Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkan Vekili Halil Bülbül, bugün yaşanan krizin artık sadece tarım ve turizm sektörleri kapsamında olmaktan çıktığını, tüm sektörleri ve kenti sardığını, birçok şirketin iflasının gündemde olduğunu söyledi. 

ATB'nin 36'ncı meclis toplantısı, ATB hizmet binasında gerçekleştirildi. Toplantıya ATB Meclis Başkanı Hüseyin Cahit Kayan, yönetim kurulu başkan vekili Halil Bülbül, yönetim kurulu ve meclis üyeleri katıldı. 

Toplantıda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Halil Bülbül, son 10 yıldır ATB gündeminin ve çalışma alanlarının değişmez konularından birini yöresel ürünlerin oluşturduğunu söyledi. Anadolu'nun 12 bin yıllık medeniyetler birikiminin bir ürünü olan yöresel ürünlerin hakkını ve hukukunu koruyarak ticarileştirilmesine çalışıldığı, projeler üretildiğini anlatan Bülbül, "Ancak son dönemde kentimizde adının herhangi bir yerine yöresel ürün ibaresini koyan tamamen ticari girişimleri görmekteyiz. Yöresel ürün kapsamlı bu tür faaliyetlerde, bir taraftan ürünlerin orijinalliğini ve hijyenikliğini gözetirken, diğer taraftan esnafımızın ticari faaliyetlerine ket vurmamalıyız. Dolayısıyla bu tür girişimlerin yöresel ürünlere toplam faydası dikkate alınarak gerçekleştirilmesini beklemekteyiz. Adının bir yerinde yöresel ürün olan bu tür faaliyetlerin pazar, panayır veya sergi adı altında düzenlenmesi yerine, 5174 Sayılı Kanun çerçevesinde fuar olarak düzenlenmesi ve denetlenmesi gerekmektedir" diye konuştu.

ATB'nin başkanlığını yürüttüğü Tarım Konseyi'nin faaliyetlerinden bahseden Halil Bülbül, ATB olarak yıllardır her fırsatta ve her ortamda dile getirmeyi görev saydıkları taş ve mermer ocaklarının Antalya'ya, çevreye ve özellikle tarıma verdiği zararları gündeme getirdiklerini söyledi. Bülbül, konsey toplantılarında da taş ve mermer ocakları sorununun 82 konu arasından ikinci en büyük sorun olarak ön plana çıkmasının dikkate değer olduğunu kaydetti. 

ATB Başkan vekili Bülbül, Türkiye ekonomisinin hem genel hem de tarım sektörü olarak büyüme sağlarken, Antalya'nın ne toplam ekonomik faaliyetlerinde ne de tarımsal üretim ve ticaretinde büyüme yaşayamadığını söyledi. Bülbül, "Büyümeden vazgeçtik, 2015 yılı Antalya için ve özellikle tarımsal üretim ve ticaret performansı bakımından tahminlerimizin de ötesinde daralarak geçmiştir. Öyle ki, tarımsal ihracatımız 2015 yılında yüzde eksi 12.5 düşmüştür. Üretiminin önemli bölümünü ihracata ayıran sektörümüz için yüzde 7.6'lık büyüme anlamını yitirmiştir. 2016 yılının ilk çeyrek döneminde de küçülmeye devam eden Antalya tarımı, bu dönemde yüzde 28'lik ihracat kaybı yaşamıştır" dedi.

Meslek komitelerinin üyelerden gelen kent gündemine ilişkin görüş, öneri ve taleplerini de anlatan Halil Bülbül, şöyle sıraladı:

"Tarımsal ticarette vadelerin uzaması ve maliyetlerin ek faiz yükü getirmesi. Finansa erişim sonrası borç yönetimi sorunları. Girdi maliyetleri üzerinde ciddi bir yekün teşkil eden KDV ve ÖTV oranları. Karşılıksız çek miktar ve tutarlarındaki artışlar. İflas erteleme yasasındaki eksiklikler. Hal yasası. Aşırı kredi kullanımıyla meydana gelen ödeme sorunları. İşletmelerin zincirleme etkiyle birbirleri üzerinde olumsuz etkiler yaratması. Hepimizi yakından ilgilendiren bu konuların titizlikle ele alınması ve üzerinde ciddi çalışmalar yapılması gerekmektedir. Örneğin zayıf öz sermayeli büyümeyle, finansa erişim sonrası borç yönetimi ve kredilerin etki analizi yapılmadan kullanılması sonucunda üzülerek ifade ediyorum ki birçok şirketin iflası gündeme gelmektedir."

Tarım sektörü özeline bakıldığında zor bir dönemden geçildiğini dile getiren Halil Bülbül, sektörde faaliyet gösteren şahıs ya da firmalar dışında gerçekleşen olaylar nedeniyle ticari yaşamın olumsuz etkilendiğini kaydetti. Kredi borçlarının ertelenmesini isteyen Bülbül, sektörel kırılganlığı azaltacağı gibi moral ve motivasyonu da artıracağını dile getirdi. Bugün yaşanılan krizin, artık sadece tarım ve turizm sektörleri kapsamında olmaktan çıkarak tüm sektörleri ve kenti sardığını belirten Bülbül, "Dolayısıyla üretilecek çözüm önerisi, bu iki sektörden ibaret olmayıp tüm Antalya'yı kapsayıcı olmalıdır. Örnekleri, daha önce de yaşanmış olan bu önerinin geçen meclis toplantısında başkanımızın dile getirdiği isimle, 'Antalya Yaklaşımı' kapsamında olması gerektiğini bir kez daha dikkatinize sunarım" dedi.

ATB Meclis toplantısında bu yıl kuraklık nedeniyle hububatta yaşanan sorunlar da gündeme geldi. Meclis üyeleri Korkuteli bölgesindeki tüm köylerde yeterli yağış olmaması nedeniyle buğday, arpa üretiminde ciddi bir kuraklığın sözkonusu olduğunu anlattı. Meclis üyeleri, "Ova köylerinin tamamı bitmiş durumda, yağmur yağsa da bu saatten sonra ürün elde edilemez. Çiftçilerin birçoğunun bankalara borcu var ve bunların ertelenmesi gerekiyor. Bazı yerlerde sulama başlamış ama çok az kesim yapılabiliyor. Ülke genelindeki kuraklıktan dolayı bu yıl saman sıkıntısı da yaşanır. Özellikle iç kesimlerde durum çok kötü ve arpa, saman kıtlığı yaşanması et fiyatlarına da yansır" denildi.

Antalyaajans.net