'Kreş baskınları aklını yitirmişliğin resmidir'

'Kreş baskınları aklını yitirmişliğin resmidir'
CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem, kreş baskınlarına sert tepki gösterdi.

CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem, IŞİD gibi bir terör örgütüne yönelik çıt çıkartmayan emniyet ve istihbaratın, kreş baskınlarıyla meşgul olduğunu söyledi.

Milletvekili Erdem, "Bu anlaşılabilir bir durum değildir. Bu, aklını yitirmişliğin, delirmişliğin resmidir." dedi. Yaşanan bu kaosun 'sandıktan çıkan sonuçlarla' doğrudan alakasının olduğuna dikkat çeken Erdem, birileri 3-4 puan fazla alabilmek için bu ülkenin çocuklarını ateşe attığını ifade etti. HDP'nin bu sürece müdahil olması ve PKK'yı sert bir dille eleştirmesi, karşısına alması gerektiğini vurgulayan Erdem, bu yaşananların, 'Erdoğan'ı başkan yaptırma' adımları olduğuna dikkat çekti.

Soruları cevaplayan Erdem, Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde 'paralel yapı' safsatasıyla kreşe yapılan 'terör' baskınını değerlendirdi. Kreşe baskın rezaletini, ironik sorularla Meclis'e taşıyan Erdem, Suruç katliamı sonrası, saldırgan ve IŞİD'in Türkiye yapılanmasını incelemek üzere Adıyaman'a gittiklerini hatırlattı.

"DİREN BEBEK DİYORUZ"

Diyarbakır ve Suruç katliamının faili olan IŞİD teröristlerinin aynı mahallede ve hücrede örgütlendiğini gördüklerini belirten Erdem, "Gördüğümüz manzara şöyleydi; IŞİD elini kolunu sallayarak Adıyaman'da örgütleniyor, ne emniyet ne istihbarat kılını kıpırdatmıyor. IŞİD gibi bir terör örgütüne yönelik çıt çıkartmayan emniyet ve istihbarat, kreş baskınlarıyla meşgul. Bu anlaşılabilir bir durum değildir. Bu, aklını yitirmişliğin, delirmişliğin resmidir. Siyaseten bunu okumak olanaksızdır. Bu işlerin talimatını kim veriyorsa, akıl ve ruh sağlığı bozuktur." diye konuştu.

"Türkiye terör saldırıları ve şehit haberleriyle sarsılırken; terörle mücadele yerine AKP hükümetinin okul, dershane ve kreşlere baskın yapmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna ise Erdem, "Terörle mücadele elbette önemli. Ama şu soruyu sormak gerekiyor. 7 Haziran öncesi ülkede terör yoktu; ne oldu da birden ülke kan gölüne dönüştü? Bu kaosun 'sandıktan çıkan sonuçlarla' doğrudan alakası vardır. Birileri, 3-4 puan fazla alabilmek için bu ülkenin çocuklarını ateşe atıyor. Ülkeyi kaosa sürükleyip, buradan siyasi rant elde etmeye çalışıyor. Ve kreşler basarak, bu çılgınlığı daha facia bir boyuta tırmandırıyor. Ne diyelim, Diren Bebek diyoruz." karşılığını verdi.

"HDP'NİN PKK'YI SERT BİR DİLLE ELEŞTİRİP KARŞISINA ALMASI GEREKİR"

"7 Haziran seçimlerinden sonra istifasını veren ve kabul edilen AKP hükümetinin, hala operasyonlar yapması ve kararlar alması demokratik hukuk devleti ilkeleriyle ne derece bağdaşıyor?" sorusuna da Erdem şu cevabı verdi: "7 Haziran'da halk tarihi bir karar verdi. AKP ve stepnesi MHP, bu kararı tanımadığını ilan etti. Erken seçim tartışmasını başlatarak, Türkiye'yi kaosa sürükledi. Keza, olası bir erken seçimde, oy arttırabilmek için 'milliyetçi duyguları istismar' yarışına girdi bu ikili. Ve en tehlikelisi, PKK'nın eylemselliği. Ülke böylesi bir kaosa sürükleniyor iken, AKP'nin azınlık ve geçici hükümet sıfatıyla, kaosu derinleştiren kararlar alması demokrasi kültürüne aykırıdır. Süreci oldu bittiye getirip, bu işten nemalanma girişimidir. PKK'yı sahaya çeken AKP, bu gerilimden medet umar hale gelmiştir. Esasen, HDP'nin bu sürece müdahil olması ve PKK'yı sert bir dille eleştirmesi, karşısına alması gerekir. Çünkü bu yaşananlar, 'Erdoğan'ı başkan yaptırma' adımlarıdır. Ülkenin gündeminde olmayan terörün bir anda gündeme girmesi düşündürücüdür. 'Çözüm süreci sona erdi' açıklamaları, bu kaosu tırmandırmıştır. Türkiye'nin acil olarak, bu kaosu sona erdirecek sağlıklı bir hükümete ihtiyacı vardır."

"MİT İÇİNDEKİ BİR YAPI, TIPKI DIŞİŞLERİ TOPLANTISINDA OLDUĞU GİBİ BU TIR'LARIN İFŞA OLMASINI İSTEDİ"

Sümeyye Erdoğan'a suikast haberlerinin yalan çıkmasıyla ilgili Erdem, "Kabataş'ın yalan olduğu çok açıktı. Sümeyye Erdoğan'a suikast iddialarının yalan olduğunun ortaya çıkması, yalancının mumunun yatsıdan evvel söndüğünü gösterir. Yalanla siyaset yürütenler, her zaman kaybeder. Bugün galip olduklarını sanırlar, lakin esas kaybedenler onlardır." ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanlığı'ndaki toplantıya ait ses kayıtlarıyla ilgili bir soruya Erdem, "Bana göre, Dışişlerini kim dinleyip sızdırdıysa, MİT TIR'ları operasyonunda 'TIR'lar yakalansın diye' azami gayret gösterenler yine aynı merkezlerdir. TIR'ların gündüz vakti yürütülmesi, karayolları kameralarının dibinde durdurulan TIR'ların, savcının ve askerlerin ısrarına rağmen 'eskortluk yapan MİT elemanları tarafından' orada aratılması, eskortluk yapan MİT elemanlarının resmi değil şahsi telefonlarıyla süreci yönetmesi, adeta bir senaryo gibidir. Belli ki MİT içinde bir yapı, tıpkı Dışişleri toplantısında olduğu gibi, bu TIR'ların ifşa olmasını istedi. Lakin hiç kimse olaya bu açıdan yaklaşmadı. Hangi kirli yapılanmalar bu işleri planladı ve tasarladı, sormak gerek." şeklinde konuştu.

"CHP DIŞINDA KALAN PARTİLER, SÜRECİ KAÇAK DÖVÜŞEREK GEÇİRMİŞLERDİR"

AKP-CHP koalisyonu ile erken seçim konusundaki bir soruya ise Erdem, "Cumhuriyet Halk Partisi masadan kaçan taraf değildir. 14 Koalisyon ilkesi üzerinden, AKP dahil herkesle masaya oturur ve görüşmeler yapar. Bu hususta, sürecin en net hareketi CHP'dir. CHP dışında kalan partiler, süreci kaçak dövüşerek geçirmişlerdir. CHP başından beridir, net ve kararlı biçimde ülke sevdasıyla ve dava aşkıyla sürecin altına bedenini koymuştur. Sayın genel başkanımız bu minvalde gerekli açıklamaları yapacak, yapılan görüşmelerin neticesi kamuoyu ile paylaşılacaktır. İnanıyorum ki Türkiye sevgisi ve bu ülkenin insanlarının refahı için gayret gösterenler, vatandaş tarafından taktir edilecek, CHP üstlendiği misyonu başarı ile sürdürecektir." karşılığını verdi.

(CİHAN)
10 Ağustos 2015 11:01
DİĞER HABERLER