Pandemi sürecinde cezaevlerinde sunulan temizlik imkanları, tutukluların hayatının hiçe sayıldığını bir kez daha ortaya koydu. Van’da cezaevinde kalan mahkumların hazırladığı hak gaspı raporuna göre temizlik amacıyla 8 ayda sadece 1 bardak çamaşır suyu ve sıvı deterjan verildi.
Türkiye’de cezaevlerinin koşulları ve hak gaspları pandemi sürecinde daha da ön plana çıktı. Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevinde’ki tutukluların hazırladığı Ekim ayı hak gaspı raporunda, koronavirüse karşı tutukluların nasıl savunmasız bırakıldığı anlatıldı.
SU SINIRLI, HİJYEN MALZEMESİ YOK
Mevzuata göre cezaevinde kalan tüm mahkumlara ücretsiz olarak temizlik malzemesi dağıtılması gerekiyor. Ancak cezaevlerinde bu prosedür uygulanmıyor. İktidar kaynakları özellikle pandemi sürecinde cezaevlerinde hijyen için tedbirlerin alındığını belirtse de, tutuklular tam tersini ileri sürüyor. Birgün’ün haberleştirdiği rapora göre Van Yüksek Güvenlikli Kapalı cezaevinde bir koğuşta bulunanların tamamına 8 ayda sadece 1 bardak çamaşır suyu ve sıvı deterjan verildi.
HAK GASPLARI DEVAM EDİYOR
Hijyen konusundaki problem bununla da sınırlı kalmadı. Hak gasplarının pandemi döneminde daha da arttığını belirten tutukluların iddiasına göre su kotası uygulandı. Tutuklular günlerce çok az miktarda suyla idare etmek zorunda bırakıldı. Rapora göre ayrıca, bu süreçte tedavi hizmetlerinin artırılması gerekirken revir hakkı haftada iki günden bir güne düşürüldü.
Rapora göre cezaevindeki hak ihlalleri sağlıkla sınırlı değil. Rapora göre tutuklulara hakkında yasak olmayan kitap ve dergiler verilmiyor. Avukat ve aile ziyaretlerine konulan yasak ekim ayında da devam etti. Bakanlık’ca açıklanan ‘görüntülü görüşme’ de bugüne kadar hiç yaptırılmadı. Ayrıca ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olmayanlar tek kişilik hücrelerde tutuluyor.
ÖNGÖR: PANDEMİDE İHLALLER ARTTI
Hak ihlali iddialarını değerlendiren İnsan Hakları Derneği (İHD) Hapishaneler Komisyonu Sözcüsü Av. İlhan Öngör, pandemi sürecinde hakların daha da engellenmeye başladığını kaydetti. Öngör, şöyle konuştu: “İhlallerin başında; ayakta sayım, çıplak arama, sosyal haklarının engellenmesi, kitap ve gazete dergi gibi yayınların verilmemesi, görüş ve iletişim kısıtlamaları, sağlık hizmetleri olanaklarından yararlandırılmaması geliyor. Çoğu zaman da fiziksel şiddet darp ve işkence vakaları yaşanıyor. Bu darp işkence ve kötü muamele olayları maalesef kamu görevlilerinin cezasızlık hukukundan faydalanmaları ile son buluyor. Tek başına yaşamını idame ettiremeyecek mahpuslar ölüm kalım savaşı veriyor. Sağlık hakkından zaten kısıtlı bir şekilde faydalanmaya çalışırlarken pandemi sürecinde bu hak daha da engellenmeye çalışılıyor.”