Samanyolu Haber Televizyonu'nda yayınlanan Turan Görüryılmaz'ın sunduğu Türkiye Gündemi'nde Terörle Mücadelenin nasıl olması gerektiği masaya yatırıldı.
Programa Gazeteci –Yazar Markar Esayan, Aksiyon Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Bülent Korucu, Emekli Yarbay Şenol Özbek ve Güvenlik ve Strateji Uzmanı Prof. Dr. Aytekin Geleri katıldı. Özel Harekat'ın yeniden terörle mücadelede kullanılmasının neler getirip neler götüreceğini tartışan katılımcılar kontrolsüz güçlerden çok çeken Türkiye'de yeni bir kontrolsüz gücün oluşturulmamasını, sivil iradeye hesap veren, denetlenebilen şeffaf bir yapı olması gerektiğini belirttiler.
“TERÖRLE MÜCADELE SİVİL İRADENİN VE YARGININ DENETİMİNDE PROFESYONEL İNSANLAR ELİYLE YAPILMALI”
Türkiye Gündemi'ne katılan Aksiyon Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Bülent Korucu, Türkiye'nin terörle ilgili dayanılabilecek noktayı çoktan aştığını, terörle mücadelenin sivil iradenin ve yargının denetiminde profesyonel insanlar eliyle yapılması gerektiğini, belirtti. Bülent Korucu,
Türkiye'nin şu anda iki noktayı tartıştığını “90'lı yıllara geri mi dönülüyor, sivil çözümü bırakıp silahlı çözüme mi başvuruluyor” endişelerinin haklı endişeler olduğunu, ikisinin de doğru yönetildiği taktirde pozitife dönebileceğini söyledi. Korucu, hükümetin terörle doğru mücadele edebilirse, demokratik açılımlar için elinin daha da güçleneceğini, bunun yanında demokratik tartışma ortamının da ancak terörle mücadele edilerek sağlanabileceğini ifade etti. Bülent Korucu 90'lı yıllara geri mi dönülüyor endişesinin yersiz olduğunu, bölgenin şu anda zaten 90'lı yılları yaşadığını, o dönemde aktörün JİTEM, bugün ise PKK ve KCK olduğunu, bunların hepsinin aynı usulleri kullandığını belirtti. Mesela 12 Eylül Referandumunda eğer bölge halkı serbest bırakılsaydı belki de %90'ların üzerinde “evet” çıkacağını ama insanların önünden sandığın kaçırıldığını söyledi.
“DEVLET, DEMOKRATİKLEŞME ÇABALARININ YANINDA, PKK'NIN SİLAHLI GÜCÜ KARŞISINDA GÜCÜNÜ ORTAYA KOYABİLİRSE SORUNU DAHA KOLAY ÇÖZEBİLİR”
Türkiye Gündemi'ne katılan Güvenlik ve Strateji Uzmanı Prof. Dr. Aytekin Geleri, teröre karşı mücadelede devletin son beş yılda çok sosyo kültürel, ekonomik ve hukuki alanlarda çok büyük ilerlemeler kaydettiğini söyledi. Aytekin Geleri, Hükümetin 25 yıl boyunca bir şey yapılamayan bir meseleye el attığını, o alanda demokratikleşme, Kürtlerin kimlik sorunlarından ekonomik ve dil konularına kadar hiçbir sivil iradenin el atamadığı alanlara şu anda el atıldığını ifade etti. Prof. Geleri, son zamanlarda sorunun çözümünde sanki demokratikleşme yoluyla ve yumuşak yaklaşım ve çözüme giden yolda konuşarak sorunun tamamının çok kolay çözülebileceği şeklinde yanlış bir algı oluştuğunu ve PKK'nın bu algıyı çok iyi kullandığını ve silahlı eylemlerini arttırarak BDP ve şehirdeki milisleri vasıtasıyla halk üzerinde korku imparatorluğu kurar hale geldiğini belirtti. Geleri, böyle bir durumda bölge insanında adeta devletin gücü zayıflıyor, PKK güçlü olduğu için devlet bu demokratikleşme çabalarını yapıyormuş gibi bir algıya sebep olduğunu, Batı kesimlerinde de sanki devlet PKK ile işbirliği yapıyormuş, çok ciddi tavizler veriyormuş gibi bir başka algıya yol açtığını vurguladı. Güvenlik ve Strateji Uzmanı Prof. Aytekin Geleri o yüzden devletin şu anda, terörle mücadelede yeni bir konsepti ele aldığını, teröristin dilinden anlayan, onlar gibi dağlarda yaşayan, teröristin psikolojisini, mücadele tarzını çok iyi bilen yetişmiş birliklere ihtiyaç olduğunu ama bunun yeterli olmadığını, işi bilmenin yanında bu birliklerin hukukun üstünlüğüne bağlı kalmanın önemini bilen, şeffaf, sivil iradenin hakimiyeti ve denetimi altında olmaları gerektiğini söyledi. Demokratikleşme çabalarının yanında, PKK'nın silahlı gücü karşısında devlet gücünü ortaya koyabilirse sorunun daha kolay çözülebileceğini belirtti.
“TERÖRLE MÜCADELEDE ORDUNUN VE POLİSİN DIŞINDA GÖNÜLLÜLÜK ESASINA BAĞLI BAŞKA BİR YAPI OLUŞTURULMALI”
Türkiye Gündemi'ne katılan Emekli Yarbay Şenol Özbek, terörle mücadelede bugüne kadar ordunun kullanılmasının yanlış olduğunu, ancak devletin hantal yapısı içinde polis selahiyetleri kanuna bağlı ve 1500 TL maaş verilen insanların bu işte kullanılmasının da bir başka yanlış olacağını, o insanlarının bir gözlerinin arkada kalmaması gerektiğini söyledi. Emekli Yarbay Şenol Özbek, Gönüllülük esasına bağlı insanlardan seçilerek, Ordunun ve Polisin dışında bir başka yapı oluşturulması gerektiğini ve Tunceli'den girip de Kuzey Irak'tan çıkacak bir insan prototipinin o dağlarda o örgütün karşısına koyulmadığı taktirde, bu mücadelede başarılı olunamayacağını söyledi. Şenol Özbek, ordunun bu mücadelenin dış ayağında, polisin terörün şehir yapılanmasına karşı mücadele etmesi gerektiğini, Cudi'nin Gabar'ın tepesine polis göndererek bu mücadelenin yapılamayacağını vurguladı.
“TÜRKİYE'DE YENİ BİR KONTROLSÜZ GÜÇ OLUŞTURULMAMALI”
Türkiye Gündemi'ne katılan Taraf Gazetesi Yazarı Markar Esayan da Şenol Özbek'in söylediklerinin büyük bölümüne katılmadığını, Türkiye'de güvenlik konseptine dayalı devlet biçiminin olduğunu, 100 yıldan beri bunun askerin kontrol ettiği bir sistem olageldiğini, askerin bu kadar fazla yetkiye sahip olmasının da askerî vesayetin temel sebeplerinden biri olduğunu söyledi. Hesap vermeyen böyle kontrolsüz bir gücün siyasete sık sık müdahale ettiğini, bu yüzden öncelikle güvenlik meselesinde Türkiye'nin paradigma değiştirip sivilleşmesi gerektiğini belirtti. Esayan, terörle mücadelede vazifeyi üzerine alacak polisin trafik polisi değil, özel yetiştirilmiş ama kurum olarak emniyetin içinde valilere bağlı çalışan bütün operasyonlarının kayıt altında olduğu kontrollü bir güçten bahsedildiğini bunun da örneklerinin olduğunu ifade etti. Bu sistemi kurarken önlemlerinin de iyi alınarak yeni bir kontrolsüz güç oluşturulmaması gerektiğini vurguladı.