Başlıktaki soru bana ait değil, Fatih Altaylı’ya ait. vaktiyle Turgay Ciner’in kriminal bir şahsiyet olduğunu, bu nedenle medya patronluğu yapamayacağını iddia ediyordu.
Şimdi onun yayın yönetmeni, başka söze gerek var mı, bilmiyorum.
Altaylı 16 Mart 2003’te Hürriyet’teki köşesinde Turgay Ciner’in MİT kaynaklı olduğunu sandığım kaydını almış ve yayınlamış.
O yazıyı okuyunca karakterini, ahlakını ve bugünkü gazetecilik anlayışını daha iyi anlayacaksınız.
Elimde daha böyle çok yazı var.
Çünkü ‘’Kod Adı Siyah’’, o zaman Aydın Doğan’ın tetikçisiydi, şimdi yeni patronunun tetikçisi oldu.
Kemiği kim verirse, onun evini koruyor yani.
Konuya gelelim.
Fatih Altaylı’nın ‘’Kod Adı Siyah’’ olan bir MİT ajanı olduğu gerçeği yeni değil.
Yıllardır yayınlanıyor.
O da pişkin bir şekilde ‘’Benim ağzım gevşek, benden ajan olmaz’’ diye yazıyor.
Küfür etmek bir acz göstergesidir.
Altaylı, MİT ajanı olduğu iddialarına yanıt vermemiş, bana küfür etmiş.
Basın Konseyi Başkanı da cevap vermemiş küfür etmişti.
Hürriyet kültürü de herhalde böyle adam yetiştiriyor.
Soru basit, sen ‘’Kod Adı Siyah’’ olan bir MİT ajanı mısın? Ve Yılmaz’ın önündeki tartışmanın gerisi ne?’’
Mutlaka mahkemeye git.
Sen kimi tanık gösterirsin bilmem ama benim tanığım Mehmet Eymür.
Yalanlarına gelelim, ben öncelikle Sabah’ta köşe yazarıydım.
Sabah kültüründe yazarlar yayın yönetmenin ‘’altında’’ çalışmaz.
Habertürk’teki yazarlar senin ‘’altında’’ çalışmak konusunda ne düşünüyor bilemem.
İkincisi...
Şimdiki patronun hakkında yazdıklarının gösterdiği gibi, sen doğruluk, şeref, haysiyet gibi konulardan nasibini almamışsın.
Ya MİT eğitimin ya da karakterin seni yalancılık konusunda uzman yapmış.
Tek örnek vereyim.
Sen Sabah’tan istifa etmedin, kovuldun.
O gün Paper Moon’da yemeğini yedin, şarabını içtin, saat 16.00 gibi yazıişlerine geldin.
Gayet neşeliydin.
Biraz sonra Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akif Yaşin seni odasına çağırıp işine son verdi.
Ben o sırada yan odada oturuyordum ve yayın yönetmeni olmuştum.
Yani sana ‘’Seninle istifa edeyim’’ demem mümkün değildi.
Seni hiç görmedim.
Ağlayan biri varsa, o da sendin.
Sen, ‘’Ergun Babahan’la Yılmaz Özdil’i at dediler, o yüzden istifa ettim’’ deyip yalanlar söyler ve ağlarken arkandaki TV’de ‘’Sabahın yeni yayın yönetmeni Ergun Babahan’’ diye altyazı geçiyordu.
Herkes sana poposuyla gülüyor, senden çıkıp bana tebriğe geliyordu.
Tanığım, Sabah’ın tüm yazıişleri odası ve TMSF yönetimi.
Kendi yalan dünyanda yaşıyor olabilirsin.
Bence kendine biraz güvenin, cesaretin ve saygın varsa, sen de benim gibi Neşe Düzel’in karşısına çık, sorularını yanıtla.
Ama önce aşağıdaki yazını oku.
Aşağıdakiler iftiraysa, senin iftiracı biri olduğun bir kez daha kanıtlanacak.
Yok doğruysa, tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş demektir.
Cevabını bekliyorum.
Bu arada, ben seni mutlaka yargı önüne çıkaracağım.
Tanıklarım hazır, umarım seninki de hazırdır.
Arşivdeki yazılarına bak
Unutmuş olabilirsin belki; bu sadece başlangıçtı. Çünkü o tarihten itibaren tefrika halinde şimdiki patronun Turgay Ciner’in kriminal göstermeye çalışan yazılar kaleme aldın.
Bir aynaya bak, bir de arşivdeki yazılarına:
n Tarih: 16.Mart. 2003
Gazete: Hürriyet
Yazan: Fatih Altaylı
“Etikçi yayın müdürü
bir de patronuna bak”
• Tarih: 2 Ağustos 1996
“Arsayı satmadım
Ciner beni vurdurttu”
• Tarih: 13 Kasım 1998
“Ciner’in kara
para bağlantısı”
• Tarih: 18 Kasım 1998
“Kaçak Mercedes gözaltısı”
• Tarih: 27 Kasım 1998
“192 milyar alacağı
için burun kırdırttı”
• Tarih: 14 Mart 2001
“Beyaz Enerji davasında
Jandarma bürosunu bastı”
• Tarih: 22 Haziran 2001
“Ciner, Etibank’tan usulsüz
kredi iddiasıyla DGM’lik”