Samanyolu ekranlarının en çok izlenen dizisinin kadrosuna dahil olan Yanardağ'dan samimi açıklama...
Özel kanallar yeni yeni açılmaya başlamışken, elle tutulur bir magazin programı yokken... ‘Televole' daha Televole değilken, 90'larda hayatımıza girdi Arzu Yanardağ. O günden beri birçok dizide ve sinema filminde karşımıza çıktı. Ardından tiyatro sahnelerinde gördük onu.
Yanardağ, eylül ayından itibaren ise Samanyolu ekranlarının en çok izlenen dizisi Küçük Gelin'in kadrosundaki yeni rolüyle çıkacak karşımıza. Dizide küçük gelin olarak izlediğimiz Zehra'nın üvey annesini oynayacak. Seyircinin zihninde üvey annenin iyi karakter olmayacağından şüphe yok. Nitekim Yanardağ da seyirciyi hayal kırıklığına uğratmayacak.
Bir süredir ekranlarda göremiyoruz sizi
Televizyonda uzun süreli bir işim olmadı ama mesela en son ‘Galip Derviş' dizisinde konuk oyuncu olarak oynadım. Zaman hesaplamalarında iyi değilim, hep ileriye baktığım için geriye dönük pek zaman veremiyorum. Fakat tiyatroya hiç ara vermeden devam ediyorum, geriye dönük hesabını yapabiliyorum bunun (gülüyor). İki sezon süren Veysel Diker ile çalıştığım ‘Terzinin Türküsü' oyununda oynadım. Bu sezon da Barbaros Uzunöner ile birlikte Bu Tiyatro'nun sunduğu ‘Alçalarak Yüksel' adlı iki perdelik oyunda rol aldım. Bu sezon da devam edecek.
Oyunculuğu deneyen ama başarılı olamayan çok ünlü isim var. Siz bunca zamandır nasıl varoldunuz bu piyasada?
Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde eğitim aldım ve sahnelere çıktım. Seyirci beni sevdi. O Televole zamanlarından kalan sayılı isimden biriysem sebebini buna veriyorum.
Hem tiyatro hem sinema hem de televizyondasınız. Gönlünüz daha çok hangisinde?
Tiyatro ve sinema birbirini besleyen şeyler aslında. Mesela Hollywood oyuncuları sinemaya ara verip Broadway'e çıkıyor. Sinema değil de belki televizyon biraz kapasitenizi düşürebiliyor. Fakat tiyatro sizi zinde ve ayakta tutan bir şey, aynı roller ya da uzayan senaryolar sebebiyle. Tercih yapmaktan yana değilim ama tiyatro hiçbir zaman vazgeçmeyeceğim bir şey. Bu nedenle diyorum ki 70 yaşıma geldiğimde sabahlara kadar sette olmayı asla istemem ama her akşam tiyatro sahnesine çıkabilirim.
Daha önce oyunculuğa dair ‘biraz şizofreniye sahip olmanız gerekli' demişsiniz. Kastınız neydi?
Oyunculuğu bilinçli şizofreni olarak tanımlıyorum. Ancak nerede durmanızı bilmeniz gerekiyor. Egonuz bazen çok yükselmeli, bazen düşmeli. Mesela silah taşıyan adam rolünü oynayan bir kişi, günlük hayatta bundan çıkamayabiliyor. Rolden çıkabildiğiniz müddetçe bu bahsettiğim bilinçli şizofreni çok keyifli. Belki gerçek hayatta hiç olamayacağınız karakterler olmak ya da ulaşamayacağınız yerlere ulaşmak yani kendi içinizden karakterler çıkarmak çok keyifli.
Size dair ne duysak şaşırırız?
Müslüman olduğumu duysalar şaşırırlar mı? Hayatımda hiç diyet yapmadım, bu kadınlar için şaşırtıcı olabilir. Belki de şu tavsiyede bulunabilirim; insanlar kimin hakkında ne duyarsa şaşırmamalı. Artık beni hiçbir şey şaşırtmıyor, bana dair de ne duyarsanız şaşırmayın.
Beni zorlayacak bir rolde oynamak istiyorum
Samanyolu TV'nin ‘Küçük Gelin' dizisine başlama serüveniniz nasıl oldu?
Dizinin o kadar çok izleyicisi var ki karar vermek hiç zor olmadı. Şimdiden hayranlarım oluştu. Arap ülkelerinden tutun da birçok yerden mesajlar geliyor.
Dizideki rolünüzden bahseder misiniz?
Üvey anne deyince aklınıza nasıl bir portre geliyorsa tam da o.
Diziyle birlikte sizi ekranlarda daha çok göreceğiz. Devamı gelir mi?
Gündemde kalmakla ilgili bir derdim yok inanın. Dizi zaten o kadar çok izleniyor ki ister istemez herkes görecek (gülüyor). Bunun dışında beni takip etmek isteyenler tiyatroya gelebilir.
Oynamak istediğiniz roller var mı?
Şimdiye kadar oynadığım roller belki insanları şaşırttı ama beni zorlamadı. Beni zorlayacak bir rol oynamak istiyorum. Oynamadan ölmek istemediğim roller var. Mesela gerçekte yaşamış biri...
Aklıma Cahide Sonku geldi...
Allah sonumu benzetmesin tabii o da güzel olurdu. Bir de 40'lı yaşlarımda hayata geçirmek istediğim bir sinema filmim var. Şimdilerde senaryosunu yazmaya başladığım bir film... Susuz Yaz filminde Hülya Koçyiğit'in rolünü oynamak isterdim.
Saçlarınızı, imajınızı çok sık değiştirmeniz dikkat çekiyor. Bir nedeni var mı?
Siz madem bana kötü kadın, ara bozan roller veriyorsunuz. Alın size sarı demek gibiydi bu son seçimim, biraz tepkiydi ama sonraları sevdim de. Şu da var ki ben erkek olsam da sürekli sakalımla saçımla oynardım.
Herkes siyaset konuşmamalı
Bu dönemde Samanyolu'nda çalışmak siyasî ve diğer baskılara karşı hazır olmayı gerektiriyor, buna hazır mısınz?
Kanalın çok izlenen, çok başarılı bir işinde, çok iyi oyuncularla rol alacağım. Ben daha önce de Samanyolu Televizyonu'yla çalıştım ve hayatımda çalıştığım en rahat, en güvenli setti. Durum böyleyken teklif gelince neden kabul etmeyeyim. Hiçbir zaman insanlara göre hayatımı yaşamadım. Özgür yaşıyorum. Bu yaştan sonra kimsenin görüşüne göre şekil değiştirecek değilim. Sanatçı ortada olmalı, çok sağda ya da solda durmamalı. Tabii ki düşünüp inandığın hatta uğruna savaş vereceğin şeyler olabilir ama bence ortada bir profil çizilmeli. Yaptığımız işi çok abartmamalıyız bence. Biraz endam biraz güzellikle birçok kişinin yaptığı bir iş bu. Bu sebeple oyuncuları çok önemsememiz onların da kendilerini çok önemsememesi lazım. Geçen günlerde televizyonda bir programa rast geldim. Bir vakitler şarkıcı olmuş, mankenlik yapmış ya da oyuncu olmuş insanlar siyaset konuşuyor. Bunu anlamıyorum. Herkes siyaset konuşmamalı.
Kızımla ormanda uzun yürüyüşler yapıyoruz
Sesinizin güzel olduğunu söylüyorlar, sesinizle iş yapma gibi bir planınız yok mu?
Kızım Alara sesimi çok seviyor ve evde ona şarkılar söylüyorum. Hayalim, o büyümeden inşallah bir çizgi filmde seslendirme yapmak. Sonra da kızımla sinemada o filmi izlemek...
Kendinizi yıllar sonra nerede görmek, nasıl anılmak istersiniz?
Ardımda bir sinema filmi bırakmak istiyorum. Ama eve giderken bir trafik kazasında ölebilirim. Çok fazla geriye ya da ileriye dönük yapmaktansa şu anda yaşamak istiyorum. Tatile giderken bile iki saatte plan yapıp giderim.
Günlük hayatınız nasıl geçiyor?
Kızımla geçiyor çoğunlukla. Sinema izliyoruz akşamları. Sergileri çok seviyor, birlikte gidiyoruz. Doğada olmayı çok seviyoruz. Uzun uzun orman yürüyüşleri yapıyoruz.
İstanbul'da yürüyecek yerler buluyorsunuz yani...
(Gülüyor)Tabii var ama sır kalsın oralar.
Yıllardır bu işin içindesiniz. Birikim yapabildiniz mi geleceğe dair endişeleriniz var mı?
Memur bir ailenin çocuğuyum. Maddi varlık içinde büyümedim ama ihtiyacım olan her şeyi ailemden alabildim. Sonrasında paramı da kendim kazandım. Aslında halk kızıyım ben. Paradan hiç güç almadım. Çok ihtimalim olsa da zengin bir sevgilim olmadı, aksine hep itmiştir beni. Paranın getiremeyeceği birçok mucizevi şeye sahibim.