve okulların yapısı, hobiler, arkadaşlarla düzenli aktiviteler değişti; alışkanlıklarını yitirdiler. Pandemiden önce bile, okuldaki sorunlar ve kötü not alma korkusu çoğu durumda duygusal stresi tetikliyordu. Bu stres şimdi aşırı derecede ağırlaştı. Diğer taraftan toplum, duygusal olarak ne yaşadıklarını hesaba katmadan, çocuklardan ve gençlerden aynı eskisi gibi yüksek performan talep ediyor.”
PSİKOLOJİK SEMPTOMLARIN LİSTESİ UZUN
“Koronavirüs, çocukların dünyaya olan doğal güvenini ortadan kaldırıyor” diyen Müller-Hoogen’in, danışanların dosyalarından aktardığı semptom listesi ise uzun. Çocukların yaşadığı sorunlar arasında yaşa uygun olmayan gelişim, yeniden altını ıslatmaya başlama, tik geliştirme, kaybetme korkusu, ebeveynlere orantısız bağlanma, kendine zarar verme, yıkıcı öfke, suskunluk noktasına kadar varan geri çekilmeler yer alıyor.
ÇOCUKLARDA KAYGI, ENDİŞE, DEPRESYON ARTTI
Almanya’da salgının çocuklar üzerindeki etkisini araştıran geniş kapsamlı ilk bilimsel araştırma, Hamburg Üniversitesi tarafından yapıldı. Araştırmada yakın zamanda 2 bin 700 görüşmeden elde edilen veriler değerlendirdi. Araştırma sonucunda, “Çocukların ve ergenlerin yaşam kaliteleri ve psikolojilerinin bozulmaya devam ettiği” ve “pandemi nedeniyle psikolojik strese girme riskinin, göçmen veya sosyal açıdan dezavantajlı kız ve erkek çocuklar için özellikle yüksek” olduğu belirtildi.
Araştırmaya katılan 11 ila 17 yaşındaki çocukların beşte dördü salgın nedeniyle “stresli” hissettiklerini, her on çocuktan yedisi ise yaşam kalitesinin azaldığını belirtti. Araştırmaya göre neredeyse her üç ergenden biri psikolojik sorunlardan muzdarip. Korku ve endişelerde önemli ölçüde artış tespit edilirken, depresyon, baş ağrısı ve mide ağrısı gibi psikosomatik şikâyetlerin de daha sık görüldüğü kaydedildi.
Ruhr Üniversitesi’nin bulguları ise daha ihtiyatlı. Çocuk ve ergen psikolojisi profesörü Silvia Schneider araştırmalarını, “Elde ettiğimiz veriler zihinsel bozukluklarda artış göstermiyor, ayrıca intihar düşüncelerinde de artış gözlemlemiyoruz” diye özetliyor.
Bununla birlikte Schneider, birçok erkek ve kız çocuğunun, psikologların “uyum sorunları” dediği davranışlar sergilediğini söylüyor. “Genellikle üzgünler, yalnız hissediyorlar, depresyona giriyorlar. Ancak bu, tedavi etmemiz gereken patolojik bir bozukluk değil, duruma uygun verilen tepkiler.”
KİLO VE OBEZİTE SORUNLARI ARTIYOR
Spiegel’in haberinde pandeminin çocuklar üzerinde sadece psikolojik değil, fiziksel etkileri de ele alınıyor. Görüş veren doktorlar, çocukların kilo problemi yaşamaya başladığını, obezite sorununun artış gösterdiğini anlatıyor. Bu sorunlar, okul ve kreşlerin kapalı olması ile kısıtlamaların bir sonucu olarak görülüyor.
Almanya’daki doktorlar, 15, 20 veya 30 kilo almış çocukları rapor ediyor. Çoğunlukla sosyal açıdan dezavantajlı bölgelerde yaşayan 2 bin 300’den fazla çocuk muayene edildiği Hannover’de yapılan bir araştırma 2020’deki ilk kilitlemeden sonra dahi fazla kilolu çocukların oranın yüzde 9,5’ten yüzde 13,4’e yükseldini gösteriyor.
Karlsruhe Teknoloji Enstitüsü’nden spor bilimcileri ise pandemide çocukların daha az egzersiz yapıp yapmadığını ve bilgisayar başında eskisine göre daha fazla zaman geçirip geçirmediğini inceledi. Bu araştırma sonunda da çocukların ve ergenlerin neredeyse yarısının kondisyonun daha da kötü olduğu ortaya çıktı.
YEME BOZUKLUKLARINDA ARTIŞ GÖRÜLÜYOR
Habere göre aşırı kilo alımının yanı sıra çocuklarda yeme bozuklukları da rapor edilmeye başlanmış. Örneğin Almanya’daki ilk kapanmanın sona ermesinden bu yana, Nürnberg Kliniği’ndeki psikosomatik çocuk kliniğinde yeme bozukluğu olan kızların sayısı iki katına çıkmış. İştahsızlık bu sorunların başında geliyor.
Haberde, çevrimiçi danışmanlık hizmeti veren Berlin’deki Jugendnotmail’e başvuran çocuklarla ilgili veriler de yer alıyor. Kurum yöneticisi Jakob Kalinowsky, kendine zarar verme eğilimlerinde artış yaşandığını belirterek, “Keskin nesnelerle kendilerini çiziyorlar veya yaralıyorlar” diyor.
Haberde şu ifadeler yer alıyor: “Doktor muayenehanelerinde çocukların ve ergenlerin sahip olduğu çeşitli sorunları fark edebilirsiniz. Mide ve baş ağrıları, uyku bozuklukları ve obsesif kompulsif bozukluklar… Doktorlar, psikolojik sorunlar yaşayan genç hastaları giderek daha fazla uzman meslektaşlarına yönlendirmek zorunda kalıyor.”