Kulkuloğluna fezleke, Kılıçdaroğluna takipsizlik
-Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Kayseri Büyükşehir
Belediyesiyle ilgili iddiaları dile getirirken Avukat
Yakup Erikelin sahte vekalet kullandığını söyleyen
CHP Genel Başkanı Kıl
KAYSERİ (A.A) - Barış Kılıç/Fevzi Çakır - Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı, Kayseri Büyükşehir Belediyesiyle ilgili iddiaları dile getirirken
Avukat Yakup Erikelin sahte vekalet kullandığını ifade eden CHP Genel
Başkanı Kılıçdaroğlu hakkında takipsizlik kararı verdi, aynı iddialar dolayısıyla
CHP Kayseri Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlu hakkında dokunulmazlığının
kaldırılması için fezleke hazırladı.
Avukat Erikel, Kılıçdaroğlu ve Kulkuloğlu hakkında, 29 Aralık 2010da Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.
Erikel, suç duyurusunda, Kayseri Büyükşehir Belediyesi ile ilgili siyasi
tartışmalarda, Kılıçdaroğlu ve Kulkuloğlunun, ismini sahte vekalet kullanan
avukat olarak karıştırdığını ifade etti ve bu nedenle güç duruma düştüğünü
kaydetti.
Şikayet edilenlerin, müvekkili Hacı Ali Hamurcuya hukuk hizmetini
vekaletsiz olarak verdiğini ileri sürdüklerini belirten Erikel, Hamurcunun,
kardeşi Avukat Yusuf Erikele Ankara Yenimahalle 3. Noterliği aracılığıyla
vekaletname verdiğini, kardeşinin müvekkiliyle görüşme tutanağı ve vekalet
anlaşması imzaladığını daha sonra kardeşinin, vekaletnameye istinaden kendisine
tevkil çıkardığını anlattı.
Bu tevkil ile Hamurcunun dosyasını Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinde ve
Yargıtayda takip ettiğini bildiren Erikel, ilgili kanunlarda müdafii sıfatına
haiz olmak için noterden vekaletname çıkartmanın şart olmadığını, Yargıtay Ceza
Genel Kurulunun içtihadına göre de sanığın, hakim huzurundaki bir avukatı müdafi
olarak kabul ettiğini bildirdiği anda müdafi sıfatının kazanıldığını, dolayısıyla
sahte vekalet kullanmadığını dile getirdi.
Kardeşinin, tartışmalar üzerine, o sırada bulunduğu Silivri Cezaevinden
faksla vekaleti teyit ettiğini kaydeden Yakup Erikel, Tartışılan konunun,
kardeşinin verdiği tevkil belgesindeki noter yevmiye numarasının sehven yanlış
yazılmasından kaynaklandığını, bunun hukuki değeri olmadığını ve her aşamada
düzeltilebileceğini ifade etti.
Yakup Erikel, şikayet edilenlerin şahsına, mesleki ve ailevi hayatına
yönelik asılsız suçlamalarda bulunduğunu ifade ederek, Kılıçdaroğlu ve
Kulkuloğlunun cezalandırılmalarını talep etti.
-Kılıçdaroğlu hakkında takipsizlik-
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma sonucunda Kılıçdaroğlu hakkında
takipsizlik kararı verdi.
Kararda, TBMM tutanaklarına göre Kılıçdaroğlunun, iddiaları 13 Aralık
2010da TBMM Genel Kurulunda, sonraki günlerde ise bazı televizyon kanallarında
dile getirdiği belirtildi.
Anayasanın 83/1. maddesindeki, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri,
Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri
düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine Meclis
tarafından başka bir karar alınmadıkça bunları Meclis dışında tekrarlamak ve
açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar düzenlemesine dikkat çekildi.
Hükme göre, bir milletvekilinin yasama görevini yerine getirdiği sırada sarf
ettiği sözler, açıkladığı düşünceler ve verdiği oylar dolayısıyla cezai takibata
uğramasının mümkün olmadığı belirtildi.
Anayasa koyucunun bu tabir ile mutlak dokunulmazlığın kapsamını fiziksel
olarak belirli bir mekanla sınırlamadığı, işlevsel olarak yasama fonksiyonunun
ifade edildiği yerleri öngördüğü kaydedilen kararda, bu nedenle meclis
çalışmaları deyiminin geniş yorumlanması gerektiği, bu bağlamda Meclis Genel
Kurul toplantılarının, siyasi parti grup toplantılarının, Meclis araştırması veya
soruşturması komisyonlarının Meclis dışında, hatta yurt dışında yaptığı toplantı
ve çalışmaların da bu kapsama girdiğinin değerlendirilmesi gerektiği ifade
edildi.
Kararda, şöyle denildi:
Somut olayda, Kılıçdaroğlunun, Meclis Genel Kurulunda söylediği sözler
ile daha sonra televizyonda söylediği sözler arasında benzerlik bulunduğu ve
genel kurulda bahsettiği konuların tekrarı niteliğinde olduğu, bu nedenle,
Anayasanın 83/1. maddesi uyarınca Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmak
şeklinde gelişen eyleminin mutlak dokunulmazlık kapsamında bulunduğu
anlaşıldığından, kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildi.
-Kulkuloğlu hakkında fezleke-
Kulkuloğlu hakkında ise Yargı görevini yapana görevinden dolayı hakaret
suçlamasıyla Anayasanın 83/2 maddesi uyarınca dokunulmazlığının kaldırılması
için fezleke hazırlanarak, TBMMye iletilmek üzere Adalet Bakanlığına
gönderildi.
Fezlekede, Kulkuloğlunun, Kılıçdaroğlunun 13 Aralık 2010da TBMM Genel
Kurulundaki sözlerini izleyen günlerde, TBMMde basın toplantısı düzenlediği ve
Erikel hakkında iddiaları dile getirdiği ifade edildi.
TCKnın 6/d maddesinde, avukatların da yargı görevi yapan tanımına
girdiğine işaret edilen fezlekede, Erikelin, iftira suçundan şikayetçi
olduğu, buna karşın eylemin, yargı görevi yapana hakaret suçunu oluşturduğu
kaydedildi.
Fezlekede, Kulkuloğlu hakkında, yargı görevi yapana görevinden dolayı
hakaret suçundan takibat yapılabilmesinin Anayasanın 83/2. maddesi uyarınca,
yasama dokunulmazlığının TBMM tarafından kaldırılmasına bağlı olduğu
anımsatılarak, TBMMnin takdirlerine tevdi olunmak üzere fezleke ve eki
soruşturma evrakı ilişikte sunulmuştur denildi.
Yayıncı: Selçuk Aval