AKP’nin yerel seçim yenilgisi sonrası ilk Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘kibir’ uyarısı yaptığı konuşmaya dair basına yansıyan ayrıntılar konusunda yeni bir iddia ortaya atıldı. AKP ve Cumhurbaşkanlığı’ndan Erdoğan’ın konuşmasının iki ‘farklı’ versiyonu servis edilirken, “kibir hastalığı” ifadelerinin yer aldığı metnin parti içinde rahatsızlığa yol açtığı belirtildi. Buna göre, AKP içinde bunun sorumlusu araştırılmaya başlandı. TRT ve AA’dan bu metni çekmeleri istendi ancak geç kalındı.

Erdoğan’ın konuşmasına dair basına servis edilen iki metindeki farklar dikkat çekmişti. AKP’den dağıtılan metinde Erdoğan’ın yerel seçim sonrası partililere “kibir” uyarısı yaptığı yazarken, Cumhurbaşkanlığı’nın gönderdiği metinde bu bölüm yer almıyordu. AKP’nin gazetecilere gönderdiği metinde, Erdoğan’ın ‘kibir hastalığına’ dikkat çektiği, “Hangi konumda olursa olsun bu partide hiç kimsenin ‘layüsel’ olmadığını milletimize göstereceğiz” dediği belirtiliyordu.

Cumhurbaşkanlığı’ndan servis edilen metinde ise Erdoğan’ın yaptığı belirtilen konuşmanın aynı bölümü için şu ifadelerle yetiniliyordu: “MYK’da Erdoğan’ın vatandaşlardan gelen şikayetleri gündeme getirdiği, parti yönetimi, il, ilçe, belde teşkilatları, belediye başkanları, milletvekilleri ve bürokraside görülmeye başlanan olumsuz tutumlardan kurtulmanın ve onunla mücadele edilmesinin öneminin altını çizdiği de alınan bilgiler arasında.”

Gazete Pencere’den Nuray Babacan’ın kulis haberine göre, AKP metni rahatsızlık oluşturdu; bundan aynı zamanda patinin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday gösterdiği, Tanıtım ve Medya Başkanlığı sorumlusu Hamza Dağ ve ekibi sorumlu tutuldu. Üstelik, “Son anda iktidar medyasına müdahale edilerek, perde arkasının geri çekilmesi için talimatlar gitti.”

Babacan’ın yazısının ilgili bölümü şöyle:

“Bu arada son MYK toplantısının basına sızdırılan “tek tip perde arkası” da son iki günün en çok konuşulan konusu oldu. AKP’nin Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı organizasyonunda bakanlıklar dahil, her alanı kontrol etme anlayışı epeydir biliniyor ama bu kez çok tuhaf gelişmeler oldu. Cumhurbaşkanı’nın MYK’daki konuşması kelimesi kelimesine AKP’yi izleyenlere “servis” edildi. Ancak bu servisten parti yönetiminin büyük bölümünün haberinin olmadığı ortaya çıktı. Parti yönetimindeki tepkiler nedeniyle bunu kimin yaptığı araştırılmaya başlandı, Tanıtım ve Medya Başkanlığı’nda Hamza Dağ ve ekibi sorumlu tutuldu.

Kimsenin haberi olmadan yapılan bu servis nedeniyle parti yönetiminde tartışma çıktı. Son anda iktidar medyasına müdahale edilerek, perde arkasının geri çekilmesi için talimatlar gitti. TRT ve AA dahil herkes yayına koyduğu haberi nasıl geri çekeceklerini bilemediler. Tüm TV kanallarında ve sosyal medyada dönen haber için çok geç kalındığı ortaya çıktı.

Parti yönetiminde, Cumhurbaşkanı’nın kendilerine yönelik sert eleştirilerde bulunduğu bu konuşmanın, kamuoyunda duyulmasının iyi olduğunu düşünenlerle, “Parti içi değerlendirme, partide kalmalıydı” diyenler ikiye bölündü. Partideki güç savaşının ve medyayı kontrol etme alışkanlığının ne boyuta ulaştığı da ortaya çıktı.”